Dağın kan damarları 

Forum Haberleri —

.

.

  • Dağın adeta kan damarları haline gelen savaş tünelleri saldırganlara diz çöktürüyor. Dağın dibinde sürdürülen bu savaş, tarihte eşi benzeri görülmemiş direnişlere sahne olmaktadır.

RAUF KARAKOÇAN

Kürdistan’ın Medya Savunma alanlarında faşist Türk ordusu ve Kürt özgürlük gerillaları arasında kıyasıya bir savaş sürmektedir. Tarihte belki de örneğine az rastlanan türden bir savaşa tanık olunmaktadır. Bir yandan çağın bütün modern silahlarını kuşanmış donanımlı işgal ordusu diğer yandan ise ferdi silahlarla dağlarına sığınmış, özgürlük mücadelesi veren sınırlı sayıdaki gerilla birlikleri. Eşit olmayan şartlarda ve koşullarda, eşit olmayan teknik ve sayıyla sürdürülen bir savaş var. Köken olarak Orta Asya’dan gelen işgalci, yayılmacı Türk boyları ve Mezopotamya’nın en kadim halkı Kürtler arasında süren bu savaş öyle bir tarihi dönemece girmiş ki yaşanan sorunların düğümünü çözecektir. Türk egemen devlet sömürgeciliğinin Kürdistan üzerindeki hükümranlığını belirleyecek bir savaş olacaktır. 

Kürdistan’ın stratejik dağ silsileleri savaş yorgunu bir coğrafyadır. Neolitik dönemin mekanıdır, insanlığı doyuran, besleyen koruyan, kollayan mekanlardır. Gılgamış destanında sedir ormanlarının (Sümer mitolojisinde Zagroslardaki sedir ormanları ‘Tanrıların yüce diyarı’ olarak tasvir edilir) koruyucusu Hunbaba’ın (huwawa) yurdudur. Büyük İskender’in ordularına boyun eğdiren dağlardır. Altın hilalin kalbidir. Bu topraklar Kürlerin vatanıdır. Nice egemenler geldi geçti. Savaşa da kana da bir türlü doymayan saldırganların saldırı hedefidir. Şimdi ise tarihin tanık olduğu en büyük direnişin sürdüğü yerdir. 

Zap ve Avaşîn bölgeleri, aylardan beridir sömürgeci işgalci Türk devletinin saldırılarıyla bir türlü kıramadıkları gerilla direnişiyle, yeni bir tarihe tanıklık etmektedir. Dağın adeta kan damarları haline gelen savaş tünelleri saldırganlara diz çöktürüyor. Dağın dibinde sürdürülen bu savaş, tarihte eşi benzeri görülmemiş direnişlere sahne olmaktadır. İnsan oğlunun sahip olabileceği en keskin irade savaşının verildiği direniş mevzileridir. Yeraltı savaş tünellerinde yaşam başlı başına büyük bir direniştir. Zor yaşam koşullarında, kuşatma altında, ağır bombardımana ve kimyasal gazlara maruz kalan gerilla birliklerinin direnişi her türlü taktiri hak edecek kadar görkemlidir. 

Savaş tünellerinde yaşanmakta olanlar, sıradan kalemin yazamayacağı bir irade savaşıdır. Tünellerin günlük yaşam hikayesini, havasızlığını, karanlığını, kıt kanat imkanlarını, açlığını susuzluğunu, ya da direnişi, öz güveni, eylemlerdeki zaferin, azmin, moralin coşkusunu, halka, ülkeye bağlılığın inancını, hangi kalem yazar, hangi söz anlatır, hangi kafa nasıl anlamlandırır bilinmez ama mutlaka tarihe mal edilmesi gerekiyor. Tünellerdeki gerilla birliklerinin üstlendiği misyon da ha keza Kürt halkı için tarihidir. Tüneller bedenin kılcal damarları gibi hayati derecede rol üslenmiştir. Tünellerde ki halk kahramanları temsil ettikleri değerlerin kutsallığına kendilerini adayarak kutsallaştırdılar. Kürt halkının aziz ve azizeleri oldular. 

Tünellerde aylardır sürdürülen savaş, işgalci Türk ordusuna ağır kayıplar verdirmektedir. HPG Ana karargâh Komutanlığından yapılan açıklamalar bunu durumu teyit etmektedir. Gerçekleştirilen her eylemin görüntüsü zaten kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Ordunun kayıpları, ele geçen silah ve teçhizatlar, darbelenen helikopterler, paylaşılan savaş bilançoları savaşın boyutunu gözler önüne sermektedir. Savaşlarda yeraltı sistemleri hep olmuştur ama tünellere dayanarak sürdürülen bir savaş olmamıştır. Tünellerin içine gaz silahları atarak, eğitimli köpekleri tünellerde canlı bomba gibi kullanarak akıl almaz yöntemler deneyerek üstesinden gelemedikleri bir direnişle karşılaşmaktadırlar. Türk ordusu tünel savaşlarında yenilmiştir. 

NATO’nun ikinci büyük ordusu olmakla böbürlenen Türk devleti, gerilla karşısındaki çaresizliği medya savunma alanlarındaki tünel kuşatmalarında açığa çıkmıştır. Bu savaşlarda ispatlanan bir gerçek daha vardır. O da modern savaş teknikleri, ileri teknoloji ürünü silahlar karşısında sadece savunma değil aynı zamanda onları boşa çıkaran ve saldırı pozisyonunda bulunan yenilmez Apocu gerillacılığıdır. İHA-SİHA’ların fır döndüğü, hava denetiminin sürekli olduğu, araziyi denetim altına alarak karadan, havadan bombalayarak, coğrafyanın stratejik tepelerini tutarak, işbirlikçi yerel güçleri kullanarak varmak istedikleri hedef her neresiyse şimdiye kadar muvaffak olamamışlardır. İnsanın yaratıcı zekâsı, iradesi her türlü teknikten daha üstün olduğunu, tünel savaşlarında ki gerillalar şahsında bir kez daha ispatlanmıştır. 

Gerilla mücadelesinde bütün zamanların en zorlu savaşı tünellerde yürütüldüğünü söylemek abartı olmasa gerek. Bu destansı direnişi yürüten Apocu militanlığın şahsında ispatlanan çok şey vardır. Dönemin modern gerilla tarzı uygulandığı taktirde, tekniği boşa çıkaracak, büyük ordulara galebe çalacak güçte olduğunu dosta da düşmana da göstermiştir. 

Sesimiz tünellerdeki gerillalara ulaşmasa da bilmelidirler ki özgürlük ideolojisine adanmışlığın en yüksek temsilcileridirler. Kürt halkı, bağrında yetiştirdiği sizin gibi fedaileri, her biri bir cihan parçası gençleri olduğu müddetçe bu mücadelenin zaferi kesindir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.