Dikenleri kopardıkları yerleri…

Forum Haberleri —

Pontus Soykırımı

Pontus Soykırımı

  • Ben ve benim gibi bir kaç şanslı kişi gerçek aileleri ve halkı ile tekrar buluşma şansı yakalarken, binlerce, onbinlerce, belki yüz binlerce çocuk ailelerinden bihaber kendilerine dayatılmış yalan hayatları yaşamak zorundalar.

Yannis Vasilis YAYLALI 

"Dikenleri kopardığın yerleri

bir bahar filân sanırsan

Kürdistan'da ve Muş-Tatvan yolunda

Bir yer kanar

Muş-Tatvan yolunda

Güllere ve devlete inanırsan

Eşkıyalar kanar

Kötü donatımlı askerler kanar.”

Şair Turgut Uyar'ın da şiirinde ifade ettiği gibi devlete inanırsan bu coğrafyada her yer bahar, her yer bayram yeri. Oysa 23 Nisan 'Çocuk bayramı', '19 Mayıs Gençlik bayramı' denilen günler aslında ne baharı, ne de bayramı ifade eder. Bir devlet geleneği olarak her katliam ve soykırımın üstü bu tür manipüle sözde bayramlarla yamalanmak suretiyle o yıl ve günlerde gerçekleştirilen soykırım unutturulmak istemiştir.

24 Nisan

Şair’in dediği gibi biz o dikenlerin koparıldığı yerleriz ve hala kanıyoruz. 23 Nisan’ın hemen ertesi günü 24 Nisan’dır, yani 1915 Ermeni soykırımının yıldönümü olması tesadüf olabilir mi? Bir buçuk milyon Ermeni acımasızca soykırıma tabi tutulmadı mı? Yine öldürülenlerin bir kısmı çocuk değil miydi? Bir kısım dediysem, yüzbinlerce çocuktan bahsediyoruz ki bir o kadar da çocuğun çalınıp Türk ailelerine verilmesini unutmamak gerekiyor.

19 Mayıs

Biz Pontoslu Rumlar olarak bize uygulanan soykırımın üç aşamada gerçekleştiğini kabul ederiz. Birinci aşama ll. Abdülhamit ile başlar, İkinci aşama İttihat ve Terakki Cemiyeti ile devam eder ve 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal ve arkadaşların İngiliz vizesi ile Samsun'a çıkması ile bize uygulanan soykırımın son aşaması tamamlanır. Ermeni soykırımını kabul etmek Mustafa Kemal ve arkadaşları için bir tercih meselesiydi, fiili olarak Osmanlı döneminde gerçekleşmiş bir soykırımdı. Fakat Pontos Rumlarına uygulanan soykırımın tamamlanması ise Mustafa Kemal ve arkadaşlarının eseriydi? Önceleri göstermelik olsa da ittihatçı soykırımcılar ile arasına bir mesafe koysa da, onlardan devraldığı gayri Müslüman halklara uygulamaya sokulmuş soykırım politikalarını sürdürerek tamamladı.

Pontos'da yaşayan yüzbinlerce insanımız bu politikalar sonucu yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirmeyenlerin bir çoğu topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Bu büyük soykırımda yine binlerce çocuk yaşamını yitirirken, binlerce çocuk ailelerinden çalınarak Türk ailelerine verildi. Ben o şekilde çalınarak alıkonulan bir Rum çocuğunun torunuyum. Ben ve benim gibi bir kaç şanslı kişi gerçek aileleri ve halkı ile tekrar buluşma şansı yakalarken, binlerce, onbinlerce, belki yüz binlerce çocuk ailelerinden bihaber kendilerine dayatılmış yalan hayatları yaşamak zorundalar.

Katliamcıların çocuk sevgisi olmaz

O günden bu güne var olan hükümet yetkilileri her seferinde Mustafa Kemal'in çocuk sevgisinden dem vuruyor, madem çocukları seviyor ve geleceğiniz olarak çocuklar ile gençleri görüyorsunuz peki o büyük kötülük günlerinde yüzbinlerce ölen çocuğu ve gençleri neden bir gün anmadınız. Bugün olduğu gibi kendi çocuklarınızın başına bir şey gelse dünyayı ayağa kaldırırsınız, fakat Kürt coğrafyasında yüzlerce, binlerce insan öldürüldüğünde nasıl umurumuzda değilse gayri Müslüm halkların çocuklarının öldürülmesi, çalınması dün de umurunuzda olmadığı gibi bugün de umurunuzda değil. Üzülerek söylüyorum ki Mustafa Kemal'in ve ardıllarının çocuk sevgisi tamamen bir aldatmacadır. Kafanızdaki Türk algısının dışında vicdanınızda hiç bir çocuğa yer yok. Dediğim gibi çocuklar ile olan tek derdiniz ırkçı ve inkarcı politikalarınızın devamlılığıdır.

Kürtler

Roboski katliamında katledilen 34 Kürt köylüsünün 19'u çocuktu ve orada hiç bir şey olmamış gibi 23 Nisan 'sözde bayram'ına çocukların gönderildiğini, gitmeleri için teşvik edildiğini gördüm. Ayrıca bir çok Kürt bölgesinde de benzer şeylere şahit oldum. Bu durum Kürtlerin celladına karşı tavrının belirsizleşmesine neden oluyor ki bundan en çok çocuklar payını alıyor. Bu şekilde yetişen çocukların ne duruma geleceği de aşikardır. O yüzden çoçuklar cellatlarının güzellemesinin yapıldığı tören ve yaklaşımlardan uzak tutulmalı. Kürtlerin hedefleri de en az onların ortaya koydukları hedefleri kadar net ve billur olmalı ki bizlerin düştüğü hataları tekrarlanmasın 

Büyük acı

Ben de ailesinden koparılan bir Rum çocuğunun torunu olarak öncelikle 24 Nisan vesilesiyle soykırımcıları bir kere daha lanetlerken acısı ilk gün gibi devam eden Ermeni halkı ile dayanışma duygularımı paylaşıyorum. Eğer bir arada yaşamdan bahsediliyorsa herkesin Gayri-Müslüm halklara yapılan katliam ve soykırımlar ile yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Yüzleşilmeyen her soykırım bir sonraki soykırım ve katliamlara gebedir. Coğrafyamızda biz bunu çok büyük acılar ortaya çıkaran deneyimler ile gördük. Soykırımcı Türk rejiminin sözde bayramlarına değil acılarımıza ortak olma çağrımızı da bir kere daha yinelemek isterim ve illa bu günlerde bir şey yapacağım diyorsanız soykırım günlerinde çalınan ve akıbetleri bilinmeyen yüzbinlerce çocuğun akıbetini devlete sorun. Belki belli bir kamuoyu oluşur ve devlet kayıtlarını açarak, halkımızın çalınmış çocuklarının akıbetlerini açıklamak zorunda kalır. Bugün denizin her iki tarafında hala soykırım döneminde kaybolan yakınlarını arayan yüzbinlerce aile yakınlarını bulma umuduyla yaşıyor. Belki acımızın yangını dinmez fakat Hz Süleyman'a su taşıyan karınca misali bir nebze de olsa yüreğimiz serinler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.