CHP/ML’lilere açık çağrı!

Haberleri —

Türkiyeli devrimci hareketlerin önemli kısmının genlerinde Kemalizm mikrobu taşıdığına dair tespit, hala güncel. Güncelliğini de mütemadiyen, farklı çıkışlarla kanıtlıyor.

Aslında Türkiye devrimci hareketinin Kemalizm’le bu ‘gayrimeşru’ ilişkisinin kökleri, hayli eskilere dayanır. Fakat şu son günlerde, Kemalizm’in bir ucunun muhalife dönüşmesi nedeniyle, hastalığın daha keskin halde nüksettiğini söylemek de mümkün. Bir eğilim Kemalistleri dönüştürmeye çalışırken, başka bir eğilim daha kestirmeden giderek ‘hemen örgütlemeyi’ düşlüyor. Bu düşün neticesi de, pek tabii ki, onlara benzemek oluyor.
Solun genlerine işlemiş bu Kemalizm, son olarak, Şeyh Said’le ilgili ortaya çıktı. Son günlerin popüler ‘hack’ grubu RedHack(Kızıl Hackerlar), bir twit yazdı: “Biz Bedreddin, Şeyh Sait, Baba İshak, Kawa, Pir Sultan, Dadaloğlu, Deniz, Mahir, İbrahim’den alıyoruz kudretimizi. Hangisi boyun eğdi, ey AKP!” Sonra, bu twit Kemalistlerden Şeyh Said nedeniyle yoğun tepki alınca, ‘düzeltiverdi’ kendini: “Şeyh Sait değil, Seyit Rıza olacaktı, özür. Biz de insanız, hatırlatalım.”(Twitler için: http://goo.gl/6SNyPn)
Şimdi, ne demek istiyor sevgili RedHack? Şeyh Said boyun mu eğdi yani? Yoksa Şeyh Said’in direnişi yeterince değerli mi değil? Ya da durun, tercüme edelim, RedHack’i: Şeyh Said dinci, gerici ve feodal bir unsur!
Bu yaklaşım RedHack’e özgü de değil. Şeyh Said İsyanı’nın azgın devlet terörüyle bastırılması sonrasında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin, Komüntern’in ve pek tabii onların bağımlı ortağı Türkiye Komünist Partisi’nin de tavrıydı bu. Onlar da Şeyh Said’i ve toptan Kürdistan’ı ‘feodal’ görüyor; Atatürk’ün yarattığı dönüşümü ise memleketi ‘ileri’ taşıyan bir devrim olarak onurlandırıyorlardı! Böyle olunca da Kürdistan’a yönelen bütün seferler, haklı ve gerekli oluyordu tabii ki! Bu tavırlarını Ağrı İsyanı’nda ve Dersim Katliamı’nda da aynen bu şekilde uyguladılar! Evet, evet; kendilerini insanlığın kurtuluşunun yılmaz neferleri olarak tanıtanlar, mevzu Kürt halkı olunca, soykırımı bile olumluyorlardı! Zira Kürtler geriydi, köylüydü, uygarlıktan nasiplenmemişti! Onların bir tankın ardına bağlanıp ileriye taşınması gerekiyordu!
Şimdiki TKP’nin yayınlarında da Şeyh Said ‘gerici’ olarak anılır. Hatta Türkiye devrimci hareketinin kendilerine Troçkist diyen gruplarının bazıları bile, aynı yaklaşımı sürdürürler. Kemalizm mikrobu, böylesine yaygındır, aziz vatanımızda. Bir de, muhalife dönüşen Kemalistleri örgütlemek için söylemine ayar verenler vardı, değil mi? Onların hali de bunlardan evla değil, ne yazık ki... Bilirsiniz, köçeklik, Anadolu halk kültürünün önemli zenginliklerinden biridir. Köçeğin temel görevi, en usta dans figürlerini sergileyerek ve gerekirse başka şovlar da devreye sokarak, izleyenin mest olmasını sağlamaktır. Öyle ki, mest olmuş seyirci, fese dolmuş akçe demektir!
Söylemini, çoğu CHP tabanında toplanmış Kemalist eğilimli kitlelerin şovenist histerilerine uyarlayarak konuşan devrimcilerin hali de, işte bu köçeklerinkine benzer. Acıklı bir haldir bu. Zira, attıkları bunca göbeğin ve aldıkları bunca alkışın nihayetinde, son tahlilde, yalnız kalacakları açıktır. Kemalist kitleleri dönüştürmeyi, onlara devletçe uzun yıllar boyunca yüklenen şovenizmi temizlemeyi öncelemeyen bütün ‘örgütleme’ girişimleri, bu kitlenin “Ama CHP hiç değilse alternatif. Oyları bölmeyelim” duvarına çarpacak, tuzla buz olacaktır. Kemalist kitleleri dönüştürmek isteyen ise, onlara mütemadiyen enjekte edilen zehirin kaynağını kurutmak zorundadır. Bu ülke halklarına şovenizm zehiri, Kürt sorunundan kuvvet alınarak enjekte edilmektedir. Türk ulusu egemen ulus olarak kodlanmakta ve egemenlik reflekslerine yönlendirilmektedir.
O halde, Kemalistleri dönüştürmek ve örgütlemek mi istiyorsunuz? Reçete açık: Kemalist kişilik bozukluğunun tedavisi, Kürt sorununun çözümüdür. Gelin, her şeyden evvel, Kürt sorununun çözümü için mücadele edin! Yarını kurma yolunda, bugünün en acil görevi budur!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.