Bir varsayıma 3 ağırlaştırılmış müebbet!

Dosya Haberleri —

Nevzat Öner

Nevzat Öner

  • Van’da 2020'de Vefa Sosyal Destek Grubu’na yapılan silahlı saldırıda 2 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. HDP Özalp Belediye Meclis üyesi Nevzat Öner, aracı saldırının yapıldığı araçla benzeştiği için 3 kez ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı. Av. Abdurrahman Karabulut, HDP’li olduğu için olayın Öner'in üzerine yıkılmaya çalışıldığını söyledi.
  • Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Nevzat Öner, “Bütün maddi deliller olay anında orada olmadığımı, söz konusu aracın benim aracım olmadığını açıkça göstermesine rağmen 3 ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl ceza verilmesi tam anlamıyla hukukun, yasal ve anayasal düzenin katliamıdır" ifadelerini kullandı.

MAHİR FIRAT FİDAN/VAN

Türk yargısının skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Ortada bir delil olmadan sadece Kürt olduğu için "doğal olarak suçlu" görülen Kürtlere ceza yağdırmak Türk yargı sisteminde "rutin bir hal" alırken, Adalet mekanizmasının da çöküşünü gözler önüne seriyor. Bu skandallardan biri de Van'da yaşandı. Özalp ilçesine bağlı Memedalan (Mehmetalan) Mahallesi’nde 14 Mayıs 2020 tarihinde Vefa Sosyal Destek Grubu görevlilerini taşıyan belediye aracına uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda Yıldırım Demir ve Kinyas Karalioğlu yaşamını yitirdi, belediye çalışanı Taner Temizer ise yaralandı. Yaşanan olayın ardından aralarında HDP yöneticilerinin de olduğu 43 kişi gözaltına alındı; 35 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, 4’ü tutuklu 8 kişi hakkında ise “örgüt üyesi olmak” ve “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddialarıyla dava açıldı.

Tek tutuklu Öner

Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Nisan 2021 tarihinde görülen duruşmada Fevzi Keleş, Cemil Göz ve Mehmet Döner tahliye edilirken, HDP Özalp Belediye Meclis üyesi Nevzat Öner’in ise tutukluluğunun devamına karar verildi. Nevzat Öner’e, sonraki duruşmalarda hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçunu işlediği iddiası ve olayda yaşamını yitiren Yıldırım Demir ve Kinyaz Karalıoğlu'nu “kasten öldürme” suçlamasından “3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası verildi. Taner Temizel'e karşı “nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu işlediği iddiasıyla da 18 yıl hapis cezası verildi. Nevzat Öner’in eşi Adalet Öner de aynı dosyadan tutuksuz yargılandı.

Bir hukuk garabeti

Mahkeme, olayda yaralanan Taner Temizer’in ifadesinde “gri renkli bir araçtan kendilerine saldırı düzenlendiği” ifadesine dayanarak Nevzat Öner’in cezalandırılmasına karar verdi. Buna dayanak olarak da, dosya kapsamında bir kısım şahısların beyanlarının alınması ve bahse konu şahısların olay saatinden sonra Aksorguç Mahallesinden Seydibey istikametine doğru hızlı bir şekilde Megane marka bir aracın gittiğini ifade etmeleri oldu. Bu beyanların ardından bu istikamette kamera kaydı incelemesiyle bahse konu aracın tespiti (plaka tespiti değil) ve ardından kamera kayıtlarındaki araç ile Nevzat Öner'in 31 DB 367 plaka sayılı aracı üzerine karşılaştırma yapıldı. Yapılan karşılaştırma neticesinde her iki araç arasından jantlar, araç üstü yanık ve bazı hususlarda benzerlikler olduğu ifade edildi. Avukat Abdurrahman Karabulut bu duruma itiraz ederek, olay tarihinde silahlı saldırıyı gerçekleştiren aracın kamera kayıtlarında tespiti yapılan araç olmadığı çünkü kamera kayıtlarındaki ve tanıkların ifadelerinde geçen aracın, Taner Temizel'in beyanında belirttiği istikametin tam tersi yönünde gittiğini aktardı. Bu sebeple Karabulut kamera kayıtlarındaki aracın olaya karışan araç olduğu iddia edilemeyeceğini söyledi.

Emniyet araştırmadı

Avukat Abdurrahman Karabulut, olayın asıl faillerinin tespiti amacıyla, daha önceden mahkemeden olay gününe dair, "Mehmetalan Kavşağı - Özalp" istikametine doğru kamera kaydı incelemesinin yapılmasını ve tespit edilecek görüntüler üzerinde CD çözüm tutanağının hazırlanmasını talep ettiklerini fakat mahkeme tarafından bu taleplerine dair emniyete yazı yazıldığını emniyet tarafından ise herhangi bir araştırma yapılmadığını aktardı.

Bilirkişi incelemesi kabul edilmedi

Ayrıca Av. Karabulut, bu hususta şu bilgileri aktardı: ''Yani Mehmet Alan Kavşağından Şehittepe - Çubuklu - Seydibey istikametine giden aracın plaka tespiti yapılmamış ve bu aracın 31 DB 367 plaka sayılı araç olup olmadığı tam olarak tespit edilememiştir. Bu kapsamda mahkemeden, Mehmet Alan Kavşağından Şehittepe - Çubuklu - Seydibey istikametine giden aracın 31 DB 367 plaka sayılı araç olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve buna ilişkin rapor aldırılmasını talep ettik. Ancak mahkeme bu talebimizi de kabul etmedi. Öncelikle geri dönme ihtimalinin olmadığını belirtmemiz gerekmektedir. Çünkü Taner Temizel alınan beyanında saldırıdan sonra 10-15 dakika içerisinde bu yoldan herhangi bir aracın geçmediğini ifade etmiştir. Dolayısıyla saldırıyı yapan araç geri dönmemiştir.''

Tespit yok

Taner Temizel'e Nevzat Öner’in aracı teşhis ettirildi ve Nevzat Öner’in aracı üzerine yapılan svap incelemesi neticesinde atış artığı tespit edildi ve bu delillere dayanılarak, olaya karışan aracın Nevzat Öner’in aracı olduğu ve eylemi Nevzat Öner’in gerçekleştirdiği kabul edildi. Av. Karabulut’un bu teşhislere ilişkin mahkemeye sunduğu deliller ve itirazlar ise kabul edilmedi. Öte yandan Av. Karabulut “Bu atış artığının suça konu olayla ilgisi olup olmadığının tespiti gerekmektedir, atış artıklarının olay tarihinde mi oluştuğu, yoksa önceden mi kaldığı, silahlı saldırı olayı neticesinde mi meydana geldiğinin tespiti gerekmektedir” dedi.

Kumpas şüphesi

Av. Karabulut, bu konuda şunları belirtti: ''Bu kapsamda müvekkilin aracında çıktığı iddia edilen atış artığı ile olay yerinde elde edilen kovanlar ve maktulün vücudunda elde edilen çekirdekler arasında karşılaştırma yapılması, araç üzerindeki atış artıklarının suça konu olayla ilgisinin olup olmadığına dair rapor aldırılması gerekmektedir. Buna dair dosya kapsamında herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Bu nedenle atış artıklarının müvekkilin aleyhine değerlendirilmesi mümkün değildir. Öte yandan svaplar müvekkil ya da avukatı huzurunda alınmamıştır. Müvekkil üzerine atılı suçu işlemediği için, bu şekildeki bir tespitin yapılması tarafımızca müvekkil aleyhine bir kumpas olduğu şüphesini uyandırmıştır. Mahkemeden, müvekkilin aracında çıktığı iddia edilen atış artığı ile olay yerinde elde edilen kovanlar ve maktulün vücudunda elde edilen çekirdekler arasında karşılaştırma yapılmasını, araç üzerindeki atış artıklarının suça konu olayla ilgisinin olup olmadığına dair rapor aldırılmasını talep etik. Ancak mahkeme tarafından bu araştırma yapılmamış ve eksik inceleme ile karar verilmiştir.’’

Somut hiçbir delil yok

Avukat Abdurrahman Karabulut davanın hukuki değil, siyasi bir dava olduğunu belirterek şunları söylüyor, “Müvekkil Nevzat Öner, HDP Özalp Belediyesi Meclis üyesidir. Olay tarihinde meydana gelen cinayet vakasının PKK tarafından yapıldığı iddiasıyla soruşturma yürütülmüş, müvekkil siyasi kişiliği nedeniyle olayla iltisaklandırılmış ve bir yönüyle HDP ile PKK arasında bir bağ varmış gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Esasen adli makamlar, sistemli bir şekilde olayı müvekkilin üzerine yıkmaya çalışıyor. Dosya kapsamında eylemin Nevzat Öner tarafından gerçekleştirildiğine dair somut delil yoktur. Ceza yargılamasında sanığın atılı suçu işlediği her türlü şüpheden uzak somut delille ispatlanması gerekirken, varsayımla müvekkilin atılı suçu işlediği iddia edilmiş ve müvekkil cezalandırılmıştır. Aksine biz müvekkilin masumiyetini ispatlamaya çalıştık ve mahkemeye birden çok kez tevsii tahkikat taleplerimizi ilettik. Ancak mahkeme tarafından bu taleplerimiz somut bir gerekçe olmadan reddedilmiştir.”

Olay Öner’in üzerine yıkıldı

Olay saatine yakın bir zaman diliminde Nevzat Öner'in Muradiye ilçesinden baz verisinin olduğu tespit edilmesinin müvekkilinin olayın içerisinde olmadığının en önemli göstergesi olduğunu söyleyen Av. Karabulut, şunları belirtti: ''Dosya kapsamında Nevzat Öner’in lehine olan ve suçsuzluğunu ispatlayan birçok hususun araştırılmadan karar verildi. Olay bir yönüyle müvekkilin üzerine yıkılmaya çalışıldı. Hukuki açıdan facia denilecek bir karara imza atılmıştır. Temyiz incelemesi halen devam etmektedir. Yargıtay tarafından karar bozulursa yargılama işlemleri sürecektir. Eğer Yargıtay kararı onarsa karar kesinleşecektir. Bu karara karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulacak ve olağanüstü kanun yoluna başvurulacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin talebimizi reddetmesi ihtimalinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılacaktır.”

Bir hukuk faciası

Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan ve mektup yoluyla görüştüğümüz Nevzat Öner ise yaşadığı durumu bir hukuk faciası olarak değerlendiriyor. İçinde bulunduğu hukuksuzluğu anlatan Öner sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bütün maddi deliller olay anında orada olmadığımı, söz konusu aracın benim aracım olmadığını açıkça göstermesine rağmen tarafıma 3 ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl ceza verilmesi tam anlamıyla hukukun, yasal ve anayasal düzenin katliamıdır. Lehime olan bütün delil ve dayanakları gerekçe bile göstermeden göz ardı eden, siyasi saikler ve nereye dayandığı bence belli olan kanaatlerle karar alan mahkemenin, hukuk ve adalet adına yaptığı bu trajikomik seremonisini hukuki düzlemde değil, politik ve ideolojik aparata dönüşen konumu üzerinden değerlendiriyor, verilen kararın bunun yansıması olduğunu düşünüyorum."

Devlet olaya fail aradı

Olayın hemen ardından HDP yöneticilerinin de bulunduğu 43 kişi gözaltına alınmasını da yaşanan sürecin politik bir durum olduğuna değinen Öner, “Yeterli soruşturma yürütülmeden 43 kişinin gözaltına alınması, önceden belirlenmiş bir plan dahilinde ‘olaya fail arama’dır. Hukuk kılıfıyla giydirilen bu uygulama ve kararların, hukukun temel dayanakları olan maddi ve somut deliller ile değil, hukuk dışı, politik veriler ve fişlemeler ile yapıldığı açıktır. Kendileri için düşman gördükleri herkesi kriminalize ederek, her olayın potansiyel şüphelisi, faili ve suçlusu ilan ettikten sonra, geriye sadece hukuk cübbesi giymiş bir hakimin karar vermesi kalıyor.”

***

AİHM'e kadar gideceğiz

Dosya kapsamında Nevzat Öner’in lehine olan ve suçsuzluğunu ispatlayan birçok hususun araştırılmadan karar verildiğini söyleyen AV. Abdurrahman Karabulut, "Temyiz incelemesi halen devam etmektedir. Yargıtay tarafından karar bozulursa yargılama işlemleri sürecektir. Eğer Yargıtay kararı onarsa karar kesinleşecektir. Bu karara karşı Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulacak ve olağanüstü kanun yoluna başvurulacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin talebimizi reddetmesi ihtimalinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuru yapılacaktır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.