‘Bugün daha güçlüyüz’

Kadın Haberleri —

.

.

  • Besê Erzincan: 25 Kasım’ı büyük bir direniş ve öz savunma örgütlülüğüyle karşılıyoruz. Hem kadın kazanımlarını güçlü bir şekilde koruyacağız hem de Kürdistan’da alternatif özgür yaşamın tüm alanlarda inşası için iddialı ve kararlı bir şekilde öncülük yapacağız.

Komalên Jinên Kurdistan (KJK), kadın sorunlarını ve çözümlerini stratejik bir şekilde ele almak, kadın kırımı uygulayan faşizme karşı kadın birliğini ve direnişini geliştirmek amacıyla Eylül ayında ‘Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadın Ve Toplumu Savunma Zamanı’ hamlesini başlattı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle ANF’ye konuşan KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, “21. yüzyılda kadın kazanımlarının korunması için özsavunma anlayışını ve kadın devriminin inşasını gerçekleştireceğiz. Halklarımızın özgürlük mücadelesine en aktif ve iddialı bir biçimde öncülük etme kararlılığımızı bir kez daha yenilemek istiyoruz” dedi.

Öcalan’ın özgürlüğü

Kadın kırımının ortadan kaldırılması ile 21 yıldır İmralı’da ağır tecrit altında direnen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesi arasında çok sıkı bir bağ olduğunu belirten Erzincan, “Önderliğimizin çok ağır tecrit ve özel savaş koşulları altında tutulmasının sebebi, özgürlükçü alternatif bir yaşam sistemi ve modeli öngörmesidir. Kadın kırımının ortadan kaldırılması ile Önderliğimizin özgürleşmesi arasında çok sıkı bir bağ var. Önderliğimizin özgürleşmesi için yürüttüğümüz hamle, aynı zamanda kadınların da özgürleşme hamlesidir. Önderliğimiz, kadınların da özgürlük önderidir. Dolayısıyla tüm kadınlarının, özgürlüğü için mücadele etmesi, kadınların özgürlük mücadelesine büyük bir ivme kazandıracaktır” dedi.

Özsavunma en güçlü korunma biçimi

Bu yılki 25 Kasım’ı farklı ele almak gerektiğini, kadın özgürlük mücadelelerinin ciddi yükselişe geçtiği bir dönemin yaşandığını kaydeden Erzincan, kadınların özgürlük bilinci ve arayışlarının daha fazla arttığını, ortak örgütlülüklerin hızla geliştiğini söyledi. Kadınların, ataerkil sistemin kendilerine biçtiği kölelik statüsünü artık hiçbir biçimde kabul etmediğini belirten Erzincan, “Erkeğin kadına yönelik şiddetine karşı devletten yardım beklemek, erkeğin cezalandırılmasını istemek özellikle Ortadoğu devletleri söz konusu olduğunda pek gerçekçi değil. Devleti sürekli bu konuda sorumlu tutmak, değişime zorlamak önemlidir ancak kadınlar öz örgütlülük ve öz savunmalarını geliştirip kendi sistemlerini kurarak kendilerini koruyabilirler” diye konuştu.

Mücadele daha da büyüyecek

Kadınların salgın süreciyle birlikte küresel hegemonik sistem, egemen erkeklik, devlet kurumları ve bunun yarattığı günlük yaşam modelini daha fazla sorgulandığını ifade eden Erzincan,
“Kadın özgürlük mücadeleleri, örgütlülük ve eylemlilikleri önümüzdeki yıllarda çok daha fazla gelişerek büyüyecek” dedi.

Yeni model ortak mücadeleyle gelir

Erzincan, kadın hareketlerinin özgürlük mücadelesini büyütmek için artık her günü 25 Kasım gibi ele aldıklarını belirterek, şunları dile getirdi: “Cins çelişkisi ve mücadelesi sadece bir kadın sorunu olarak değil, giderek bir toplum sorunu olarak ele alınmaya başlandı. Kadınların, halkların, insanlığın özgürlük arayışlarının çok güçlendiği bir dönemi yaşadık. 21. yüzyılı bir kadın özgürleşme yüzyılı yapma konusunda büyük bir kararlılık ve umutla çalışmalıyız. Kadınlar olarak öz gücümüze, inisiyatifimize, irademize dayanarak, öncülük rolümüzü doğru ve yeterli bir şekilde oynayarak başarıları kesinlikle yakalayabilmeliyiz. Daha bütünlüklü ve radikal bir mücadele yürütmeliyiz. Bu da kapitalist modernist sistemin yaşam modelinden kopuşla gerçekleşebilir. Kadın birliğini, ortaklaşmalarını, örgütlülüklerini geliştirerek yaşamın tüm boyutlarında alternatifi oluşturmalıyız. Kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik paradigma temelinde yaşamın siyasi, sosyal, toplumsal, ekonomik, öz savunma, kültür gibi tüm boyutlarında örgütlü bir şekilde yer almalıyız. Erkek egemenlikli zihniyet ve onun yarattığı şiddet biçimlerine karşı yaşamın her alanında bir mücadele gereklidir. Kadın kimliği, cins bilinci temelinde örgütlenmiş kadınlar, yaşamın her alanında bu temel de yer alır ve mücadele ederse yeni bir yaşam modeli geliştirebilir. Kadın Hareketimizin gündeme aldığı Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmini geliştirmeliyiz.”

Daha iddialıyız

Kürt kadınları özel olarak hedefleyen faşist Türk devletine karşı, Bakur’dan Rojava’ya, Başûr’dan Rojhilat’a, Şengal, Mexmûr, Medya Savunma Alanları ve Avrupa’ya kadar kadınların büyük bir direniş ve özsavunma duruşuyla karşılık verdiğini söyleyen KJK Koordinasyon Üyesi Erzincan, 25 Kasım 2020’yi de büyük bir özgürlük ruhu, direnişi, kararlılığı ve iddiasıyla karşıladıklarını kaydetti.
Erzincan, Kürdistan’ın parçaları ve alanlar özelindeki durumu ve yapılması gerekenleri şöyle aktardı:
BAKUR: Kadın Hareketimiz, Türkiyeli kadınlarla ortak bir şekilde güçlü bir kadın birliği, örgütlülüğü, eylemliliği ile çalışmalarını yürütecektir. İstanbul, kadın özgürlük mücadeleleri için bir merkez durumundadır. Demokratik çalışmalar yapan tüm kurumların içinde güçlü bir kadın birliği, örgütlülüğü oluşturulmalıdır. Bu temelde stratejik politikalar belirlenmeli ve çalışmalar yapılmalıdır.
ROJAVA: Rojava’da demokratik kültür, özgür yaşam modelleri güçlü pratikleştirilebilmelidir. Kadınların örgütlülükleri özgür yaşam felsefesiyle donatılmalıdır. Önderliğimizin özgür eş yaşam modeli tartışılmalı, demokratik aile kültürü geliştirilebilmelidir.
ROJHILAT: Kadınlar, İran rejimine karşı büyük bir direniş içinde oldu. İran, kadınlara ve Kürt halkına, halklara, inançlara karşı Türk devletini taklit eden soykırımcı politikalarıyla kendi güvenliğini sağlayamaz. İran kadınlarına dönük geliştirilen ayrımcı, ötekileştirici politikalar çağdışıdır. Başta Kürt kadınları olmak üzere İran kadınları, İran devletinin bu şiddet, baskı ve kölelik eksenli politikalarını kabul etmiyor, etmeyecektir. İran’da demokratikleşme gelişmezse sonunun Irak, Suriye gibi olması kaçınılmaz.
BAŞÛR: Güney Kürdistanlı kadınlar, kadın örgütlülüklerini geliştirmek ve kendilerini bir irade haline getirmek zorundadır. Güney’de kadınlar öncülüğünde bir demokratikleşme süreci yaşanmalıdır. Kadına yönelik şiddetin en fazla olduğu yerlerden biri de Güney Kürdistan’dır. Kadın bir gölge haline getirilmek isteniyor. Oysa ki Güney Kürdistanlı kadınlarda büyük bir özgürleşme potansiyeli var. Kadın kurumlarında erkekler yöneticilik yapıyor. Bu asla kabul edilemez. En fazla Kürt ulusal birliği için Güney Kürdistanlı kadınlar çalışmalı. Kürt kadınlarının ulusal birliğinin gelişmesinde Güney’deki kadın birliği stratejik bir rol oynuyor.
ŞENGAL: Ferman sonrası özgürlük bilinçlerini, özgün örgütlülüklerini başarıyla geliştiriyorlar. Êzîdî kadınların son dönemdeki çalışmalarını, direnişlerini selamlıyoruz. Kendi birliklerini geliştirmeli, Kürt kadınlarının ulusal birlik çalışmalarında ve Ortadoğu kadın birliği içinde yerlerini almalılar.
25 Kasım’ı büyük bir direniş ve öz savunma örgütlülüğüyle karşıladıklarını belirten Erzincan, son olarak hem kadın kazanımlarını koruyacaklarını hem de Kürdistan’da alternatif özgür yaşamın tüm alanlarda inşası için iddialı ve kararlı bir şekilde öncülük yapacaklarını söyledi.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.