Demokratik bir Türkiye için hamle zamanı

Forum Haberleri —

Yeşil Sol Parti

Yeşil Sol Parti

  • Depremde enkaz altında kalan, yardım ulaşmayan ve soğuktan can veren yüz binlerce insanın hesabı bu iktidardan sorulmalıdır. Bütün aydınlar, emek hareketleri, kadınlar, ezilenler ve muhalifim diyen güçler tam bir seferberlik ruhuyla bu kötülük kaynağı iktidardan kurtulmak için çalışmalıdırlar.

ZEKİ AKIL

Seçimler yaklaştıkça Erdoğan ve Bahçeli’nin saldırıları da artmaya devam ediyor. Ayrıca Türkiye’nin gerçek sorunlarının üstünü örtmek ve gündemi saptırmak için de, seçmenlere seçim rüşveti dağıtma dahil, olmadık numaralara başvuruyorlar. Bu açıdan gerçek gündemi saptırmalara izin vermemek çok önemlidir. Bütün muhalefet çevreleri depremdeki yıkımın sonuçlarını ve Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetme biçimini teşhir etmeye devam etmelidirler. Kürtlere karşı yürütülen savaş ve bunun Türkiye’ye maliyeti mutlaka işlenmeli. Yalanın, talanın ve yoksulluğun bu savaşla bağı anlatılmalı.

Kılıçdaroğlu, Alevi olduğunu söyledi, Bahçeli ve AKP tayfası hücuma geçti. Bahçeli, ‘"Kılıçdaroğu bölücülük yapıyor, PKK ağzıyla konuşuyor’’ diye saldırdı. Bir insanın hangi inançtan, kültürden veya halktan olduğunu söylemesi neden bu kadar sorun oluyor? Bu, Türkiye’nin "tek millet tek din" yaratma projesiyle ilgilidir. Türkiye, halkların imhası ve inkarı üzerinde şekillendi. Uzun yıllar "Kürt yoktur" diyenler bu devletin yöneticileri değil miydi? Mevcut anayasada devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür diye yazmıyor mu? İnsanların kimliğini ve inancını devlet tayin ediyor. Bu açıdan Bahçeli gibi faşistler bu geleneğin sürmesini istiyorlar.

Bir kişinin Alevi veya başka bir şey olduğunu söylemesi onu neden hain, bölücü vb. yapsın? Daha önceki yazılarımızda AKP ve MHP’nin seçim kampanyasını Kürt düşmanlığı ve savaş üzerinden yürüttüğünü vurgulamıştık. ‘’HDP, PKK’dir, onun uzantısıdır. HDP, Altılı Masa’nın adayı Kılıçdaroğlu’na oy verecek. Böylece CHP ve diğer partiler de PKK’yle işbirliği yapıyor, hatta Kandil’den talimat alıyor’’ diye propaganda yapıyorlar. Zaten HDP’nin belediyelerine el koyup kayyım atadılar. Gerekçeleri aynıydı. Bunları PKK atıyor, paralar Kandil’e gidiyor diye özel savaş kampanyaları yürüttüler, halkın iradesini hiçe saydılar.

AKP ve MHP devletin bütün olanaklarını ve ellerindeki basını ahlaksızca ve sınırsızca kullanıyorlar. HDP için bütün suçlamaları ve iftiraları yayınlıyorlar. HDP’ye oy verenler bu karşı propagandayı biliyorlar, o haberleri dinliyorlar. HDP ve gösterilen adayların kim olduklarını da biliyorlar. Bilinçli bir seçmen kitlesi var. Dolayısıyla bile isteye oy verdikleri HDP adaylarını devlet görevden alıyor ve hapislere atıyorsa bu seçmenlere yapılan bir saldırıdır. Seçmenler olan bitenden habersiz, kandırılmış insanlar değiller. HDP milletvekilleri veya belediye başkanları bölücü veya PKK’li ise o zaman onlara oy veren milyonlarca seçmen de öyle görülüyor demektir. HDP PKK’nin uzantısıdır, hain ve bölücüdür ama onlara oy veren milyonlarca seçmen iyidir, normal vatandaştır! Bu çelişkinin ve tutarsızlığın bir açıklaması olmaz. İktidarda oturanlar bütün ahlaki ve hukuki kurallardan uzaklaşmışlar.

Seçim kampanyalarında partiler değişik vaatlerde bulunurlar, projelerini sunarlar. Ancak Erdoğan faşistininki açıktan rüşvet dağıtmaya vardı. Doğal gaz bir ay bedava diye müjdeler veriyor. Bedava vereceğine vatandaşı kazıklamaktan vazgeç, normal fiyatlardan sat herkes yaşamını insanca sürdürebilsin. Bir ay bedava versen ne olur? Sonra yine yüksek fiyatlardan satıp onu yoksulluk sınırında tutmaya devam edeceksin. Bu halkın ekonomik yaşamında bir rahatlama getirmez. Gıda fiyatlarındaki artışta Türkiye dünyanın birinci sıralarında. İnsanlar ucuza bir şey almak için saatlerce kuyruklarda bekler hale geldi. Halka gaz vererek, araba, savaş araçları yapıyorum diye militarizmi göklere çıkarmak ancak Hitler gibi insanların anlayışı olabilir.

Depremde enkaz altında kalan, yardım ulaşmayan ve soğuktan can veren yüz binlerce insanın hesabı bu iktidardan sorulmalıdır. Deprem bölgeleri bayrama çadırlarda ve zorluklarla girdi. Bayramı buruk geçirdiler. Halk bu haldeyken Erdoğan’ın meydanlarda devletin olanaklarını peşkeş çekerek yalana dayalı propagandalarına izin verilmemelidir. Bütün aydınlar, emek hareketleri, kadınlar, ezilenler ve muhalifim diyen güçler tam bir seferberlik ruhuyla bu kötülük kaynağı iktidardan kurtulmak için çalışmalıdırlar.

Önemli bir görev de yurtdışında oy kullanma hakkı olanlara düşmektedir. Sandığa gitmek biraz zahmetlidir. Her şehirde sandık kurulmuyor. Buna rağmen oy kullanma hakkı olanlar zorlukları göze alarak sandığa gitmelidirler. Çünkü yüz binlerce oydan söz ediyoruz. Yurtdışındakiler ülkelerinin daha fazla faşizmin pençesinde karanlıklara gömülmesine seyirci kalmamalıdırlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.