CHP’ye operasyonlar ve AKP’nin iktidar oyunları

Forum Haberleri —

CHP

CHP

 

  • CHP’ye yönelimler, muhalefeti etkisizleştirme kampanyası AKP’nin iktidar oyunlarının bir sonucudur. İktidar ağırlıklı bu yaklaşımlar Kürt sorununun çözümünü riske ediyor, süreci kırılgan hale getiriyor. Onun için bütün muhalefet ve demokrasi güçleri AKP’nin bu oyunlarına karşı bir duruş içinde olmalıdır.

ZEKİ AKIL

AKP iktidarı halka giderek, rekabet ederek seçimi kazanamayacağını anlamış durumda. Ama iktidarı seçimle alıp seçimle bırakma niyetinde değil. Erdoğan’ı ölene kadar başta tutmak istiyorlar. Bu normal yollardan, seçimle mümkün görünmediğinden kural dışı yöntemlere başvuruyorlar. AKP devleti ve yargı gücünü kullanarak CHP’yi etkisizleştirmeyi ve devre dışı bırakmayı kararlaştırmış görünüyor.

CHP’li belediyelere sistematik bir hal alan saldırılar, operasyonlar yapılıyor. Ekrem İmamoğlu, Erdoğan karşısında cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarıldı. İmamoğlu’na basit nedenlerle davalar açıldı, politika yasağı içeren iddianameler hazırlandı. İmamoğlu’na karşı giderek tırmanan bir yönelime gidildi. Sonunda İstanbul belediyesine operasyon düzenlendi ve yolsuzluktan İmamoğlu tutuklandı. Ondan önce Ahmet Özer tutuklanmış ve yerine kayyım atanmıştı. İmamoğlu’nun yerine de kayyım atanacaktı ama gelen tepkiler nedeniyle bu adım atılmadı.

CHP’li belediyeler artık sistemli bir etkisizleştirme, çalışamaz hale getirilme kampanyasıyla karşı karşıya kaldılar. Bununla kalınmadı, CHP’nin kongresine iptal davası açıldı. Oraya da kayyım atayarak CHP’yi tam bir karmaşa ve çıkmaza sürüklemek istiyorlar. Bütün bunlara rağmen CHP anketlerde birinci parti olarak görünmeye devam etti. AKP eline geçirdiği basın eliyle CHP’yi itibarsızlaştırma ve infaz aracı olarak kullanmaya devam etti. CHP’yi hırpalayarak çalışamaz hale getirmeye ve etkisini kırmaya devam ettiler.

Son olarak da Adıyaman, Adana ve Antalya belediye başkanları gözaltına alındı. Türkiye’nin en büyük belediye başkanları basit bir suç organizasyonu üyesiymiş gibi baskına uğruyorlar. Normal bir hukuk devletinde, demokratik bir ülkede asla olmayacak şeyler çok normal hale getirildi. Bir ihbar veya suç varsa yargı kurumları devreye girer. Hükümet yargıyı böyle sopa haline getirmez. Yapılanlar ancak bir darbe ortamında mümkündür. CHP yerel yönetimlerde iktidar ve Türkiye’nin birinci büyük partisi. Böyle itilip kakılması, çalışamaz hale getirilmesi tamamen siyasi hesaplar nedeniyledir. AKP olası bir seçimde karşısında bir parti ve aday bırakmak istemiyor. Erdoğan’ı rakipsiz hale getirmek istiyorlar. Tabii ki, bunun bedeli de demokrasiyi tırpanlamak ve Türkiye’yi daha büyük çıkmazlara sokmak oluyor.

Hükümet Kürt sorununu çözmek istediğini söylüyor. Türkiye’nin tarihi ve en büyük sorunu Kürt sorunudur. Son elli yılı çatışmalı ve ağır kayıplarla geçti. Bu sorunu çözmek ancak demokratik kanalları açmakla mümkündür. Yani demokrasi olmadan Kürt sorunu çözülemez. Tersi de doğrudur, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez. Son yüz yıl bunu pratikte de kanıtladı. Böyle ağır ve tarihi bir sorunu çözmek için içeride geniş bir mutabakata ihtiyaç var. Sadece hükümetin girişimleri yetmez. Muhalefetin, geniş toplum kesimlerinin desteğini almaya ihtiyaç var. AKP’nin yapması gereken şeylerin başında CHP’nin desteğini almaya çalışmak olmalıydı. Ama tersi yapılıyor.

CHP çözüme ve demokratikleşmeye destek vereceğini açıkladı. İlk defa Türkiye’de böyle geniş bir konsensüs sağlanıyor. Hükümetin bunu altın bir fırsat olarak görüp muhalefetle ortaklaşması ve Türkiye’yi bu dar boğazdan çıkarması gerekirdi. Ama AKP muhalefeti devre dışı bırakmak istiyor. Demokratik alanı daraltıyor. Bir yandan Kürt sorununun çözeceğim diyor ama diğer taraftan da Türkiye’yi belirsizliklere itiyor.

Türkiye’de darbe uygulamaları, halkın iradesini hiçleştirme ve muhalefeti etkisizleştirme ortamında Kürt sorunu nasıl çözülecek? Kaldı ki, Van, Batman, Hakkari, Mardin ve diğer belediyelere uzun süredir el konulmuş, kayımlar atanmış. Kanıtlanmış bir suçları olmadığı halde belediye eşbaşkanları hala görevlerine dönemiyorlar. Burada da adaletin olmadığı, hukukun işlemediği yıllardır haykırılıyor.

AKP’nin yolsuzluk iddiaları inandırıcı değildir. Sorun yolsuzluklar değildir. Varsa yolsuzluk kendi mecrasında yargı görevini yapar. Ama burada yargı muhalefete karşı kullanılan bir iktidar gücü olarak karşımıza çıkıyor.

Bilindiği gibi Kürdistan’da kayyımlar belediyeleri borç batağında devrettiler. HDP ve DEM’in belediyeleri adeta talan edildi. AKP’nin belediyelerinde yolsuzluklar ve söylentiler ayyuka çıktı. Neden aynı baskınlar ve soruşturmalar AKP’li belediyelere yapılmıyor. Türkiye tarihinde en fazla yolsuzluk yapılan ve rüşvetin döndüğü dönem AKP dönemdir. Sanki AKP’nin belediyeleri çok temiz, hiçbir yolsuzluğa bulaşmamışlar gibi davranılıyor. Türkiye’de buna inanan var mı?

CHP’ye yönelimler, muhalefeti etkisizleştirme kampanyası AKP’nin iktidar oyunlarının bir sonucudur. İktidar ağırlıklı bu yaklaşımlar Kürt sorununun çözümünü riske ediyor, süreci kırılgan hale getiriyor. Onun için bütün muhalefet ve demokrasi güçleri AKP’nin bu oyunlarına karşı bir duruş içinde olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.