Bizi yok sayan sistemi kabul etmiyoruz

Kadın Haberleri —

Zinarîn Kobanê

Zinarîn Kobanê

  • YPJ komutanlarından Zinarîn Kobanê, HTŞ’nin Suriye'de DAİŞ zihniyetiyle hareket ettiğini söyledi ve ekledi: “HTŞ bölgede barış, güvenlik ve istikrar yaratmak istiyorsa, tek bir dini, tek bir sistemi, tek bir ulusu, tek bir kültürü değil, bölgenin bütün unsurlarını renkleriyle kabul eder.”
  • Bölgelerimize cihatçı bir sistemin dayatılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Suriye'de kadınların özgürlüğü kısıtlanıyor ve HTŞ sisteminden endişe ediliyor. Tek taraflı, her iki cinsin eşitliğini kabul etmeyen bir sistemi asla kabul etmeyeceğiz. 

Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ), Şam’da iktidarı ele geçirirken, Türk devletinin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) çeteleri de Tişrîn Barajı ve Qereqozak Köprüsü'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. QSD ve YPJ savaşçıları, saldırılara karşı direnişini sürdürüyor. 

Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) komutanlarından Zinarîn Kobanê, şu anda Suriye’de askeri, psikolojik, ekonomik savaşın yanı sıra özel bir savaşın yürütüldüğüne işaret ederek, “Savaşla halklar arasında korku yaratılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla halkları göçe zorlayan psikolojik bir savaş. Halkımızın barış ve güven içinde yaşaması, geleceğinin güvence altına alınması, göçe maruz bırakılmaması için direneceğiz. Tüm gücümüzle ve irademizle savaşacağız, irademizi daha güçlü hale getireceğiz” dedi. 

Erk-devlete karşı silah bırakmayacağız

Kamuoyunda sıkça tartışılan Özerk Yönetim güçlerine dayatılan silah bırakma konusuna dikkat çeken Zinarîn Kobanê, Jinha’ya şunları söyledi: “Şu anda böylesi bir şeyin sorulması şaşırtıcıdır. Sürekli saldırının, katliamların ve işgalin olduğu bir bölgedeyiz. İnsanlar yerinden ediliyor ve demografisi değiştiriliyor. Bu durumda silahlarımızı nasıl teslim edeceğiz? Böylesi bir durumda silahlarımızı bırakma gibi bir niyetimiz yok. Halkımız barışçıl ve istikrarlı bir ortamda yaşarsa o zaman silahlarımızı bırakabiliriz. Silahlara ve savaşa aşık bir güç değiliz. Ancak şu an ki süreç böyle değil. Kadınlara ve topluma yönelik saldırılar var. Silahlarımızı erkek-devlet zihniyetine karşı asla bırakmayacağız.”

Zinarîn Kobanê, HTŞ'nin El Nusra Cephesi olduğunu ve gelişmelere açık olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "HTŞ, Suriye'nin yönetimini ele geçirdikten sonra devrim yarattıklarını iddia ediyor. Bunu söyleyen güç, bir devrim yarattığını ve yeni bir sistem kurmak istediğini söylüyor. Önce müzakere ve diyalog için zemin yaratmalı. Ayrıca, bu topraklarda yaşayan her güç kendi kimliğiyle kendini ifade etmelidir. Ancak bugün Coloni hükümeti etrafında toplanan güçler yine kendi güçleri ve kuvvetleridir. Herkes HTŞ’nin nereden geldiğini biliyor. HTŞ daha önce El Nusra ve El Kaide olarak biliniyordu. Bu güçte AKP'nin anlayışı ve zihniyetiyle eğitildi. Türk hükümeti de Suriye topraklarına güçlerini konuşlandırıp Kuzey ve Doğu Suriye'ye karşı savaşmak üzere bu kişilere eğitim verdiğini bizzat açıkladı.”

Eşitlik önceliğimiz

HTŞ’nin yeni yönetimde Suriyeli kadınlara yer vermediğini ifade eden Zinarîn Kobanê, “Bölgelerimize cihatçı bir sistemin dayatılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Suriye'de kadınların özgürlüğü kısıtlanıyor ve HTŞ sisteminden endişe ediliyor. Tek taraflı, her iki cinsin eşitliğini kabul etmeyen bir sistemi asla kabul etmeyeceğiz” dedi. 

Zinarîn Kobanê, HTŞ’nin Suriye'de DAİŞ zihniyetiyle hareket ettiğini söyledi ve ekledi: “Şu anda ortaya atılan pratik ve uygulamaların hepsi planlıdır. Tarihe geri dönelim; birkaç yıl önce Wêsî savaşında Hama'da bir kadını katledildi. Ebû Hesen El-Hamavî Şam'da bir kadını katletti. Ayrıca tüm bu yaklaşımları kendi hakkı gibi görüyor, meşru görüyor. Şengal’den Til Aran’a, Til Hasêl’den Reqa’ya, Musul’dan Efrîn’e kadar kendilerini meşru görüyorlar. Bu sistemi DAİŞ’ten ayıramayız. HTŞ, DAİŞ zihniyetiyle Suriye'de kendini örgütlüyor ve inşa ediyor. HTŞ bölgede barış, güvenlik ve istikrar yaratmak istiyorsa, tek bir dini, tek bir sistemi, tek bir ulusu, tek bir kültürü değil, bölgenin bütün unsurlarını renkleriyle kabul eder.”

Halkımızdan güç alıyoruz

Tişrîn Barajı ve Qereqozak Köprüsü direnişine dikkat çeken Zinarîn Kobanê, sözlerini şöyle tamamladı: “Halkımız ve güçlerimiz saldırılara karşı Tişrîn Barajı’nda direnişini sürdürüyor. Eğer birlik ve beraberlik içinde olmazsak her bölgemiz hedef alınacak, haklarımız ihlal edilecektir. YPJ olarak bu halka sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Yeni Suriye'de haklarımızı talep etmek, varlığımızı temsil etmek ve kaderimizi belirlemek için bu tarihi süreçleri hepimiz iyi anlamalıyız. Tişrîn Barajı'na yönelik saldırılara rağmen halk, halaylarla ve zılgıtlarıyla direniş ve mücadele ruhunu canlı tutuyor. Bu ruh halkta var olduğu sürece biz YPJ olarak direnişimizi ve mücadelemizi güçlendireceğiz. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesiyle tüm kadınları yanımıza alarak yeni Suriye'de hak ve iradeye sahip olacağız."  HABER MERKEZİ

 

* * * 

Kravatlı çeteler

YPJ, 29 Ocak’ta Şam’da HTŞ ve işgal bölgelerini yöneten çetebaşlarının Colani’yi cumhurbaşkanı seçmesini ve kadın katillerine yetki vermesine tepki gösterdi. YPJ, açıklamasında şöyle dedi: “Suriye’nin Geleceği Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef’in katili olan Ehrar El Şarqiye çetesinin lideri Hatim Ebu Şakra, bu şaibeli konferansa katılmakla kalmadı, kendisine görev de verildi. Bu durum, Şam hükümetinin, tüm dünyanın tanıdığı Kürt kadınlarının mücadelesini inkar ettiğini göstermektedir. Daha da kötüsü, inşa edilmeye çalışılan yeni Suriye’de kadınlara, özellikle de Kürt kadınlarına yer olmadığına işaret edildi. Dolayısıyla kadınları ve halkı dahil etmeyen kongre ve konferansların aldığı her karar gayrı meşrudur ve YPJ olarak bu tür konferans ve kararları meşru görmüyor, kabul etmiyoruz.”

Cihatçı zihniyet ve temsilcileri, kılık değiştirmiş eski çeteler üzerinden devlet kurmaya çalışıyor. Bu durum bizim için kabul edilemez. Bu takım elbise ve kravatlarla farklı görünebilirler ancak binlerce insanın kanına el koymuş, katliamlar yapmış, insanların kafasını kesmiş, özellikle kadın bedenlerini parçalamış hatta ahlaksızlık noktasına gelmiş bu katillerin gerçeğini de görmezden gelemeyiz. Bu katillerin derhal adalete teslim edilmesi ve hak ettikleri cezanın verilmesi gerekiyor. Bunları yetiştiren, kullanan, yargılayan faşist AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerekir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.