Cezaevleri çözüm bekliyor

Sincan Cezaevi açıklama

Sincan Cezaevi açıklama

  • “Ülkenin demokratikleşmesi aynı zamanda cezaevlerinde hak ihlallerinin son bulmasından geçiyor” diyen DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, İdare ve Gözlem Kurulları'nın kaldırılmasını, hasta tutsakların serbest bırakılmasını istedi. 
  • “Hasta tutsaklar için ‘hapishanede kalabilir’ denmesi göz göre göre bir cinayetin nasıl işlendiğini ortaya koyuyor” diyen Türkoğlu; Fatma Tokmak, Besra Erol, Semire Direkçi, Pınar Tikit gibi ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmeyen tutsakları hatırlattı. 

DEM Parti Kadın Meclisi, tutsak kadınlara yönelik gerçekleştirilen hak ihlallerine karşı Sincan Cezaevi önünde açıklama yaptı. Açıklamayı yapan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla gelişen sürecin temel gündem maddelerinden birinin tutsakların durumu olduğunu belirtti. Buna rağmen cezaevlerinde ihlallerin devam ettiğini kaydeden Türkoğlu, “Sincan Cezaevi'ni tutuklanan ve hala tutuklu bulunan siyasetçilerden biliyoruz. Bizler bu ülkenin demokratikleşmesinin aynı zamanda cezaevlerindeki hak ihlallerinin de son bulmasından geçtiğini biliyoruz" dedi. 

Hapishaneler işkence sistemi

“Sincan Cezaevi, hapishane rejiminin nasıl bir işkence rejimi haline geldiğini gösteren açık bir örnektir” diyen Türkoğlu şöyle konuştu: "Buradan hem Sincan Cezaevi Müdürlüğü'ne; ama aynı zamanda Türkiye'deki bütün cezaevi müdürlerine, Adalet Bakanlığı'na ve aynı zamanda bu ülkede toplumsal barışın ve adaletin sağlanması için de Türkiye kamuoyuna çağrıda bulunmak istiyoruz. Sincan Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerini hem siyasi tutsakların ne şekilde hak ihlallerine maruz kaldığını, adli tutuklu kadınların da burada nasıl bir işkence sistemine tabi tutulduğunu göstermek istiyoruz.”

Gözlem Kurulları ideolojik 

İdare ve Gözlem Kurulları'nın infazlarını tamamlayan hükümlü ve tutsakların tahliyelerini ertelediğini hatırlatan Halide Türkoğlu, "Bu kurulla cezası biten, tahliye olması gereken birçok tutuklunun keyfi bir uygulamayla, ideolojik bir yaklaşımla infazları yakılmaktadır" dedi. Keyfi infaz yakmalarla tutsakların rehin tutulduğunu ifade eden Türkoğlu, "İdare Gözlem Kurulu'nda yer alan heyetin her biri, bunu yaparken keyfi ve ideolojik bir yaklaşımla infaz yakmayı ele almaktadır. Yeri geldiğinde ailesiyle görüştüğü ya da tahliye olduğunda ailesiyle kavga eder gibi bir gerekçelerle infazlar yakılmaktadır" diye konuştu. 

Kurullar kaldırılmalı

Kürt sorunun çözümünün, demokratikleşmenin, barışın konuşulduğu bir dönemde cezaevindeki hak ihlallerinin tavan yaptığına işaret eden Türkoğlu, "Ancak adaletin olmadığı yerde demokrasinin de inşa edilemeyeceğini belirtmek lazım. Bizler bu yönüyle başta siyasi kadın tutsakların infaz yakılmasına karşı mücadelemizi büyüteceğiz ve infaz yakmaların son bulmasını, İdare Gözlem Kurulu’nun keyfi uygulamalardan vazgeçmesinin hatta kurulların tamamen ortadan kaldırılması çağrısında bulunuyoruz" diye belirtti. 

Göz göre göre cinayet işleniyor

Bir diğer önemli gündem maddesinin de hasta tutsaklar olduğunun altını çizen Türkoğlu, “ATK, hasta tutsaklara keyfi uygulamalarla rapor hazırlıyor. Burada da ideolojik bir yaklaşım söz konusu. Hasta tutsaklar için ‘hapishanede kalabilir’ denmesi hem insan hakları ihlali hem de hapishane sistemi içerisinde göz göre göre bir cinayetin nasıl işlendiğini de ortaya koyuyor. 1996 yılından beri tutuklu bulunan Fatma Tokmak bunun bir örneğidir. Kalp ve birçok ciddi hastalığı bulunmasına rağmen hiçbir şekilde Adli Tıp Kurumu üzerinden alınan raporlarla tahliyesi gerçekleştirilmiyor” dedi. 

ATK suç işliyor

Suruç Katliamı’nda kaybettiği çocuğunun mezarı başında yaptığı konuşmadan ötürü tutuklan Besra Erol’un da kalp, tansiyon ve guatr hastalıkları bulunmasına rağmen tahliye edilmediğini hatırlatan Türkoğlu, hasta tutsakları sıralamaya devam etti: “Semire Direkçi ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Pınar Tikit ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmemekte. Buradan sayamadığım yüzlerce hasta tutsak kadın söz konusu ve ne yazık ki ATK bir suç işlemekte. Bu suçun artık son bulması gerekiyor. ATK’nın keyfi uygulamalardan, ideolojik yaklaşımlardan vazgeçmesi gerekiyor. Hasta tutsakların özgürlüğüne kavuşmasını talep ediyoruz.”

Bu suçu işlemekten vazgeçin

Barış ve demokratik toplumun inşasının aynı zamanda hapishanelerden geçtiğini ifade etmek istediğini dile getiren Türkoğlu, "Hapishane sistemi böyle oldukça, siyasi tutsaklar hapishanelerde rehin tutuldukça aslında bu ülkede toplumsal bir barışın inşası olamayacaktır" dedi. Cezaevleri yönetimi ve Adalet Bakanlığı'na seslenen Halide Türkoğlu, "Yaptığınız iş iş değildir, yaptığınız suçun alasıdır. Yaptığınız insan haklarına yönelik bir suçtur. Bu suçu işlemekten vazgeçin" çağrısı yaptı. MA/ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.