Komplocular 27 yıldır başaramadı

Uluslarası Komplo protesto
- Rêber Apo'ya 27 yıl önce düzenlenen Uluslararası Komplo, temel hedeflerine ulaşamadı. Rêber Apo, Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı, 27 yıldır komployu boşa çıkarmaya çalıştı ve büyük oranda başardı.
- KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, komploda yer alan güçlere bu amaçlarından vazgeçmelerini, sürdürmemelerini, öz eleştiri vermelerini, Kürt sorununun çözümü konusunda pozitif rol almaları gerektiğini vurguladı.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin başarıya ulaştırılmasıyla Uluslararası Komplo'nun amaçlarının boşa çıkarılacağını belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, "Önder Apo'nun Kürt ve Türk ilişkilerinin yeniden düzeltilerek Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesini amaçlayan çabalarının desteklenmesi halkımızın ve tüm demokrasi güçlerinin tarihsel bir sorumluluğudur" dedi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında 30 Eylül 1998’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Suriye’ye yönelik askeri seçenekler masaya yatırıldı. Süleyman Demirel, 1 Ekim'de Suriye’ye saldırı tehdidinde bulundu. Hemen sonrasında NATO üyeleri hiç planlamada olmamasına rağmen 3 Ekim 1998’de Türkiye-Suriye sınırına yakın İskenderun’da tatbikat başlattı. ABD’nin 2 bin 500 askeri İskenderun’a konuşlandırıldı. Bu gelişmeler, NATO’nun da içinde yer aldığı Suriye’ye karşı bir savaş hazırlığı olarak yorumlandı. Rêber Apo, 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkmak zorunda bırakıldı. Suriye’den çıkışında önünde iki yol olduğuna dile getiren Rêber Apo, “Bunlardan birincisi dağ, ikincisi Avrupa yoluydu" diyerek, 9 Ekim 1998’de Suriye’de bindiği uçağın indiği Atina’da kendisini Yunan İstihbarat Teşkilatı eski üyesi Savvas Kalenderidis’in karşıladığını paylaşıyor. Atina, Moskova, tekrar Atina, sonrasında Roma'ya gitmek zorunda kalan Rêber Apo, burada 66 gün kalabildi. Tekrar Rusya'ya götürülen Rêber Apo, bir süre Tacikistan'ın başkenti Duşambe'de tutuldu. Bir hafta sonra Moskova’ya, oradan bir kez daha Atina'ya giden Rêber Apo'ya Güney Afrika'ya gidebileceği söylendi. Uçak önce Beyaz Rusya'nın Minsk Havaalanı'na indi, oradan Minsk ışında hiçbir alan bırakılmadı ve nihayet Kenya'nın başkenti Nairobi'de geçildi. Güney Afrika seçeneğinin olmadığı anlaşılan Nairobi'deki Yunanistan Büyükelçiliğinde iki hafta tutuldu. Rêber Apo, 15 Şubat 1999’da bir uluslararası operasyonla Yunanistan Büyükelçiliğinden götürüldüğü havaalanında da Türk devletine teslim edildi. Rêber Apo, "Türk özel savaş güçlerinin bu süreçteki rolü sadece beni uçakla İmralı’ya, o da kontrollü olarak taşımaktı. Süreç kesinlikle NATO tarihinin en önemli operasyonunun gerçekleştirildiği bir süreçti" diyor. 27 yıldır İmralı'daki cezaevinde tecritte tutulan Rêber Apo, kendisine yapılanları 'çar mih/dört çivi' metaforuyla özetliyor: "İlk çivi Moskova'da çakıldı; ihanetin yılan soğukluğunu yaşadım. İkinci çivi Roma'da çakıldı; kapitalizmin ince oyunlarına karşı onurdan vazgeçmedim. Üçüncü çivi Atina'da çakıldı; eşi görülmemiş bir dostluğun ihanetine uğradım, adeta dilim tutuldu, felç oldum! Dördüncü çivi Nairobi'de çakıldı; idam cezasıyla arandığım Türkiye’ye teslim edildim.”
En karanlık komplolardan
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 9 Ekim'in yıl dönümü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, halklara karşı gerçekleştirilen en kirli, en karanlık ve en uğursuz komplolarından biri olan Uluslararası Komplo'yu ve komploda yer alan güçleri bir kez daha şiddetle kınadı. Komploya karşı 'Güneşimizi Karartamazsınız' şiarıyla başlatılan fedai eyleminin şehitlerini anan Eşbaşkanlık, Rêber Apo'nun esaretiyle sonuçlanan bu sürecin NATO organizasyonu olduğunu tekrarladı. "Şüphesiz Türk devleti Kürt düşmanlığından dolayı bu plan içinde yer almıştır, ancak bu planın geliştiricileri ve uygulatıcıları uluslararası güçler olmuştur" denilen açıklalamada, kapitalist modernite güçlerinin Rêber Apo'nun geliştirdiği özgürlük çizgisini amaçları önünde engel gördükleri için böyle bir planı geliştirdiği belirtildi.
Komployla yanıt verildi
Rêber Apo'nun savaşın daha fazla derinleşmesini önlemek ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü geliştirmek amacıyla Suriye'den Avrupa'ya gittiğini hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Kürt sorununun ortaya çıkmasında belirleyici rolünü düşünerek tarihsel olumsuzluğunu telafi etmesi için Avrupa’ya bir fırsat tanımıştır. Önder Apo'nun dağa yönelmeyip Avrupa'ya gitmeyi tercih etmesi bu açıdan anlamlıdır. Ancak Önder Apo'nun bu amacına komployla yanıt verilmiştir. ABD ve NATO planına göre hareket eden Avrupa devletleri kendilerine tanınan bu şansı değerlendirememişlerdir. Siyasi ve ekonomik çıkarlar karşılığında, esas aldıklarını söyledikleri hukuku ve değerleri de açıkça çiğneyerek Türk devletinin yürüttüğü Kürt soykırımı politikasına destek olmuşlardır. Türk devleti ise derinleşmiş Kürt düşmanlığı saikiyle hareket etmiş, bunun dışında gözü başka bir şey görmemiştir. Kürt halkının yararına olacak gelişmelerin olmaması için her defasında uluslararası hegemon güçler tarafından kendisine uzatılan iki tarafı keskin kılıcı sıkıca tutmaktan başka bir şey düşünmemiştir.
Kürt-Türk savaşı isteniyordu
Uluslararası Komplo'da birçok güç yer almış, her birinin bununla hedeflediği ayrı çıkarlar olmuştur. Ancak Uluslararası Komplo'nun temel amaçlarından biri, Kürt-Türk savaşının çıkarılmasıydı. Uluslararası güçler Ortadoğu'da bir Kürt-Türk savaşı çıkararak hakimiyetlerini uzun yıllar sürdürmeyi amaçlamışlardır. Önder Apo'nun Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm çabalarına karşı komployla yanıt verilmesi, komployu geliştiren güçlerin bu amacını ortaya koyan açık bir kanıttır. Nitekim kaçınılmaz hale gelen Kürt sorununun çözümü doğrultusunda gerek Avrupa devletlerinin gerekse de diğer güçlerin ciddi bir destek vermemesi, bilakis Kürt sorununun çözümsüzlüğü doğrultusunda gizli ve açık çabaların yürütülmesi, bu politikanın bugün de sürdürüldüğünü göstermektedir. Komplonun yıl dönümünde bu komploda yer alan güçlere bu amaçlarından vazgeçmelerini, komployu sürdürmemelerini, öz eleştiri vermelerini, Kürt sorununun çözümü konusunda pozitif rol almaları gerektiğini belirtiyoruz.
Sürecin başarıya ulaşmasıyla
Uluslararası Komplonun amacını gören Önder Apo, Kürt ve Türk ilişkilerinin yeniden düzeltilmesi üzerinde durmuştur. İnkarın ortadan kaldırılarak ayrılıkçılık yerine demokratik, eşit ve birlik içinde ortak vatanda yaşama tercihini ortaya koymuştur. 27 yıllık İmralı sürecinde kendisine dayatılan tecrit, işkence ve soykırım sistemine rağmen bu tutumunu ısrarla korumuş, bunun mücadelesini vermiştir. Bugün 'Barış ve Demokratik Toplum Süreci' olarak gelişen süreç, Önder Apo'nun bu tutumunun ve bu temeldeki mücadelesinin sonucudur. Bu anlamda sürecin başarıya ulaştırılmasıyla Uluslararası Komplo'nun amaçları boşa çıkarılmış olacak, Kürt sorununun çözümü, Türkiye ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesi gerçekleşecektir. Bu gerçeğin iyi anlaşılarak halklarımızı Önder Apo'nun Kürt ve Türk ilişkilerinin yeniden düzeltilmesi ve bu temelde Kürt sorunun demokratik siyasi çözümünü, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesini amaçlayan çabalarının desteklenmesi halkımızın ve tüm demokrasi güçlerinin tarihsel bir sorumluluğudur. Bu çerçevede bütün bunları ifade eden 'Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin başarıya ulaşması için birlikteliklerini daha da geliştirmeleri ve ortak mücadeleyi büyütmeleri çağrısında bulunuyoruz. (...) Şüphesiz 'Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin başarısı Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüyle olacaktır. Onun için diyoruz ki; Küresel Özgürlük Hamlesi'nin 3. yılında artık Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünü sağlamanın zamanı gelmiştir. Bunu temel amaç olarak görmeli ve bu temelde mücadeleyi her yerde daha da yükseltmeliyiz.”
* * *
Sürece coşkuyla katılalım
KJK Koordinasyonu, Rêber Apo’nun 27 yıldır İmralı soykırım sistemine karşı yürüttüğü onurlu direnişi selamladı, herkesi fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeye, sürece coşkuyla katılmaya çağırdı.
KJK Koordinasyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Önder Apo’nun 27 yıldır İmralı soykırım sistemine karşı yürüttüğü onurlu direnişi selamlıyoruz. Aynur Artan ve M. Halit Oral arkadaşlar şahsında komploya karşı 'Güneşimizi Karartamazsınız' şiarıyla kendilerini ateşten çemberin halkaları yapan tüm yoldaşlarımızı ve yurtseverlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz" denildi. Tarihin bu en kapsamlı komplosunun tamamen boşa çıkarılması ve Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşması için hamle gücünün daha fazla büyütülmesini, her yer ve her an Rêber paradigmasıyla dolup taşılmasını isteyen Koordinasyon, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Uluslararası Komplo'nun bugün de farklı yollarla devrede tutulduğunu görmekteyiz. Önder Apo’nun Demokratik Ulus perspektifiyle Kuzey ve Doğu Suriye başta olmak üzere tüm Suriye'ye, oradan tüm Ortadoğu’ya nefes olacak bir sistem inşa edildi. Kadınların, halkların din, dil, ulus ayrımı gözetmeden birlikte yaşadıkları, kendilerini özgürce ifade edip, yönetebildikleri, kendi kararlarını aldıkları ve irade oldukları bu sisteme karşı gerçekleştirilen saldırılar, Uluslararası Komplo'nun da bir devamı niteliğindedir.
Halklara umut, sisteme korku
Önder Apo’nun geliştirdiği ve başta kadınlar olmak üzere tüm ezilen halklara umut olan demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı anlamak, uluslararası kirli komplonun neden gerçekleştirildiğini anlamaktır. Toplumun ekonomik, eğitim, sağlık, ahlak, politika, ekolojik, moral ve daha bir çok sorununun temel nedenini ortaya koymakla kalmamış, çözüm önerileri geliştirdi. Halklara umut olurken, kapitalist sistemin hamilerine korku saldı. Bu nedenle Önder Apo gerçekliğini anlamak, 26 ulus devletin içinde yer aldığı ve Türk devletine de gardiyanlık rolünün verildiği Uluslararası Komplo'yu anlamaktır.
İmralı'da görmeye tahammül kalmadı
Önder Apo’nun inisiyatif alarak başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Uluslararası Komplo'nun kirli hayallerine karşı büyük bir darbe olmuştur. Bu nedenle başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halklarımız sürece coşkuyla katılmalı, öncülük etmeli ve bu kirli komployu bir kez daha boşa çıkarmalıdır. Komploya karşı mücadele esasında özgür yaşam mücadelesidir. Komploya karşı mücadele köle kadınlık ve erkekliğe karşı mücadeledir. Bu nedenle kadınlar olarak, özgür yaşamın en büyük emekçisi olan Önder Apo’yu İmralı işkence sistemi içinde görmeye tahammülümüz kalmadı. Bu temelde başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı, dostlarımızı, sistem karşıtı tüm güçleri, işçileri, emekçileri, ekolojistleri Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeye çağırıyoruz."









