Çocuk işçiliği normalleşti

Çocuk işçiliği protesto

Çocuk işçiliği protesto

  • MESEM'lerde çalıştırılan çocukların durumuna dikkat çeken Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, çocukların sömürüldüğü bu merkezlerin kapatılmasını istedi. 

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2002'de çalıştırılan çocuklara karşı farkındalığı arttırmak amacıyla 12 Haziran gününü "Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü" olarak ilan etti. Nüfusun yüzde 25'ini oluşturan çocukların küçük yaşta çalıştırılması Türkiye'de de farkındalığın olmadığını gözler önüne seriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; 2024'te çalıştırılan çocuk sayısı 869 bin oldu. Bu sayı 2021’de 520 bin, 2022’de 619 bin, 2023’te 853 bin olarak kaydedildi. Yine İş Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin Şubat'ta yayımladığı Çocuk İşçi Raporu'na göre; 2013-2024 yıllar arasında en az 742 çocuk, iş cinayetinde yaşamını yitirdi. 2024'te ise 71 çocuk çalıştırılırken yaşamını yitirdi. Çocukların geleceğinin ve yaşamlarının en fazla tehdit altında olduğu yerlerin başında 2016'da kurulan Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) geliyor. Alınmayan önlemler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle MESEM'lerde 2023'te en az 53, 2024'te de en az 71 çocuk iş cinayetine kurban gitti. 

Suç işleniyor

MA'ya konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, çocukların çalıştırılmasının hem Türkiye'de hem de uluslararası anlamda suç olduğunu hatırlatarak, Milli Eğitim Bakanlığının MESEM'ler ile suça ortak olduğunu söyledi. MESEM'lerin bir eğitim biçimi olmaktan çıktığını kaydeden Çalık, "Çocukları ucuz iş gücü olarak görüyorlar. Aileler de ekonomik sıkıntılardan dolayı çocuklarını bu ucuz iş gücüne teslim etmek zorunda kalıyorlar. Para transferi var. Sermayedarlar MESEM'lerde belli oranda kursiyer kabul ettiklerinde devlet teşvikleri veriliyor. Bazı küçük işletmeler devletten para almak için paravan MESEM'ler kurup bakanlığa bildirerek teşvik primleri aldılar. Dolayısıyla çocukların işçiliği üzerinden kamu bütçesinden sermaye transferi de yapılıyor" dedi. 

MESEM kapatılsın

MESEM'lere yapılan başvuruların günden güne arttığını aktaran Çalık, "Bazı talepleri karşılamayan yerlerde barakalar oluşturularak MESEM sınıfları açıldığını duyuyoruz. Peki neden bu kadar başvuru var? 11 ve 12. sınıflardaki öğrencilere MESEM'lerde asgari ücretin üçte biri kadar ücret ödeniyor. Yoksulluk o kadar derinleşti ki aileler çocuklarını kontrol edilmeyen riskli iş ortamlarına göndermek zorunda kalıyor. İnsanlar çaresizliğe itilmiş durumda. Küçük yaştan başlayarak, 'Mesleki eğitim yapıyoruz', 'Çocukları geliştiriyoruz' gerekçesi ortaya konuyor, ancak böyle olmuyor. Çocuklar patronların insafına bırakıldığı yerlerde hayatlarını kaybediyor. Yaşanan ihlalleri ve ölümleri önlemek için MESEM'leri kapatmak gerekir. Evet mesleki eğitim verilir ama bu şekilde olmaz" şeklinde konuştu. 

Açıkça çocuk sömürüsü

Türkiye'nin çocuk politikasının çocuklara olumsuz yansıdığını kaydeden Çalık, şunları ekledi: "Devleti yönetenlerin önceliği çocuklar olursa o zaman eğitim ortamını ona göre hazırlar. MESEM bilimsel değil, çocuk bedeninin sömürüsüne dayalı bir uygulama. Bu uygulamaya karşı daha geniş bir mutabakata ihtiyaç var. Durumu ailelere anlatmaya ihtiyaç var. Hem hukuki hem de fiili açıdan mücadele etmek gerekiyor. Çünkü MESEM gerçek anlamda bir eğitim biçimi değil. Çocukların böyle bir ortamdan arınmış, ruh ve bedenen özgürleşmiş bir ortamda yetişmesi için mücadele veriyoruz ve böyle bir ortamda çocuklarda dair günleri kutlamak istiyoruz." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.