Direnişten başka çare yok

Forum Haberleri —

.

.

  • Erdoğan ve Bahçeli iktidarı lanse ettikleri gibi güçlü de değil. Kötülük yapma olanakları var. Ama Türkiye’ye verecekleri bir şey yok.

ZEKİ AKIL

Türkiye’de faşist yönetim halk içindeki desteğini yitirmeye devam ediyor. Demokrasi güçleri halka gerçekleri anlatabilir ve örgütlenme çalışmalarını sürdürebilirse faşizmin ayakta kalma olanağı kalmaz. Faşizm halkın çıkarlarını ve taleplerini temsil etmediği için yalana ve baskıya ihtiyaç duyar. Demokratik kurumlar ve yasalar etkili olduğunda ve işlevsel kılındığında yalanlarla halkın kafasını karıştırma ve keyfi yönetim olanağı kalmaz. Onun için Erdoğan tıpkı Hitler gibi anayasa ve yasaları takmıyor.

Demokratik kazanımları sürekli hedefliyor. Kurumların içini boşaltıyor, kendisine bağlıyor. Parlamento kararlarını ve isteklerini onaylayan bir yapıya dönüşüyor. Halkın gerçekleri öğrenmesini engelleyecek yasak, sansür ve baskı aygıtlarını devreye sokuyor. Basın organlarını olabildiği kadar tekeline alıyor. Adalet sistemini çökertip keyfi yönetiminin, zorbalığın, çalıp çırpmanın denetim dışında kalmasını sağlıyor. Mahkemeler elinde muhalefeti ve demokrasi güçlerini sindirme aracına dönüşüyor. 

Faşist yönetimler içeride ve dışarıda kriz, savaş ve çatışmalara ihtiyaç duyarlar. Bu Türkiye örneğinde de açık bir biçimde yaşanıyor. Erdoğan içeride halkı kutuplaştırıyor. Bir kesimi karşısına alıyor. Düşmanlaştırma, ötekileştirme ve baskılama almış başını gidiyor. Faşist Bahçeli ve Ergenekon, Doğu Perinçek gibi karanlık güçlerle ittifak kurup ırkçı, saldırgan ve milliyetçi bir dalga yaratmakla uğraşıyorlar. Türk İslam sentezi adına halkın dini inançlarını da faşizmin hizmetine koymuşlar. Kürtlere karşı soykırımcı bir politika ve uygulama tam hız sürüyor. On binlerce insan hayatını yitirdi. Savaşın ekonomi üzerindeki yıkımını halktan gizliyorlar.

Savaş bölgelerine hiçbir basın organının girmesine izin vermiyorlar. Resmi açıklama neyse herkes onunla yetinsin diyorlar. Ne kadar asker öldü, sakat kaldı bilinmiyor. Ordu Irak’a girmiş, yıllardır savaşıyor, üsler kuruyor. Aynı şekilde Suriye’ye girmiş, birçok bölgeyi işgal etmiş. Ardında binlerce ölü ve yıkım bırakmış. Libya’da ve başka yerlerde neler oluyor, ne dolaplar dönüyor halk bilmiyor. Bu savaş ve krizler yetmedi mi, Yunanistan var. Orasıyla da bir gerginlik ve kışkırtma. Ayrıca Ermenistan da var. Zaten Ermeniler ve Yunanlar da her zaman ve her koşulda haksızlar. Halkı uyutmak ve suçlarına ortak etmek için sürekli mazlum ayaklarına yatarlar, Türklüğün kahramanlığından dem vurup alıklaştırma operasyonları yaparlar. Sonuçta en büyük operasyon Türkiye halkları üzerinde yürütülmüş oluyor. Faşizmin en büyük kurbanı halkın kendisi. Diğer halklar şöyle veya böyle gerçekleri öğrenir. Karatmaya tabi tutulan Türkiye’nin içidir.

Erdoğan ve Bahçeli faşizmi büyük oranda teşhir olmuştur. Türkiye’nin çok kötü yönetildiği ortada. Ne yaparlarsa yapsınlar artık bu gerçekleri gizleyemezler. Şimdi içeride ve dışarıda içine girdikleri çıkmazdan kurtulmak için çırpınıp duruyorlar. Ancak dünya kamuoyunda itibarları ve inandırıcılıkları kalmamış. Türkiye’de de savaş ve hırsızlık, mafyalaşma ve çeteleşme halkı bezdirmiştir. Bu açıdan Erdoğan ve Bahçeli baskıyı ve savaşı, krizi iktidarda kalma ve kendilerini kurtarma araçları olarak görüyorlar.

Faşist yönetim bütün kara propaganda ve baskılarına rağmen halkı teslim alamıyor. Özellikle Kürtler her alanda direniyorlar. Büyük bedel ödüyorlar ama faşizme geçit vermiyorlar. Sol ve demokratik güçler, Aleviler, kadınlar, emekçiler direniyorlar. Bu açıdan Erdoğan daha saldırgan hale gelmiş. Dengesini yitirmiş de denilebilir. 

Faşizmin kitle tabanını kurutmak gerekir. Hangi oyunlara ve komplolara başvurursa vursunlar sonuç almalarını önlemek mümkündür. Baskı olduğu, örgütlenmeyi engellemek için her şeyi yaptıkları biliniyor. Hapishaneleri doldurmuşlar. Buna rağmen halkın gerçekleri öğrenmesini engelleyemiyorlar. Maskeleri düşmüş. Farklı basın organları ve internet var. Bu araçlar bilinçli ve etkili kullanılırsa propagandaları boşa çıkarılır. 

Türkiye’de milyonlarca genç üniversite ve liselerde okuyor. Milyonlarca genç yoksul ve zor koşullarda çalışıyor. Bunlar güçlerinin farkında olursa faşizmin korkulu rüyası olurlar. Herkes etrafında birkaç kişiyle ilgilenir, kendilerini örgütlerse milyonlarca insan faşizmin pençesinden kurtarılır. Bu sanıldığı kadar zor veya olanaksız değil. Silahlı örgüt, eylem vb ile suçlayamazlar. Kaldı ki, birkaç bin kişiyi daha hapishanelere atsalar ne olacak? Sözünü ettiğimiz güç milyonlarca insan. Kadın hareketleri aynısını yaparsa, Aleviler biraz daha aktifleşirse faşizme rahmet okuturlar. Erdoğan ve Bahçeli iktidarı lanse ettikleri gibi güçlü de değil. Kötülük yapma olanakları var. Ama Türkiye’ye verecekleri bir şey yok. Korkuyorlar. Yoksa bu kadar yalana, baskıya veya savaş kışkırtıcılığına niye ihtiyaç duysunlar? Gençlerin, kadınların ve ezilenlerin bu kritik, tarihi süreçte rolünü oynaması gerekiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.