Bir yolun hikâyesi

Forum Haberleri —

Yol/foto:Pixabay

Yol/foto:Pixabay

  • Kendi topraklarının hikâyesini taşıyamayanlar yeni bir hikâye yaratamayacak kadar kırılmış olurlar. Ve bu yüzden bir döngüde sıkışıp kalmanın ağır sıkıntısıyla kalakalırlar.

MERYEM RONYA

Her hikâye bir yolculukla başlar, derler.

Ya gidecekleri bir yolu bulunmayanlar; varacakları başka bir yolu olmayanlar; yola da yolcuya da yabancı olanlar?!..Bir hikayeden yoksun olanlar mıydı?

Günümüzde her kavram gibi “yolculuk” da hız ve zaman döngüsü içerisinde anlamlandırılıyor, başka anlamlarla yol alıyor; fark etmemek mümkün mü? Hız ve zaman döngüsüne sıkışmış her kavram yolunu kaybediyor; gerçekliğin kendisi gibi…

Ama ben hikâyelerle ilgileniyorum...

Her hikâye bir yolculukla mı başlar sahiden?

Vatanını terk etmek zorunda kalmışların ya da çekip gitmenin çekiciliğine kapılanların kederi belki de yurt tutmamış bir hikâyeye sahip taşıdıklarındandı. Geçmişin ve şimdinin hikâyesi bir ağırlık gibi her an hissedilirse, “gelecek” ruhun hangi dehlizlerinde yol bulabilecektir ki kendisine…

Kendi topraklarının hikâyesini taşıyamayanlar yeni bir hikâye yaratamayacak kadar kırılmış olurlar. Ve bu yüzden bir döngüde sıkışıp kalmanın ağır sıkıntısıyla kalakalırlar.

Bir de geride kalanlar vardır. Gidemeyecek olanlar…Evlerinin, sokaklarının, şehirlerinin sınırlarında gezinenler; o sınırlarda yaşama uğraşı verenler…Acımasızlığına rağmen bir sevgiliyi kucaklar gibi vatanlarını bırakmayanlar, bırakamayanlar…En çok da kadınlar!..

Kadınsız bir hikâye var mıdır? Zamanın her bir aralığında, her bir kesitinde hayata tutunmayı ve hayat vermeyi öğrenmiş kadınlar… Acıya, zulme, ölüme rağmen bir ağacın tüm gövdesiyle toprağa tutunması gibi sevdiklerine ve bu yüzden de kendi hikayelerine tutunan kadınlar…

Uzak yolları, uzak ışıkları, uzak diyarları bilmeyen kadınlar düşünün… Kafatası parçalanmış evladının beyin parçalarını özenle toplayıp beyaz tülbendine saran ve günlerce bir zamanlar süt verdiği göğsünün üzerinde saklayan kadın; hikayesiz midir? Ya da sevdiğinin kaybedilen bedenini aramaktan vazgeçmeyen, o bedenin kemiklerinden “şimdi”yi kuran kadın? Ömrünü bir yasa dönüştüren kadın?...Her birimizin ömür hikayesinde bir kaybın doldurulamayacak kadar derin ve kederli boşluğu yok mudur?.. Yalnızca bu boşlukta büyüyen zamansız demlerin kırılgan umudu… Belki de bu yüzden her hikaye kadınla başlar. Ve işte yine bu yüzden bu kadim coğrafya da aşkın umudunu, direncin yalnızlığını, onurun suskunluğunu, acının sabrını taşır hikâyeler, kadınlar... Ve sırf bu nedenle eşsizdir…

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.