Devlet büyük sorumluluk altında

Mehmet Bayrak
- Tarihçi yazar Mehmet Bayrak, atılan adımların son derece önemli olduğunu, bu fırsatın asla kaçırılmaması gerektiğini belirterek, "Herkes kendi üstüne düşen sorumluluğu yerine getirsin. Bu noktada devlet de büyük sorumluluk altında" dedi.
MA'nın sorularını yanıtlayan Kürt ve Alevi tarihi araştırmalarıyla bilinen tarihçi yazar Mehmet Bayrak, Rêber Apo'nun girişimleri, konjonktürün ve Ortadoğu’da şartların değişmesi gibi birçok etkenin adeta Türkiye’yi bu yeni süreçte adım atmaya mecbur kıldığını belirtti. Bayrak, "Başka bir çözümün olmadığını onlarda gördü. Bahçeli'nin çıkışını da ona bağlıyorum. Başka türlü bunun gitmeyeceğini artık anladı herkes" dedi. Devlet aklının gizli planda itirafçı ve kabulcü, açık planda ret ve inkarcı olduğunun altını çizen Bayrak, "Neyin ne olduğunu onlar da biliyor. Nasıl bir tıkanma yaşandığını, Türkiye'nin önüne nasıl bir set çektiğini, engel olduğunu gördükleri için Öcalan da durumu elbette değerlendiriyor. Dolayısıyla bu işin temsili gücü olarak, lider gücü olarak Öcalan'ın bunu bilince çıkarması, yüksek sesle dillendirmesi elbette önemliydi. Bu anlamda atılan adımlar da son derece önemli. Bu fırsatın asla kaçırılmaması lazım. Herkes kendi üstüne düşen sorumluluğu yerine getirsin. Bu noktada devlet de büyük sorumluluk altında" şeklinde konuştu.
Yasal statüye kavuşma
Bu sürecin Meclis'te yasal bir statüye kavuşması gerektiğini belirten Bayrak, şöyle devam etti: "Tek başına cumhuriyet olması, demokrasiyi getirmiyor. Eğer gerçek anlamda bir demokrasi olursa o zaman bir anlam ifade eder. O zaman demokratik cumhuriyet gerçekleşir. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşmesinden başka hiçbir çözüm yok. Bunun yolu da barıştan geçiyor.
İttihatçılık terk edilmeli
Artık İttihatçı zihniyet terk edilmelidir. Bu zihniyet mahkum olmuştur. Toplumsal gelişme yasaları İttihatçı, tekçi zihniyeti mahkum etmiştir. Türkiye’nin bundan vazgeçip çoğulcu, demokratik bir yönetim tarzı ile demokratik cumhuriyete evirilmesi gerekiyor. Herkes biliyor ki; son 100 yıllık süreçte red, inkar ve imha politikasıyla hiçbir sonuç alınamaz. Bundan dolayı tarihsel ve toplumsal gerçekliği kabul edip, gelinen noktada bu barışçı, demokratik çözüm sürecini mutlaka hızlandırmak ve güçlendirmek gerekiyor. Bunun dışında hiçbir çözüm yok. Bunun tersini yapanlar topluma da ülkeye de ihanet ederler."









