Doğru gündem üzerinde hedefe odaklanmak

• Daha büyük başarılara ulaşmanın huzursuzluğunu yaşamak insanı daima yeni arayışlara ve yeni mücadele biçimlerine yöneltir. Böyle değerlendirilirse huzursuzluk kamçılayıcı bir rol oynar.

Xalid KARASUNGUR

Gündemini doğru belirlemeyenler hedeflerine tam odaklanamazlar. Hedeflerine tam odaklanmadıkları için de başarılı olamazlar; güçleri ve enerjileri parçalı olur. Yek vücut aynı ruh ve kararlılıkla aynı gündem üzerinde hedefe tam olarak odaklanma olursa ancak başarı gerçekleşmiş olur. Kürtlerin gündemi elbette çokludur ve yoğundur. Önder Apo’nun paradigmasına uygun yurtseverlik çizgisinde farklı gündemler üzerinde olsa da yapılan her çalışma, emek ve mücadele kuşkusuz anlamlıdır, değerlidir. Hayatın ve mücadelenin ayrı alanlarında ve kulvarlarında, ama aynı havuzda ve amaçta birleşmek üzere olduktan sonra başarılamayacak hiçbir şey yoktur. Şimdi Kürtlerde bu büyük ölçüde başarılmıştır. Ne var ki yetmezlikler ve yetersizlikler de vardır. Belirtiğimiz gibi son derece önemli ve kritik bir süreç yaşanmaktadır. Olası gelişmeler nedir, neler olabilir anlamak önemlidir. Tehlikeler var, tehditler vardır. Aynı şekilde büyük şans ve fırsatlar da vardır. Bütün bunları tam olarak görmek, anlamak, yerinde ve zamanında değerlendirmek önümüzdeki günlerin ve sürecin nasıl olacağı açısından büyük önem taşımaktadır. İşte bunun için de Kürtler ve dostlarının başlıca temel gündemlerini doğru belirlemeleri gerekmektedir. Daha doğrusu var olan ve bilinen gündemin gereklerine göre mücadeleyi yükseltmek temel görev ve sorumluluk olmaktadır.

Aslında Kürtlerin ve tabii ki dostlarının ve tüm demokrasi güçlerinin en önemli ve en öncelikli iki gündemleri vardır. Kürtlerin ve dostlarının birinci gündemi, elbette Önder Apo’nun durumu olmaktadır. Önder Apo ahlak, hukuk ve insanlık dışı koşullarda esaret altında tek başına tutulduğu İmralı hücresinde tam 25 yılını tamamladı. 26. yılında halen zindanda tutulmakta, sağlığı ve güvenliği ile ilgili kendisinden 38 aydır hiçbir haber ve bilgi alınmamaktadır. Kürtler, Kürtlerin dostları ve Özgürlük Hareketi için elbette bundan daha öncelikli ve daha yakıcı bir durum ve gündem olamaz. Bu nedenle tüm Kürtlerin ve dostlarının Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm şiarıyla evrensel düzeyde başlatılan ve her gün yeni bir ivme kazanarak gelişen kampanyaya her yerde ve her düzeyde güçlü katılım gerçekleştirmek için gece-gündüz demeden çalışmak ve mutlak başarıyı esas almak zorundadırlar. Kürtlerin öncelikli baş gündemi budur. Kürtler ve dostları bunun için yurtdışında ve özellikle de Türkiye ve Kurdistan’da meşru, yasal olan ve olmayan, pasif ve radikal demeden birçok eylem ve serhildan biçimlerini geliştirerek sürece güç katmalıdırlar. Pek çok eylem ve etkinlik biçimlerini örgütlemek ve harekete geçmek en çok şimdi olmalıdır. Bunun dışında hiçbir şey ne yeterli görülmeli ne ertelenmeli ne de insan rahat olmalıdır. Daha büyük başarılara ulaşmanın huzursuzluğunu yaşamak insanı daima yeni arayışlara ve yeni mücadele biçimlerine yöneltir. Böyle değerlendirilirse huzursuzluk kamçılayıcı bir rol oynar. Asla rehavete girmeden, yeterlilik psikolojisini yaşamadan direnişte ve mücadelede süreklilik esas olmalıdır.

Kürtleri ikinci gündemi ise hiç kuşkusuz devrimci halk savaşı olmaktadır. Soykırımcı-sömürgeci Türk devleti devrimci halk savaşının siyasi ve toplumsal ayağını kırmak ve etkisizleştirmek için üst üste operasyonlar gerçekleştirmektedir. Yoğun gözaltı ve tutuklamaların yanında bir de başta Botan olmak üzere Kurdistan’ın birçok il ve ilçelerinde 10-15 günlük sürelerle yasaklı bölgeler ilan etmektedir. Böylelikle toplum ile gerillanın ilişkisini ruhsal ve psikolojik bağını kopartmaya çalışmaktadır. Gerillanın yüksek fedai ruhla gerçekleştirdiği devrimci operasyon hamlelerin topluma yansımasını engellemek istemektedir. Çünkü halk serhildanlarından korkmaktadır. Halkın Kurdistan Özgürlük Gerillasının gerçekleştirdiği devrimci operasyonlara serhildanlarla karşılık vermesi demek soykırımcı-sömürgeci Türk devletinin bu savaşı kaybetmesi demektir. Bunu işgalci, sömürgeci Türk devleti de çok iyi bilmektedir. Bu nedenle halk serhildanlarının bu süreçte böyle çok büyük tarihsel bir anlamı olacaktır. Dolayısıyla Kürtlerin ikinci baş gündemi Kurdistan Özgürlük Gerillasının Kurdistan dağlarında gösterdiği destansı direniş olmalıdır. Başta gençler ve kadınlar olmak üzere Kürtler ve demokrasi güçlerinin tüm örgütlü güçleri, sivil toplum örgütleri ve herkes mutlaka dağlarda, savaş tünellerinde yaşananları anlamaya çalışarak ve bilerek görev ve sorumluluklarına yüklenmelidir. Bunun için her fırsatta toplumsal tepkiyi örgütlemek önemlidir. Yoksa ayrı dünyalarda, farklı coğrafyalarda yaşanmamaktadır. Dağ, ova, köy, şehir, Kurdistan, Türkiye, yurt içi, yurt dışı demeden Kürtler ve dostları oldukları her yerde sürekli serhildan halinde olmalıdır. Tam da doksanlı yılların serhildan ruhu bugün yaşanmalıdır.

Önder Apo’nun içinde bulunduğu esaret koşulları ve 26. yılında halen zindanda tutulması bunun için yeterli bir nedendir. Kurdistan dağlarında ve direniş tünellerinde Kürtlerin genç kızları ve oğullarının gösterdiği büyük cesaret ve direniş, buna en büyük moral-güç olarak görülmelidir. Kürtler ve dostları yaşanan sürecin ve tüm gelişmelerin yönünü belirleyecek olan bu temel gündemler üzerinde yoğunlaşarak yüklenmelidirler.