Cezaevine emir yukarıdan!

Rıdvan Kaya

Rıdvan Kaya

  • Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde 5 arkadaşıyla birlikte açlık grevini sürdüren Rıdvan Kaya’nın annesi Muhsine Kaya, cezaevi müdürünün yaşatılan hak ihlalleri için “Emir yukarıdan geliyor, bizlik bir durum yok” dediğini aktardı.

Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde hak ihlalleri ve psikolojik baskılara karşı 6 tutsağın 12 Haziran’da başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi sürüyor. Baskınlarla koğuşları değiştirilen tutsakların cezaevinin mevcut tecrit sistemine ek olarak ayrı bloklarda bulunan izole alanlarda tutularak iletişim kurmaları ve haftada bir kez olan spor saatlerine birlikte çıkmaları engelleniyor. Tutsaklar Rıdvan Kaya, Fikret Erden, Serhat Erdemci, İhsan Oral, Baran Gül ve Orhan Doruk, yaşadıkları ihlallere karşı açlık grevinde. 

Açlık grevini sürdüren tutsaklardan Rıdvan Kaya, 7 yıldır cezaevinde. Sırasıyla Ankara, Tekirdağ, Tarsus, Mereş ve en son Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutulan Kaya’ya farklı davalardan toplam 18 yıl hapis cezası verildi. Annesi Muhsine Kaya, oğlunun depremi sonrası sevk edildiği Kırıkkale F Tipi Cezaevi Müdürü'nün yaşananlara dair kendilerine "Talimat yukarıdan geliyor. Bizlik bir durum yok" dediğini aktardı. Kaya, taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini istedi. 

Açlık grevindeki tutsakların aileleriyle irtibat halinde olan Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise şunları söyledi: “Cezaevi havalandırmaları hiçbir şekilde kapatılamaz. Yasal mevzuat gereğince aynı koridorda bulunan 9 arkadaşıyla sohbete çıkma hakları var. Spora çıkma hakları var. Yakın bir dönemde açlık grevindeki tutsaklarla ve cezaevi idaresi ile görüşeceğiz. Cezaevi idaresinin uygulaması kesinlikle hukuka aykırı. Yüksek Güvenlikli ve F Tipi cezaevlerinde bulunan tutsakların bu hakları küresel salgın gerekçesiyle ellerinden alınmıştı. Salgın döneminde dahi tutsakların zaten dışarıyla iletişimleri yoktu. O zaman ellerinden alınan bu haklar, halen verilmiş değil. Cezaevi koşullarının düzeltilmesinin takipçisiyiz." MA/MERSİN

 

*****

Tedavi talebi yanıtsız

Espiye L Tipi’ndeki hasta tutsak Şeyhmus Koç'un ailesinin tedavi talebine, idareden “Yapacağımız bir şey yok” yanıtı verildi.

Avrupa Konseyi’nin Cezaevi Nüfuslarına İlişkin Yıllık Ceza İstatistikleri (SPACE I) 2022 raporuna göre, üye ülkeler içinde cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke Türkiye. İHD’nin 2022 Merkezi Hapishaneler Raporu da bu durumu doğruluyor. İHD’nin, Adalet Bakanlığının Aralık 2022 tarihli istatistiklerini de baz alarak oluşturduğu rapora göre; cezaevlerinde 336 bin 315 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu kişilerden 65 yaş ve üstünde olan kişi sayısı 5 bin 513 kişi. Cezaevleri ile ilgili bir diğer önemli nokta da hasta tutsakların maruz bırakıldıkları hak ihlalleri. İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu'nun tespitlerine göre; Türk cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutuklu tutuluyor. Yine aynı rapora göre, cezaevlerinde 2022'de 76 tutsak yaşamını yitirdi.

Ankara’da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 460’ncı haftasında İHD Şube önünde basın açıklaması düzenledi. İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, bu hafta GiresunEspiye L Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki ağır hasta tutsak Şeyhmus Koç'un durumuna dikkat çekti. Turgut, Koç'un 2016'dan bu yana tutuklu bulunduğunu, ilk olarak Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi'ne, oradan da Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildiğini belirterek, “En son Giresun/Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesine gönderilmiş ve hala orada tutulmaktadır. Şeyhmus Koç’un hapishanede kaldığı süre içinde hastalıkları gittikçe ilerlemiş ve yeni hastalıklar meydana gelmiştir. Parmaklarında kopukluklar var, kollarında ve göğsünde şarapnel parçaları bulunmaktadır. Ayrıca astım ve migren hastasıdır. Şeyhmus Koç’un yaşamını en zorlayan hastalıkların başında yaşamış olduğu psikolojik rahatsızlıkları gelmektedir. Ailesi tarafından yapılan ziyaretlerde ve telefon görüşmelerinde durumunun ağırlaştığının görünür hale geldiği ifade edilmiştir” dedi. 

Koç’a iki yıl önce anksiyete bozukluğu teşhisi konulduğunu dile getiren Turgut, “Bu hastalık için yalnızca bir tablet ilaç verilmiş ve bu ilacı da ömür boyu kullanacağı söylenmiştir. Ancak bu ilaç tedavi etmekten ziyade daha çok uyutmaktadır. Rutin kontrolleri yapılmadığı için de hastalığın ne kadar ilerlediği belli değildir. İlaçları da yalnızca revire çıkarılarak yazılmakta, uzman doktorlar tarafından ve tam teşekküllü bir hastanede tedavisi yapılmamaktadır. Bu durum da hastalığının daha çok ilerlemesine zemin hazırlıyor. Ailesi her görüşe gittiklerinde idare ile görüşüyor, tedavisinin yapılmasını talep etmelerine rağmen bir gelişme sağlanamıyor. İdare tarafından hiçbir şey yapılmıyor ve ‘Yapacağımız bir şey yok’ deniliyor. Yine kurumumuza yapılan başvurular sonucunda ilgili kurumlara yazılan yazılardan da bir sonuç alınamamıştır. Uzman doktorlar tarafından tam teşekküllü hastanede tedavi edilmesini, hastalığının tam olarak tedavisi için rutin kontrollerinin yapılmasını ve iyileşme sağlanacak şekilde tedavilerinin aksatılmadan gerçekleştirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca psikolojik destek anlamında da aile ziyaretlerinin yapılabilmesi için ailesine yakın bir yere sevk edilmesi de gerekmektedir.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.