Deprem günlerinde özel savaş medyası

Forum Haberleri —

Deprem/Türk medyası

Deprem/Türk medyası

  • On binlerce insanın yaşamına mal olan Maraş merkezli deprem sonrasında da Erdoğan’a bağlı bu özel savaş medyası devreye girdi. Gerçekleri gizlemek için hummalı bir faaliyet başlattı.

ALİ GÜNDEM

Erdoğan'ın "ustalık dönemim" diye tanımladığı yıllar, AKP açısından sadece yasama, yürütme ve yargı organlarının denetimini ele geçirmekle sınırlı kalmadı. Kimi iletişim uzmanlarının "dördüncü kuvvet" adını verdiği medyanın kontrolü de bu dönemde neredeyse tümüyle AKP'nin eline geçti.

AKP iktidarının ilk yıllarında Erdoğan'ın en yakınındaki isimler, yani Ahmet Çalık ve Ethem Sancak devredeydi. Sonrasında ise müdahalenin hacmi büyüdü, tamamı devlet ihaleleriyle palazlandırılmış sermayedarlar eliyle havuz medyası oluşturuldu. Kısa sürede Dinç Bilgin, Aydın Doğan gibi büyük medya patronları sektörden silindi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen varlığını sürdürmeye devam eden, ancak AKP'nin denetlemekte zorlandığı medya organlarının kapısına ise 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte kilit vuruldu. Önemli bir bölümü Kürtlere ve sosyalistlere ait olan pek çok dergi, gazete, ajans, internet sitesi ve televizyon da bu dönemde kapatıldı.

Muhalif seslere tahammül edemeyen Erdoğan, bu yıllar boyunca Türkiye'yi dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine çevirdi. Bununla da yetinilmedi, daha önce AKP Genel Merkezi'nde medyayı denetlemeye çalışan illegal birim, 24 Temmuz 2018'de İletişim Başkanlığı adını alarak Saray'a taşındı. Nihayet, ünlü Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels'in çocukları, Erdoğan’ın bin odalı sarayında resmi unvan altında çalışmaya başladı. İletişim Başkanlığı'nın da kurulmasıyla AKP, artık medyanın da yüzde 95'ini denetler pozisyona gelmişti.

Erdoğan hayaline kavuşmuş, istediği yalanı onlarca gazetenin sütunlarından ve televizyon ekranlarından rahatlıkla savurabilir olmuştu. AKP kontrolündeki medya ekonomiden, siyasete; Kürtlere yönelik imha ve soykırım saldırılarından kadın cinayetlerine; madenlerdeki katliamlardan doğal felaketlere kadar her konuda devasa bir yalan makinesi yedi gün yirmi dört saat çalışıyordu.

On binlerce insanın yaşamına mal olan Maraş merkezli deprem sonrasında da Erdoğan’a bağlı bu özel savaş medyası devreye girdi. Gerçekleri gizlemek için hummalı bir faaliyet başlattı. Enkaz bölgelerine resmi ekiplerin ulaşmadığına, depremzedelere yardımların ulaştırılmadığına dair haberler sansürlendi. 1999 Marmara depreminde devleti suçlayan gazetelerin, Maraş depreminin ardından büyük felaketi olduğundan daha küçük gösterme, kayıpları ve yıkımı gizleme, arama kurtarma çalışmalarının yapılmadığı yerlerden herhangi bir bilgi vermeme tavrı net bir biçimde görüldü. O yüzden herkes "devlet nerede?" diye soran, buz gibi havada enkazın altında gömülü kalmış olan eşini, dostunu, akrabasını, evladını, komşusunu arayanların yardım çığlıkları sadece sanal medya ve az sayıda muhalif medya organları üzerinden duyulabildi.

AFAD dışında kimseye izin verilmeyecek deniliyordu ama ortalıkta AFAD yoktu. Bunlar sosyal medyada gündem olunca başta Twitter olmak üzere sanal medya organları iktidarın hedefi oldu. Erdoğan, iktidar eliyle meydana gelen bu büyük katliamı teşhir edenleri açıktan tehdit etti.

Medyaya bakarsanız, her şey kontrol altındaydı ve devlet tam denetimi sağlamıştı. Çünkü sahada çalışan kimi medya mensubu tam da AKP’nin istediği gibi bu minvalde haberler yapıyordu. İnsanların acılarını magazinleştiriyordu.

Halk bu duruma da isyan etti. Kimi zaman yalan haber yapılmaması için doğrudan müdahale etti. Ancak bu kirli savaş medyasının muhabirleri "yardım gelmedi" diyen bu insanları susturdu. Enkazın altında yakını olduğunu söyleyenlere sırtını döndü. Sayıları çok az olsa da bazı medya çalışanları da bu olan biten karşısında isyan etti. Öyle ki iktidarın AFAD'ı nasıl bir reklam aracı haline dönüştürdüğünü bizzat AKP militanı olarak bilinen bir muhabir dile getirdi. Sahibinin sesi kanallardan birinin spikeri ise yaşanan felaketi normalleştirmeye çalışan konuğunu azarladı. Elbet iktidar medyasının kirli emellerine alet olmayanlar, isyan edenler aynı gün işinden de oldu.

Tüm gelişmeler gösteriyor ki sadece AKP ve Erdoğan değil, onun özel savaş medyası da halkın üzerine çöktü. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.