Çelebi'nin katilleri iki haftadır korunuyor

Mehmet Zeki Çelebi için Süleymaniye'de yapılan gösteri

Mehmet Zeki Çelebi için Süleymaniye'de yapılan gösteri

  • Süleymaniye'de yaşayan Kürt siyasetçi Mehmet Zeki Çelebi'nin suikast sonucu katledilmesinin üzerinde iki hafta geçmesine rağmen katillere ilişkin herhangi bir işlem yapılmadı. 
  • YNK'nin yönettiği Süleymaniye'den KDP denetimindeki Hewlêr'e geçtikleri belirtilen katillerin korunduğunu savunan siyasi parti temsilcileri, MİT'in bölgede cirit attığını söyledi. 
  • Mehmet Zeki Çelebi’nin kardeşi Fevzi Çelebi ise kimlerin yaptığına dair biraz bilgi sahibi olduklarını, ancak netlik kazandığında paylaşacaklarını açıkladı. 

Kürt siyasetçi Zeki Çelebi’nin yaşamını ve mücadelesini anlatan kardeşi Fevzi Çelebi, “Tetikçilerin kim olduğu önemli değil, önemli olan perde arkasında kimlerin olduğudur” dedi. 

AKP-MHP’nin Kürtlere yönelik yeni konseptinde KDP'yi de yanına alarak Medya Savunma Alanları'nda sürdürdüğü saldırıların yanı sıra Federe Kürdistan'da siyasi suikastlar ve sivilleri hedef alan saldırılar da düzenliyor. Savaş konsepti kapsamında Federe Kürdistan'da Kürtlere yönelik gözaltı, tutuklama, ajanlaştırma furyası, siyasetçilerin katledilmesiyle sürdürülüyor. Bunun son örneği ise 17 Mayıs’ta Zeki Çelebi’nin MİT organizasyonuyla suikast sonucu katledilmesi oldu. Kürt siyasetçi Mehmet Zeki Çelebi’nin cenazesi, 10 gün sonra memleketi Van'da polis ablukasında toprağa verildi.  

MA'ya konuşan Mehmet Zeki Çelebi’nin kardeşi Fevzi Çelebi, ağabeyinin mücadele içinde geçen yaşamını anlattı. Bitlis'in Adilcevaz ilçesine bağlı Norşîn köyünde 1973'te dünyaya gelen Mehmet Zeki Çelebi’nin ailesi, 1984'te Van'a göç etti. Ailenin Van’da da ekonomik olarak yaşamını idame edememesi nedeniyle Zeki Çelebi, henüz çocuk yaşta İstanbul’a giderek çalıştı. İnşaatta çalıştığı sırada Kürt siyasi hareketiyle tanışan Çelebi, o günden itibaren mücadeleden kopmadı. Fevzi Çelebi, “Abim ismi gibi çok zeki bir insandı. Hangi işe girerse çok çabuk kavrıyordu. Bize siyasi mücadele ilgili bililer verir, konuşmalar yapardı. Ağabeyimin anlatımları ve çevremizde Kürtlere yönelik yapılan ırkçı saldırılar bizde bir bilinç oluşturdu. Siyasete atıldıktan sonra ailemizde rehber ve idol haline geldi” dedi.

 
Müebbet hapis verildi
 
Ağabeyinin 1999'da Van'ın Erciş ilçesine gözaltına alındığını ve 9 gün işkence gördükten sonra tutuklandığını hatırlatan Çelebi, ağabeyinin 6 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini söyledi. Devam eden mahkemesinde ağabeyine müebbet hapis cezası verildiğini, bu nedenle Güney Kürdistan'a geçtiğini belirten Çelebi, “2008'de müebbet hapis cezası verilince Federe Kürdistan'a gitmek zorunda kaldı ve Süleymaniye iline yerleşti. Burada da legal siyasi faaliyetleri devam etti ama maalesef orada katledildi” diye konuştu. 

Fevzi Çelebi


 
Her zaman gurur duyduk
 
Ağabeyinin, yaşamı boyunca barış, demokrasi ve özgürlük için çalıştığını; kendi kimliğiyle yaşamak istediğini kaydeden Çelebi, şöyle devam etti: “Biz her zaman ağabeyimle gurur duyduk. Onun yürüdüğü yol, yolumuz olacak. Aile olarak mücadelesini hep destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Kürtlerin kendi rengiyle, kültürüyle, diliyle yaşamasını istiyordu. Ağabeyim aynı zamanda çocuklarını da bu şekilde yetiştiriyordu. Sürgüne gittiği Süleymaniye’de de hep mağdur olan insanlar yardımcı oluyordu. Bazılarını aylarca kendi evinde misafir etti.” 

Biraz bilgi sahibiyiz
 
Zeli Çelebi’yi katledenlerin bulunması için her türlü hukuki yola başvuracaklarını söyleyen Çelebi, şunları ifade etti: “Somut bir şey olmadan da bir şey söylemek istemiyoruz. Süleymaniye’de bulunan kolluk kuvvetlerine sorumluların yakalanması için müracaat ettik. Bu işin peşini bırakmayacağız. Tetikçilerin kim olduğu çok önemli değil, önemli olan perde arkasında kimlerin olduğudur. Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Katilleri ve onları yönlendirenlerin yargı önünde hesap vermesini istiyoruz. Kimlerin yaptığına dair biraz bilgi sahibiyiz. Netlik kazandığında herkesle paylaşacağız.” 

Birlik olmak zorundayız
 
Acılarının büyük olduğunu vurgulayan Çelebi, şunları ekledi: "Eğer birlik olmazsak daha çok suikast, faili meçhul cinayetlere kurban olacağız, zindanlarda çürüyeceğiz. Bunlar maalesef acı gerçekler. Dört parça Kürdistan ve dünyada yaşayan Kürtlerin artık birlik olması gerekiyor.”

Türkiye eliyle yapılıyor

Azadî Hareketi Eşbaşkanı Mihemed Ebdullah ise Kürdistan'ın savaş merkezi haline getirildiğini belirterek, "Maalesef bölge istihbarat güçlerinin yuvası haline geldi. Özellikle Türk devleti bölgeyi işgal etmek istiyor. Federe Kürdistan'da yaşanan terör olayları, Türkiye'nin eliyle gerçekleşiyor ve yetkililer de onlara yardım ediyor, koruyor" dedi. 
 
Aslında Türkiye'nin kontrolünde
 
Federe Kürdistan'ın Türkiye’nin kontrolüne geçtiğini savunan Ebdullah, şunları kaydetti: “Birçok yerde açık askeri üsler ve Türk istihbaratı var. Bunlar KDP’nin silahlı kuvvetleriyle koordineli çalışıyor. Zeki Çelebi’yi katledenler, Hewlêr’e geçti. Hewlêr teröristler için güvenli bir yer. Artık bölgenin tümü teröristler için güvenli, Kürt yurtseverleri için ise tehlikeli bir bölge oldu. Bu, bölgenin Türkiye'nin elinde olduğu anlamına geliyor. Katledilen bu kişiler Türkiye’de mücadele içinde yerini alan ve Türkiye’nin karşı durduğu kişiler. Bu saldırılar Türk istihbaratı tarafından ve başta KDP olmak üzere Federe Kürdistan'ın bazı birimlerinin yardımıyla gerçekleştiriliyor.” 

Herkes tehdit altında

Demokrasi mücadelesi veren her bireyin tehdit altında olduğunu söyleyen Ebdullah, “Bölge hükümetinin politikalarına bakacak olursak, Kürdistan Bölgesi'nde karanlık bir gelecek var. İşgalciler bilinçli olarak halkın devrimci kültürünü yok etmek istiyor. Hewlêr istihbaratın bölge merkezi oldu. Bu da artık bölgenin devrimciler ve yurtseverler için güvenli bir yer olmadığının işaretidir" dedi.
 
KDP ile açıktan çalışıyor
 
Ezidîlerin Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) temsilcilerinden Mervan Xwedêda da KDP’li olmayanların tehdit altına olduklarını ifade ederek, şunları paylaştı: “Güney Kürdistan'da birkaç yıldır ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz var. Kriz derinleşiyor ve bölge halkı mevcut hükümetten rahatsız. Halk ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Binbir emekle okuyup mezun olan gençler iş bulamıyor. Kürt kurumlarında da sorunlar var. KDP’nin kontrolündeki sarı bölgede siyasetçiler sürekli olarak hedef alınıyor. KDP’li olmayan hiç kimse özgürce siyaset yapamıyor. Türk devleti son dönemde Behdinan’da örgütlendi ve KDP ile açıktan çalışıyor. KDP’de farklı düşünenlere yönelik baskılar arttı. Sadece siyasiler değil, gazeteciler de KDP tarafından terörize ediliyor. Bu nedenle katiller tespit edilmiyor ve yargılanmıyor. Biri hırsızlık yaparsa güvenlik güçleri onları yakalayıp 24 saat içinde cezalandırabiliyor ama burada Kürt siyasetçiler öldürülüyor, katiller tespit edilmiyor. Bu da KDP’nin suikastçılarla iş birliği içinde olduğunu gösteriyor. MİT, Güney Kürdistan'ın birçok yerinde örgütlendi ve yurtsever bireyleri hedef alıyor.” 

YNK iç sorunlarıyla meşgul
 
Bölgedeki siyasi suikastların MİT tarafından yapıldığını tekrarlayan Xwedêda, şöyle devam etti: “KDP bilinçli olarak sessiz kalıyor. Kendi iç sorunlarıyla uğraşan YNK, MİT'in bölgelerinde örgütlenmesine, yurtseverlerin terör saldırılarının hedefi haline gelmesine neden oluyor. En son Zeki Çelebi bir suikast sonucu katledildi. Yurtsever insanları tehlikeli görüyorlar ve bunun içinde yok etmek istiyorlar. Bölgedeki gençler de kandırılarak MİT'e bilgi vermekte çalıştırılıyor. YNK bu insanları korumak ve Süleymaniye'yi güvenli bir yer haline getirmek istiyorsa birlik olması gerekiyor. Mam Celal varken, o bölgede kimse bir Kürt yurtseveri hedef alıp öldüremezdi. Bu yüzden Kürdistan'ın dört bir yanından yurtseverler Süleymaniye'ye gelirdi. Maalesef burası artık yurtseverler için bir tehdittir.” 

Bir yıllık bir konsept
 
Zeki Çelebi’nin daha önce defalarca tehditler nedeniyle tedbir alınması talebinde bulunduğunu hatırlatan Xwedêda, şunları ekledi: “Bu Süleymaniye'de yaşanan ilk olay değil. Bu bir yıllık bir konsept. Ara verilmişti ama yeniden başlandı. Burada bulunan bütün aileler tehdit ediliyor. KDP'nin olduğu kentlerden çıkartılıyoruz, Süleymaniye'de katlediliyoruz. Bunun planlı olduğunu düşünüyoruz. Zeki arkadaşımız son dönemde yoğun bir şekilde tehdit ediliyordu. Daha önce Yasin arkadaşımız katledildiğinde, yetkililer bize, bir saat içinde katilin Hewlêr'den geldiğini, katliamı yaptıktan bir saat sonra Hewlêr garajında KDP bölgesine geçtiğini söyledi. KDP bölgesi ayrı bir ülke değil.” 

 
Biz taviz vermeyiz
 
Süleymaniye'de yaşayan ve bir süre önce haftalarca KDP tarafından gözaltında tutulan HDP'li Musa Çiftçi ise bölgenin MİT’in karargahı haline getirildiğini belirterek, şunları söyledi: “Kiralık katillerle bu tarz olayları gerçekleştiriyorlar. Hükümet buna göz yumuyor. Süleymaniye’deki bazı birimlerinde bu konsepte dahil olduğunu düşünüyorum. Sindirme ve korkutma konseptinin bir parçasıdır. Bizler nasıl Türkiye’de demokratik siyaset mücadelesi vermişsek burada da sürdüreceğiz. Bu saldırılar siyasi kimliğimize yöneliktir. Biz taviz vermeyiz.”

VAN/SÜLEYMANİYE

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.