Bulgular Barzani diyor

Forum Haberleri —

Serdeşt Osman'ın tahrip edilen kabri

Serdeşt Osman'ın tahrip edilen kabri

  • 3 uluslararası basın örgütü: Kürt yetkililer Serdeşt Osman'ın ölümünden sorumlu olabilir!

Gazeteci Serdeşt Osman 4 Mayıs 2010'da Hewlêr’de kaçırıldı ve cesedi Musul kentinde bulundu. Ölümün üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen fail yada faillerin açığa çıkarılmaması için özenli bir çaba var. Uluslararası basın örgütleri de failin Federe Kürdistan Bölgesi’nde tüm yönetim erkini ele geçirmiş olan Barzanileri işaret ediyor. 

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Sınırsız Özgür Basın Örgütü (FPU) ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 4 Mayıs günü “Serdeşt Osman Suikastı: Resmi Anlatının Yanlışlığını Ortaya Çıkarmak" başlıklı bir soruşturma raporu yayınlandı.

Basın özgürlüğünü savunma alanında çalışan üç örgüt tarafından hazırlanan rapora göre, Kürdistan Bölgesi'ndeki Kürt yetkililerin gazeteci Serdeşt Osman'ın kaçırılması ve öldürülmesi olayına doğrudan karışmış olabileceğine dair önemli bulgular var. Örgütler, davaya ilişkin şeffaf ve tarafsız soruşturmaları engelleyen kişilere karşı yaptırım çağrısında bulunuyor.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam'da kamuoyuna duyurulan bu raporda, gazeteci Serdeşt Osman'ın kaçırılıp öldürülmesinin yıl dönümüne denk geldi.

Yetkililer tehdit etmeyi bırakmalı
Basın örgütlerinin yaptığı araştırmada, Serdeşt Osman davasına ilişkin soruşturmalarda birçok boşluk ve yanıltmaca olduğunu ortaya çıkardı. “Bazı kişiler Serdeşt'in ailesi ve arkadaşlarıyla görüşerek, sessiz kalmalarını istenmiş” denildi.
12 yıl önce Hewlêr'de üniversite dördüncü sınıf öğrencisi olduğu Selahaddin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde kaçırılan Serdeşt Osman'ın cesedi bir gün sonra Musul şehirde bulundu.

Resmi hikayede şu yönlerle ilgili çelişkiler var: Serdeşt'in kaçırılması, cesedinin Hewlêr'den Musul'a nakledilmesi, resmi otopsi raporu, faillerin terör örgütü Ensar el-İslam'a ait olduğu iddiası mevcut. Üç basın örgütünün raporuna göreyse, suikastın arkasında Kürt yetkililer olarak ifade edilen Barzani ailesi var. Raporu yayınlayanlar gücü elinde bulunduran yetkililerin Serdeşt Osman'ın aile üyelerini ve arkadaşlarını taciz etmeyi, korkutmayı ve tehdit etmeyi derhal bırakmalarını istiyor. 

Serdeşt Osman'ın öldürülmesinden sonra, Hewlêr'deki güvenlik servisleri, ‘bir terörist grup Serdeşt Osman ile temasa geçerek defalarca birlikte çalışmasını istedi, ancak taleplerini reddettikten sonra öldürdükler’ iddiasını doğrulamak için o dönem bir çok kişiye ait olduğu söylenen ‘itiraflarını’ yayınladı. Ancak Serdeşt Osman’in ailesi bunları kısa sürede yalanladı. Bu ‘itiraflar’ın muhalif örgütler ve aktivistlere saldıran asıl suçluyu gizlemek için iktidarın senaryolarından biri olduğunu söyledi.

Başûr’da gazeteci cinayetleri araştırılmıyor
Uluslararası örgütlerin soruşturmasında, “Basın özgürlüğünün sınırlı olduğu yerlerde çalışan Sardaşt gibi bazı gazeteciler otosansür uyguluyor ve yetkililerin şiddetli tepkilerine yol açabilecek kırmızı çizgileri aşmaktan kaçınıyorlar” dedi.
Soruşturma, bu örgütlerin “Hakikat İçin Daha Güvenli Dünya” girişimi kapsamında yerel düzeyde adaleti sağlamak amacıyla yürüttüğü beşinci soruşturma.

Free Press Unlimited'dan (FPU) bu soruşturmanın baş araştırmacısı Jules Swinkels, Federe Kürdistan Bölgesi’nde gazetecilerin katledilmesi olaylarında adil yargılama için araştırma dahi yapılmadığına dikkat çekerek; “Serdeşt davası, gazeteciler ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarsa ne olacağının simgesidir" dedi. Serdeşt, Kürdistan'daki iktidar hiyerarşisinde yer alan kişiler hakkında hicivli bir makale yazdı, ardından bu yüzden kaçırıldı ve öldürüldü. Ne yazık ki bu dava, gazeteci cinayetlerini yurt içinde soruşturacak ve çözecek siyasi iradenin tamamen yokluğunun, cezasızlığın temel nedenlerinden biri olduğunu gösteriyor” diyor. 

Swinkels, raporda yer alan tavsiyelerin, gazeteci cinayetleri davalarında adaletin sağlanması için ön açıcı bir yol sağladığına inanıyor.
Gazeteci Serdeşt Osman, yolsuzluk ve adam kayırmacılıkla ilgili makaleler yayınlıyordu ve Aralık 2009'da Mesud Barzani ailesinin yaşadığı lüks ve lüks hayatını karşılaştırdığı “Barzani'nin kızına tapıyorum” başlığı altında hicivli bir makale yayınladı. Sıradan Kürt vatandaşlarının çilesi. Kısa bir süre sonra, onu öldürmekle tehdit eden birkaç mektup aldı.
Serdeşt'in suikaste uğramadan önce aldığı tehditlere kişisel yanıtı önemli gerçekleri hatırlatıyor: “Her zaman doğruyu söylemeye başladığınızda dinlemek istemeyen ve en ufak bir seste kızan insanlar vardır. Yaşadığımız sürece doğruyu söylemek zorundayız, o yüzden son ana kadar yazmaya devam edeceğim. Hayatımın özeti budur” 

Federe Kürdistan yönetimine,
saldırı düzenlemeyin uyarısı
Üç örgütün soruşturması, Kürdistan Bölgesel Hükümeti'ne ve uluslararası topluluğa, “Kürt yetkililer, Serdeşt Osman'ın aile üyelerine ve arkadaşlarına yönelik taciz, yıldırma ve tehdit uygulamalarını derhal durdurmalı ve yeniden bir saldırı düzenlememeli” şeklinde ve Serdeşt Osman davasına şeffaf ve tarafsız soruşturma tavsiyesini içeriyor.
Soruşturmayı yürüten basın örgütleri, özellikle Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri olan ülkelerin, “Kürt makamlarına, gazetecilerin tehditlerini, saldırılarını ve ölümlerini uluslararası standartlara uygun olarak soruşturması için baskıya devam etmelerini tavsiye etti."
Çağrıda; “Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri olanlar, gazetecilere yönelik tehdit, saldırı ve öldürme olaylarını uluslararası standartlarda soruşturması için Kürt yetkililere sürekli baskı uygulamalıdır” sözlerine de yer verildi.

22 gazeteci öldürüldü
Serdeşt Osman davası, "Aso Herdi, Kave Germiyani, Dad Huseyin ve Soran Meme Heme" gibi Federe Kürdistan'daki birçok genç eleştirel gazetecinin kaderini simgeliyor. 
Gazetecileri Koruma Komitesi tarafından toplanan veriler, Serdeşt Osman'ın öldürülmesinden bu yana, sekizi Irak'ın Federe Kürdistan Bölgesinde olmak üzere en az 22 gazetecinin çalışmalarıyla bağlantılı olarak öldürüldüğünü gösteriyor.
Soruşturmada, “Gazetecilere yönelik tehditler ve saldırılar nadiren hızlı, doğru ve etkili bir şekilde soruşturulmaktadır” denildi.

Yaptırım çağrısı
Soruşturma sonucunda yer alan üçüncü tavsiye, “devletlerin, gazetecilere karşı işlenen suçlara ilişkin hızlı, etkili, kapsamlı, tarafsız ve şeffaf soruşturmaların yürütülmesini engelledikleri için Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkililerine ve bu soruşturmaları yürütmesi gereken yetkililere yaptırım uygulaması” şeklinde. 
Gazetecileri Koruma Komitesi'nden (CPJ) araştırmacı Yeganeh Rezayan, "Gazeteciler, iktidara doğruyu söyleyebilmeli, yolsuzluğu açığa çıkarabilmeli, güçlüleri hesaba çekebilmeli ve kamuya mal olmuş kişilerle gözdağı, şiddet ve ölüm korkusu olmadan dalga geçebilmelidir" diyor.
CPJ, "Yetkililer gazetecilere zulmetmek ve tacizcilerin cezasız kalmasına izin vermek gibi bir gündem peşinde koşarken, adaletten kaçmalarına ve gazetecilere yönelik şiddet içeren sansür kampanyalarına devam etmelerine izin verilmemelidir. Bu rapor, Serdeşt davasıyla nasıl başa çıkılacağına dair net bir yol haritası sunuyor ve gelecekte daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlamak" 

Önleyici mekanizmaları kurun
Üç örgüt, basın özgürlüğü savunucularını kendilerine katılmaya, Kürt yetkilileri Federe Kürdistan'daki gazetecilere yönelik tehditleri ve saldırıları soruşturmakla görevli resmi bir bağımsız önleyici mekanizma kurmaya çağırdılar. Basın örgütleri cezasızlık döngüsünü kırmanın, koruma ve önleme tedbirlerinin alınmasıyla mümkün olduğunun altını çizdi.

12 yıllık yalana devam
Sınır Tanımayan Gazeteciler Orta Doğu Görevlisi Sebrine Benoy, “Serdeşt Osman'ın öldürülmesinden 12 yıl sonra, yetkililer hâlâ -gazeteci Serdeşt’e yakın olanların asla inanmadıkları- resmi versiyonlarına bağlı kalıyorlar” diyerek, sözlerine şunları ekledi:
“Ne kadar belirsiz olsa da durumun ciddiyeti görünüyor. Failler ve gerçek sebepleri hakkındaki gerçekleri açıklamadığı açık.”

Barzani ailesini eleştirmişti
Serdeşt Osman, kaleme aldığı hiciv yazısında Barzani ailesinin bir yakını olması durumunda tüm Kürdistan'da kapılan kendisine açılacağını yazmıştı. Barzani ailesinin Başûrê Kurdistan'daki tüm devlet kurumlarına ve zenginliklerine el koymasını eleştiren Osman, yazısının bir bölümünde "Eğer Barzani ailesiyle hısım olsaydım, yıllarca pêşmergelik yaptığı halde hala pêşmerge olarak kabul edilmeyen dedemi, Pêşmerge Bakanı yapardım (...)" demişti.

Irak, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 163. sırada yer alıyor. 
Gazetecileri Koruma Komitesi tarafından yayınlanan ve Irak'ın üçüncü sırada yer aldığı 2021 Dünya Cezasızlık Sıralaması’na göre Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki tüm gazeteci katilleri cezadan kurtuldu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.