Doğru ve gerçek gündeme kilitlenmek

• İçinden geçtiğimiz sürecin hem tehlikelerle dolu hem de büyük başarılar için bol şans ve fırsatların olduğu gerçeği bilinerek zamanın ruhuna yakışan biçimde gece-gündüz demeden 24 saat seferberlik halinde olmak tüm Kürtlerin en tarihi ve güncel görev ve sorumluluğu olmaktadır.

XALID KARASUNGUR

Kürtler tarihi önemde gelişmelerin yaşandığı kritik bir süreçten geçmektedir. Kurdistan’ın dört parçasında yaşanan gelişmeleri böyle değerlendirmek doğrudur. Soykırımcı-sömürgeci AKP devleti Bakurê Kurdistan’da Kürtler üzerinde yüzyıldır uygulanan soykırımı tamamlamak istemektedir. Bunun için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Buna karşı başta Kurdistan Özgürlük Gerillası olmak üzere Kürtler de her alanda bir direniş içindedir. Kuzey ve Doğu Suriye halkları ve Rojava Kurdistan zaten hep direniş halindedir. İşgalci-sömürgeci Türk devletinin ilhak ve katliam saldırılarına rağmen direniş sürmektedir. Başûrê Kurdistan elbette statü sahibidir. Ancak ekonomik, siyasi, sosyal ve idari sorunları oldukça fazladır. İşbirlikçi KDP’nin temsil ettiği politikalar Başûrê Kurdistan’ın pek çok kazanımlarını tehlikeye sokmuş durumdadır. Rojhilat Kurdistan’ında ise kaotik, sorunlu ve sıkıntılı bir durum yaşanmakla birlikte mücadele kararlı biçimde sürmektedir.

Bunları şunun için belirtiyoruz; Kürtlerin yaşadığı ve karşı karşıya olduğu ağır sorunlar ve zorlukları kadar sahip oldukları çok önemli kazanımları ve olanakları da vardır. Şüphesiz tehlikeleri sürekli bertaraf etmek, olanakları doğru değerlendirip kazanımları korumak ve büyütmek mücadelenin ve direnişin gelişim diyalektiği gereği olmalıdır. Ancak şu da vardır ki Kürtlerin kazanımları ve sahip oldukları olanaklar ne olursa olsun şayet kendi doğru ve gerçek gündemleri üzerinde yoğunlaşarak mücadeleyi daha örgütlü ve bütünlüklü geliştiremezlerse hiçbir kazanımlarının kalıcı ve tam olarak güvence altında olduğunu asla düşünmemelidirler.

 O halde Kürtlerin doğru ve gerçek olan gündemleri nedir? Kürtler ve dostları buna göre nasıl yoğunlaşmalı, mücadeleyi ve direnişi daha örgütlü ve daha başarılı biçimde nasıl geliştirmelidir? Elbette Kurdistan’ın dört parçasında ve yurtdışında halkımızın ve dostlarımızın olduğu her yerde sürdürülen bir mücadele vardır. Bu mücadele Kurdistan’ın her parçasında ve her sahasında parça-bütün ilişkisinden hareketle sürdürülmektedir. Bazen parça ve sahaların kendi özgünlüklerinden kaynaklı gündemleri ve hedefleri olsa da hiç şaşmamaları gereken asıl gündem tabii ki Hareketin genel gündemi olmalıdır. Dolayısıyla dört parça Kurdistan’daki ve yurtdışındaki tüm halkımızın ve dostlarımızın esas gündemi 26. yılında halen İmralı işkence sisteminde rehin olarak tutulan Önder Apo’nun durumu olmaktadır.

Önder Apo’nun İmralı soykırım sisteminde büyük direndiği kesindir. Bu direnişin tüm Kürtlerin bugünü ve geleceği için çok değerli, önemli ve belirleyici nitelikte bir direniş olduğu da kesindir. Önder Apo İmralı’da tahminlerin üstünde karşı karşıya olduğu tüm baskı ve dayatmalara rağmen duruşu ve direnişiyle sürecin ve zamanın ruhunu bize vermektedir. Bizler de sürecin ruhuna ruhumuzu da katarak İmralı’da olup bitenleri, yine Önder Apo’nun duruşundan almamız gereken mesajları doğru anlayarak ve gereklerine göre mücadeleyi ve direnişi yükselterek ancak kendi gerçek ve doğru gündemimizle buluşabiliriz.

Demek ki şunu belirtmek rahatlıkla mümkündür; tüm gelişmelerin kalbi şu anda yaşananların ve bundan sonra olacakların işareti ve rengi kesinlikle İmralı olmaktadır. Bu anlamda kendini görmek ve gelişmeleri anlamak istemek mutlak İmralı’ya bakmakla ve İmralı soykırım sistemini anlamakla mümkündür. Bundandır ki dört parça Kurdistan, tüm mücadele sahaları, Kürtlerin tüm örgüt, kurum ve partileri, legal demokratik siyaset yapan herkes kendi doğru ve gerçek gündemleri olan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü üzerinde yoğunlaşarak direnişi ve mücadeleyi mutlak yükseltmeyi esas almalıdırlar. Kurdistan’ın hiçbir parçasındaki durum, hiçbir sahadaki gelişmeler; parti, kurum ve örgütlerin hiçbir gelişme sorunları ya da başka çeşit gerekçe ve gelişmeler, hiçbir şey hepimizin en esaslı, öncelikli, yakıcı ve yaşamsal gündemi olan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için küresel düzeyde geliştirilen kampanyayla tam olarak kilitlenmenin önünde asla ve kesinlikle engel olmamalıdır. Bütün bu parti, parça ve saha örgütlerin kendi iç tartışmaları, kendi gündemleri ve çalışma hedefleri olabilir. Ama belirtiğimiz gibi hepsinin önünde, başında ve üstünde mutlak Önder Apo’nun durumu gelmektedir. Kürtler ve dostları için doğru ve gerçek gündem bu olduğuna göre o vakit hepimizin, tüm parça ve saha örgütlerin bu konuda sürekli bir iç muhasebe, ahlaki ve vicdani sorgulama içinde olmamız gerekmektedir. Bu anlamda bizim mihenk taşımız, gerçek başarı ölçümüz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için yaptıklarımız, yapacaklarımız ve başaracaklarımız olmalıdır. Bunun dışında hiçbir şey bizleri ne tatmin etmeli ne de vicdanen rahat olmalıyız. Bilmek gerekir ki Kurdistan Özgürlük Gerillasının eşsiz direnişi bu temelde gelişmektedir. Müthiş bir ahlaki-vicdani sorumluluktur. Kürtler bulundukları her yerde kendi somut koşullarına göre elbette aynı ruh, aynı ahlaki-vicdani sorumluluk bilinciyle ayağa kalkmalıdır. Geliştirilen tüm eylem ve etkinliklere rağmen halen eksik olan da bu olmaktadır. Bu başarılmadıkça olan her şey eksiktir, yarımdır. Bunun için sürekli doğru ve gerçek gündem diyoruz. Bunun için Önder Apo fiziki özgürlüğüne kavuşmadıkça Kürtlerin hiçbir kazanımı kalıcı ve güvende olamaz diyoruz.

Önder Apo’nun İmralı’da halen rehine olarak tutulması tüm Kürtlerin kendilerini her an sorgulama ve serhildana geçme nedeni olarak görmesi gereken bir durum olarak değerlendirilmelidir. İçinden geçtiğimiz sürecin hem tehlikelerle dolu hem de büyük başarılar için bol şans ve fırsatların olduğu gerçeği bilinerek zamanın ruhuna yakışan biçimde gece-gündüz demeden 24 saat seferberlik halinde olmak tüm Kürtlerin en tarihi ve güncel görev ve sorumluluğu olmaktadır.