Deprem kaybında ilk sırada

  • Ege’de meydana gelen ve İzmir’de etkili olan; AFAD'ın 6.6 şiddetinde ölçtüğü deprem sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı, dün öğle saatleri itibarıyla 58 olarak açıklandı. 2020’de tüm dünyada 6.5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem yaşanırken, en çok can kaybı Türkiye'de oldu.

 

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremdeki can kaybını 58 olarak açıkladı. Yaralı 896 kişiden 667'sinin taburcu edildiğini 229'unun tedavisinin ise devam ettiğini belirtti.

Merkez üssü Ege Denizi'nin İzmir Seferihisar açıkları olan 6,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 15 saniye süren deprem Marmara’da hissedildi. Özellikle Bayraklı ilçesinde 20 civarında binanın yıkıldığı açıklanırken, biri boğulma olmak üzere toplam 58 kişi hayatını kaybetti. Yaralanan 920 vatandaştan 667’sinin taburcu edildiği. 229 kişinin de tedavisinin devam ettiği belirtildi.

AFAD'ın 6.6 şiddetinde ölçtüğü deprem, Kandilli Rasathanesi tarafından 6.9, ABD tarafından da 7 olarak kaydedildi. Yıkılan ve hasar gören 8 binada çalışmalar tamamlandı, 8 binada arama kurtarma çalışmaları ise dün de devam etti. Çalışma yapılan binaların isimlerinin Rıza Bey Apartmanı, 2 bloktan oluşan Emrah Sitesi, Yağcıoğlu Apartmanı, 3 bloklu Barış Sitesi, Doğanlar Apartmanı ve Yılmaz Erbek Apartmanı olduğu paylaşıldı.

Deprem sonrasında, büyüklüğü 4’ün üzerinde 40 artçı olmak üzere, toplam 833 artçı sarsıntı yaşandı.

 Bölgede devam eden müdahale çalışmaları için AFAD, JAK, STK’ler ve belediyelerden 5 bin 748 personel, 21 arama kurtarma köpeği ile 898 araç görevlendirildiğini açıklandı. Depremzedeler, AFAD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından farklı bölgelerde kurulan çadırlarda ikinci gecelerini geçirdi. 

Mahalleden taşınıyorlar

Hasar tespit çalışmalarının sürdüğü Bayraklı’da, mahalle sakinlerinin çadırlardaki bekleyişi de devam etti. Evleri hasar görmeyen kimi ev sakinleri mahalleden taşınırken, evleri hasar gören ailelerin binaya girmemesi için bekçi ve polisler tarafından şeritler çekildi.

Manavkuyu semtinde Barış ve Cumhuriyet sitelerinde bulanan binaların çoğu yan yatmış durumda ve vinç desteğiyle ayakta kalıyor. Tehlikesi süren binaların çevresine kimse yaklaştırılmıyor. Her iki sitede çöken binalarda dün sabaha kadar 10 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenler arasında Berk, Arda ve Irmak isimli çocukların da olduğu öğrenildi. Yetkililerde alınan bilgilere göre ise sitede enkaz altında kalan kişi sayısı 4. Enkaz altında kalanların arama faaliyetleri devam ederken, iki kişiye kısa zaman içinde ulaşacağı ifade ediliyor. 

Depremde enkaz haline gelen bir diğer adres de Manavkuyu’da bulunan 7 katlı Yağcılar Apartmanı. Yıkım sonucunda 5 kişinin yaşamını yitirdiği binada, depremin ilk gününde 7 kişi yaralı olarak kurtarıldı. Edinilen bilgilere göre, binanın 3. katında Çağrı Bayat, kızları Elif ve Zeynep ile bir kişinin daha enkaz altında. Aramaların 3. gününde de dün öğleye kadar kimseye ulaşılamadı. 

Manavkuyu Mahallesi’nde çöken 8 katlı Rıza Bey Apartmanı’nda süren çalışmalarda, binanın 4. katına kadar ulaşıldı. Binadan dün öğleye kadar 8'i sağ 18 kişi çıkarıldı. Enkaz altında kalan 30 kişiyi arama kurtarma çalışmaları sürüyordu. Özkanlar Mahallesi'nde bulunan Emrah Apartmanı’nda da devam eden çalışmalarda, aralarında durumu ağır olan 14 yaralı çıkarıldı. 21 kişinin cansız bedenine ulaşılan apartmanda, 22 işçiyi arama çalışmaları devam ediyordu.

Özkanlar Mahallesi’nde bulunan Doğanlar Apartmanı’nda ise arama çalışmaları 3. kata indirildi. Son olarak dün sabah saatlerinde 3 çocuğun çıkarıldığı apartmandan, toplam 14 kişi sağ olarak kurtarıldı. 9 yurttaşın hayatını kaybettiği apartmanda, 15 yurttaşı arama çalışmaları devam ediyor.

Dünyadaki 22 daprem

Tüm dünyada 2020’de 6.5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem meydana geldi, bu depremlerde en çok can kaybı Türkiye'de yaşandı.

Elazığ’da 24 Ocak'ta gerçekleşen depremde 41 kişi, İzmir'de gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki depremde dün öğle saatleri itibarıyla 58 kişi hayatını kaybetti. Depremle birlikte büyük kentlerdeki çarpık yapılaşma, dikey mimari ve yapı stoğunun niteliği ölümleri artırıyor. 

Dünyada sadece 13 kişi

2020’de Elazığ ve İzmir depremleri sayılmazsa, dünyanın farklı ülkelerinde 6.5 üzerinde tam 20 deprem gerçekleşti. Bu depremlerin tamamında sadece 13 kişi hayatını kaybederken, bu 13 kişiden 10'u 23 Haziran'da Meksika'da meydana gelen 7.4 büyüklüğünde depremde, 1'i ise 17 Temmuz'da Papua Yeni Gine'de gerçekleşen 7.0 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitirdi.

Tıpkı İzmir ve Elazığ'daki depremler gibi 6.5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlere bakıldığı zaman, Türkiye dışında 7 farklı ülkede 12 depremin yaşandığı görülüyor. Bu depremlerde can kaybı yaşanan tek deprem ise 2 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki 18 Ağustos Filipinler depremi oldu.

Japonya, Şili, Endonezya, Yunanistan, Solomon Adaları ve ABD'de gerçekleşen 6.5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlerde hayatını kaybeden kimse olmadı.

 

Öldüren doğal affet değil

Bayraklı’da depremin vurduğu bina enkazlarında incelemelerde bulunan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, “Depremin kendisi herhangi bir doğal afet, öldürmez. Öldüren şey tedbirsizliktir, denetimsizliktir” dedi.

Hakların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Mithat Sancar ve beraberindeki heyet, Ege Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören deprem yaralılarını ziyaret etti.  Sancar, daha sonra Hacılarkırı’nda düzenlenen cenaze törenine katıldı. Bayraklı’da yıkılan Rızabey ve Emre apartmanlarındaki çalışmaları yerinde inceleyen Sancar, burada bir açıklama yaptı. 

Depremlerde kurtarma çalışmaları ve yaraları sarma faaliyeti çok önemli olmakla birlikte depremden önce gerekli tedbirleri almanın zorunluluğuna işaret eden Sancar, şöyle devam etti: "Çünkü depremin kendisi herhangi bir doğal afet, öldürmez. Öldüren şey tedbirsizliktir, denetimsizliktir, doğanın talanıdır, şehirlerin rant alanı olarak çeşitli çevrelere peşkeş çekilmesidir. İzmir dünyada en tehlikeli fay hatları üzerinde bulunan 20 şehir arasında gösteriliyor. Yıllardır İzmir’de de depreme karşı tedbirler alınması uyarıları yapılıyor. Bütün dikkatler İstanbul’a çekilmişken İzmirle ilgili çalışmalar için de başta TMMOB’a bağlı uzman kuruluşlar, odalar, bizler, diğer uzman kuruluşlar uyarılar yapıyorlar. 

Fay kanunu engelleniyor

 Bir fay kanunu çıkarılması talebi uyarısı yıllardır yapılıyor. Fay kanunu önemli. Çünkü o kanun çerçevesinde bütün tedbirler alınmak zorunda kalınır ama maalesef bugüne kadar fay kanunu da çıkarılmadı. Bizim Meclis’e sunduğumuz bir fay kanunu teklifi var ne yazık ki o da gündeme alınmadı. Öte yandan yapı denetimi konusunda nasıl bir bozuk düzenin mevcut olduğunu da her gün çeşitli vesilelerle öğreniyoruz. Bunlarla ilgili gerekli düzeltmeler maalesef yapılmıyor. 

Denetimsizlik ve rant

 Burada en büyük sorun denetimsizlik ve rüşvet-rant ağıdır. Şurada gördüğümüz binanın etrafında çok sayıda başka binalar var onlar ağır hasarlarla da olsa ayakta duruyor ama Emre Apartmanı kolonları görünmeyecek şekilde yerle bir olmuş. Bu da çok açık bir usulsüzlük/yolsuzluk kanıtıdır.. Depremlerden sonra herkes bu sorunları gündeme getirir, geniş çevreler bunlara dikkat çeker ama maalesef bir süre sonra bunlar unutulur. 

Unutmak da felakettir

 Felaketi yaratan birinci faktör rant düzeni ve buna bağlı olan denetimsizlik ise ikincisi ise unutmaktır. Eğer topluma bu felaketlerin sebepleri unutulursa rant düzenide denetimsizlik düzeni de kaldığı yerden devam eder. İzmir depremi acı bedelleri ile birlikte bize unutmama gereğini yeniden ve yeniden hatırlatma vesilesi olmalıdır.

Kurtarma çalışmalarının devam ettiği Emre Apartmanı’nda Erzincan depreminden sonra İzmir’e göç eden bir aile de enkaz altında. Erzincan depreminden korktukları için İzmir’de daha güvenli bir hayat sürmek için göç ediyorlar ama maalesef burada da bu çürük yapıya, bu çürük düzenin yarattığı felakete maruz kalıyorlar.

Madencileri ülkesi yapalım

 Burada fedakarca çalışan pek çok çevre var ama bir grubu özel olarak anmadan geçmek istemem. Somalı madencileri kendi gasp edilen hakları için eylemdeyken depremi duyar duymaz bütün bunları bırakarak kurtarma çalışmalarına katılmak için İzmir'e geliyorlar. Dünden beri sosyal medyada bir deyiş dolaşıyor; bu ülkeyi insanlara mezar inşa eden müteahhitlerin değil, insanları kurtarmak için dertlerini bir kenara bırakan madencilerin ülkesini yapmak zorundayız. 

Sadaka değil, dayanışma

 Bu zor günleri aşmanın en güçlü yolu dayanışmadır. Yukarıdan inayet sadaka değil, aşağıdan bir birimizle imkanlarımızı paylaşarak dayanışmayı büyütmeliyiz. Devletin, yerel yönetimlerin görevi elbette yurttaşların bütün ihtiyaçlarını karşılamaktadır ama bizler yine de bu dayanışma ile hiç kimsenin felaketlerde yalnız olmadığını göstermek zorundayız. Deprem gerçekleştiği andan hemen sonra parti olarak burada bir kriz koordinasyon merkezi oluşturduk. Bu merkezde milletvekillerimiz, il ve ilçe eş başkanlarımız, bölgedeki parti meclisi üyelerimiz, MYK üyelerimiz görev yapıyor. Kendileriyle birkaç kere görüştüm, aynı şekilde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüştüm. Bütün İzmirlilere ve temsilcisi olarak başkanlarına parti olarak her türlü çalışmaya katkı sunmaya hazır olduğumuzu belirttik. İzmir halkı bilsin ki bizler elimizde ne gelirse yapmaya hazırız. Acılar paylaşılarak azalır. Dayanışma onurlu bir yaşam sürmek için vazgeçilmez ihtiyacımızdır.

Çürümüş düzene karşı mücadele 

Bu çürümüş düzene insanlarımızı beton yığınlarının altında bırakan bu rant sistemine karşı mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz. Bu bizim sadece siyasi değil, aynı zamanda insani görevimizdir. Bu düzeni değiştirmek zorundayız. Canlarımızı ranta yandaş karlarına feda etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz. Ege'nin iki yakasındaki halklara, İzmir başta olmak üzere depremden etkilenen bütün şehirlerimizdeki insanlarımıza, Yunanistan’daki kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.