‘Coğrafyamızın gerçeğini değiştirmeye çalışıyoruz’

Kadın Haberleri —

Able Saadet

Able Saadet

  • Filistin Kadın Komiteleri Birliği kurucularından Able Saadet, Kürt kadınlarıyla benzer direngenlik özelliklerine sahip olduklarını dile getirerek, “Her iki halk da ulusal anlamda bir direniş sergiliyor. Bu anlamda siyaset üretiyoruz. Yaşadığımız coğrafyanın gerçekliğini değiştirmeye çalışıyoruz” dedi. 

GÖZDE ÇAĞRI ÖZKÖSE / MA-ANKARA

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 5’inci Olağan Büyük Kongresi’ne Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan bir kadın heyet katıldı. Heyetten Filistin Kadın Komiteleri Birliği kurucularından Able Saadet, Filistinlilere uygulanan baskılar, kadın direnişinin ve dayanışmasının önemi, Türkiye ve İsrail hükümetinin politikalarını değerlendirdi.

Kadınlar işgal bittiğinde kurtulacak

Siyasi tutukluların hakları ve Filistin işgaline karşı mücadele etmek için Kadın Komiteleri Birliği'ni kurduklarını belirten Saadet, Kürt kadınlarıyla benzer direngenlik özelliklerine sahip olduklarını dile getirdi. Saadet, “Her iki halk da ulusal anlamda bir direniş sergiliyor. Bu anlamda siyaset üretiyoruz. Yaşadığımız coğrafyanın gerçekliğini değiştirmeye çalışıyoruz. Filistin'de siyonist işgal devam ediyor. Topraklarımızı işgalden korumak için, halkımızı kurtarmak için direniyoruz. Bu işgal bittiği zaman kadınlarımız da kurtulacak” diye konuştu.

Mesajımızı büyük puntolarlar vermeliyiz

Dünyada özgürlük ve demokrasi için mücadele eden bütün kadın hareketlerinin bir araya gelmesi ve dayanışması gerektiğinin altını çizen Saadet şöyle dedi: "Bizler HDP kongresi için buraya geldik. Ortak bir mücadele hattı nasıl oluştururuz, bunu konuşmaya geldik. Buraya gelmemizin çok ciddi bir amacı ve motivasyonu var. Kongrede hep beraber vermemiz gereken bir mesaj var. Bu mesajı çok açık ve büyük puntolarla vermeliyiz ki o tiranlar bizi duysun. Amacımızı apaçık ortaya koymamız gerekiyor. Bir planımız olması gerekiyor. Hedeflerimize ancak bu şekilde ulaşabiliriz.” 

Mücadele sınırları aşmalı

"Bizlerin mücadelesi uzun soluklu bir mücadele” diyen Saadet, şöyle devam etti: “Bizler direnen Kürt kadınlar olarak, direnen Filistinli kadınlar olarak, kadın hareketine ışık tutmalıyız. Bu anlamda bu kongrede HDP'nin dünya kadınlarına ulaşmak için bir plan beyan etmesini bekliyoruz. HDP gibi programı olan bir partiden beklenen budur. Sınırları aşması gerekir. Tek bir ülkeyle sınırlı kalmaması, yayılması gerekir. Dolayısıyla HDP'nin de bu misyonu taşıyan, taşıyabilen bir parti olarak desteklenmesi gerekir."

Evler her gün basılıyor

Filistin'e giden herkesin oradaki istikrarsızlık, haksızlık ve zulmü görebileceğini ifade eden Saadet, "Filistin'de huzur yok her gün zulüm var, ölüm var, her gün evler basılıyor. Tutuklamalar devam ediyor. Öyle bir ortamda yaşıyoruz ki sürekli zulüm ve baskıya maruz kalıyoruz” dedi. Filistin yönetiminin de yasalarıyla hayatlarını zorlaştırdığına vurgu yapan Saadet, “Bize onurlu bir yaşam sağlamıyor" diye belirtti.

Saadet, benzer politikaların Kürt halkına uygulandığına da dikkat çekerek, HDP ile omuz omuza olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Özgür basınla ortaklaşarak yolumuzu açıyoruz

İlerleyen teknolojinin fikirlerin ve hareketlerin globalleşmesi, sınırları aşması bakımından kadınları için bir avantaj olduğunu söyleyen Saadet şunları kaydetti: "Filistinli direnişçi, mücadeleci kadınlar olarak dünyadaki bütün ortaklarımızla yan yana yürümek isteriz. Bu anlamda özgür basınla da ortaklaşarak yolumuzu açıyoruz. Siyonist İsrail işgaline karşı özgür basının yanımızda olduğunu biliyoruz. Basının da yardımıyla, kampanyalar düzenleyerek pek çok siyasi tutukluyu İsrail zindanlarından çıkarmayı başardık.” 

Kamuoyu oluşturmalıyız

Mücadele eden tüm çevrelerin beraber, ortak hareket etmesiyle etkili bir mücadele yürütülebileceğini ifade eden Able Saadet, “Sesimizi yükseltmeli ve tüm dünyaya demeliyiz ki, 'Bakın, biz varız ve buradayız'. Bizleri tutuklayan işgalcilere de sesimizi yükseltmeli ve taleplerimizi dile getirmeliyiz. Aynı zamanda uluslararası anlamda da kamuoyu oluşturmalıyız. Ancak bu şekilde bu tiranların siyasetlerini ve tutumlarını değiştirmelerini sağlayabiliriz” dedi.

Topraklarımız işgal altında

Türkiye'nin Kürt halkına karşı tutumunun İsrail'in Filistinlilere karşı tutumuna benzerliğine dikkat çeken Saadet, “Kürt halkıyla çok benzer bir kaderimiz ve direnişimiz var. Özgürlük yok. İşgal altındayız. Topraklarımız işgal altında. İnsanlarımız tutuklanıyor, işkence görüyor, öldürülüyor. Halk olarak bağımsız olmak istiyoruz. Özgürleşmek ve bu zulümden kurtulmak istiyoruz. Kendi hakkımızı nasıl savunuyorsak, Kürt halkının haklarını da öyle savunuyoruz. Filistin halkı olarak Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz. Bağımsızlık hem Kürt halkının hem de Filistin halkının hakkıdır. Kendi topraklarımızda onurumuzla özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz ve bunun için direniyoruz. Bu sömürüye bir son vermek ve sömürücüleri topraklarımızdan çıkarmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

15 yıldır esir bir direnişçinin eşiyim

Siyasi tutukların tüm uluslararası anlaşmaları yok sayarak insanlık dışı şartlar altında tutulduğunu ve temel insan haklarından mahrum bırakıldıklarını vurgulayan Saadet, İsrail’in uygulamalarını şöyle anlattı: "İsrail işgal güçlerinin 15 yıldır esir tuttuğu bir direnişçinin eşiyim. İsrail hapishanelerinde insani bir yaşam söz konusu değil. Herhangi bir suçlama dahi yöneltilmeden insanlar senelerce tutuksuz yargılanıyor. Dünya Ukrayna'daki savaşla meşgulken, İsrail de bu fırsattan istifade ederek insanları öldürmeye, katletmeye, tutuklamaya devam ediyor. Filistin'de esirler tüm uluslararası haklarından mahrum ediliyor. Aileleriyle, arkadaşlarıyla, avukatlarıyla görüştürülmüyor. Dış dünyadan tamamen tecrit ediliyor. Filistinli esirlerin tek görüşçüsü birinci derece aileleri, bazen bu da 'güvenlik' gerekçesiyle engelleniyor. Bizlerin ailelerimizle görüşmesi İsrail'in güvenliğini tehdit ediyormuş! Mesela üç torunumuz var. Eşim 15 yıldır esir ve torunlarının hiçbirini bir kez bile görmedi. 14 yıldır kendi çocuklarını görmedi. Geçtiğimiz günlerde, 14 yıldan sonra kızlarımızdan birine izin çıktı ve gidip babasını görebildi. Bu çok büyük bir zulümdür. Burada yalnızca tutsaklar değil aileler de cezalandırılıyor. Filistin'de siyasi tutsaklar bu evrensel haklardan mahrum bırakılıyor" dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.