Doğu Ekspresi’nde 22 film

Kültür/Sanat Haberleri —

Yönetmen Azra Deniz Okyay’ın “Hayaletler“ isimli filminin afişi

Yönetmen Azra Deniz Okyay’ın “Hayaletler“ isimli filminin afişi

  • Bugün Bern’de başlayacak olan festivalin ilk gününde, Yönetmen Azra Deniz Okyay’ın “Hayaletler“ isimli filmi gösterilecek.  14 Kasım’a kadar sürecek etkinlikte 13 uzun ve kısa metrajlı film ile 9 belgesel gösterilecek.

 

FEYZULLAH TUNÇ

Bu yıl 19 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında “Sınırsız” şiarıyla ikincisi düzenlenecek olan “Orient Ekspresi (Doğu Ekspresi) Film Günleri” kapsamında birçok film sanatseverlerle buluşacak.

Orient-Express Derneği, Ortadoğu’dan Avrupa’ya uzanan coğrafyadaki film yapımcıları ve sinemaya ilgisi olanlar için Bern'de sinemasever ve gönüllüler tarafından kuruldu. Geçen yıl Mayıs ayında yapmayı planladıkları “1. Orient Ekspresi Film Günleri”ni salgın nedeniyle erteleyerek, "Koronaya Rağmen Kültür" sloganıyla Eylül ayında Bern'de gerçekleştirmişti. Film günlerinin yoğun ilgi görmesi nedeniyle her yıl düzenlemeye karar veren dernek, bu yıl “Sınırsız” şiarıyla film günlerinin ikincisini 19 Ekim ile 14 Kasım tarihleri arasında İsviçre’nin Bern, Zürich ve Basel kentlerinde yapacak.

Film günleri kapsamında İstanbul rock grubu Ayyuka ile Hollanda’dan gelen Yin Yin grubu konseri ve İmam Cici'nin çocuklara yönelik karikatür atölyesi yapılması da planlanıyor.

Bugün Bern’de başlayacak olan festivalin ilk gününde, Yönetmen Azra Deniz Okyay’ın “Hayaletler“ isimli filmi gösterilecek. 13 uzun ve kısa metrajlı film ile 9 belgeselin yer alacağı etkinliğin Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Azerice, Farsça, Arapça, Yunanca ve Sırpça dillerinde filmler Almanca ve İngilizce alt yazılı olacak.

Bizde ‘Doğu Ekspresi Film Günleri’ni organize eden ekibin içinde yer alan Aydın Sevinç ile konuştuk.

Sınırları aşan filmler

Seçilen filmlerin, tarihsel ve politik gelişmeleri gösterdiğini, sınırların mevcut anlamını farklı bağlamlarda müzakere ettiğini ifade eden Sevinç, “Orient Express Film Günleri 2021'de vizyona giren filmlere odaklanacak. Türkiye'den İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Ermenistan, Azerbaycan ve tekrar İsviçre'ye uzanan bir rota izleyecek. Kürdistan'a özel önem veriliyor. Queer feminist konumlar, göçmenlik sonrası gerçeklikler, savaş ve kaçış, varış ve sonrası; bu konular ve daha fazlası Orient Ekspresi Film Günleri'nde birlikte incelenecek. Göç faktörü ve buna bağlı olarak sınırların aşılması işlenecek" dedi.

Süreklileştirmek istiyoruz

Orient-Express Film günlerinin hedeflerine değinen Sevinç şunları söyledi: “Panel ve atölye çalışmaları ile izleyici ve film yapımcılarını bir araya getirerek fikir alışverişinde bulunmalarını ve yeni deneyimleri paylaşmalarını hedefliyoruz. Zor şartlar altında çekilmiş filmleri, hem yerleşik hem de aday yönetmenleri desteklemek istiyoruz.

Bugüne kadar İsviçre'de Türk ve Kürt kökenli filmlerin ağırlıkta olduğu film günleri olmadı. Bunu değiştirmek ve Orient-Express Film Günleri'ni İsviçre sinema ve kültür sahnesinde yıllık bir program olarak kurmak istiyoruz. Konserler, çalıştaylar, paneller ve diğer formatlar içeren çeşitli bir çerçeve programı, ağ oluşturma ve etkileşim alanını sürekli olarak genişletmeyi amaçlıyoruz.”

Festivalde gösterilecek filmler

Film günleri kapsamında gösterilecek bazı filmler şu şekildedir:

* Hayaletler: Şu anda Türkiye'yi hem siyasi hem de sosyal düzeyde şekillendiren birçok sorun alanının portresi. Azra Deniz Okyay, 2020'deki uzun metrajlı filmiyle 77. Venedik Film Festivali'nde Uluslararası Eleştirmenler Haftası'nın “Büyük Ödülü” de dahil olmak üzere birçok ödül kazandı.

* Pari: Siamak Etemdi'nin ilk filmi, Atina kentinin ve farklı kültürlerden sakinlerinin yoğun bir portresi, bir özgürleşme öyküsü ve politik bir bilincin uyanışıdır. Pari, kendi içindeki cesareti bulmak için asla geç olmadığını gösteriyor.

* Hewno Bereng: Mehmet Ali Konar yönetmenliğini yaptığı filmde, Mirza, annesinin ölümünden sonra, kötü rüyalarla boğuşan, pasif ve içine kapanık bir çocuk haline gelir. Ancak Mir Ahmed adında bir misafirin gelmesiyle hayatı değişir. Mirza, Mir Ahmed ile olan dostluğu sayesinde sosyal ve dışa dönük bir çocuğa dönüşür.

* Holy Bread: Kutsal Ekmek, Doğu Kürdistan sınırından mal taşıyarak ailelerini beslemeye çalışan kolberlerin son derece tehlikeli çalışmalarını belgeliyor. Film ekibi, bir insan yük atı olarak yaşamın etkilerini belgelemek için bu işçileri dokuz yıl boyunca takip etti. Kutsal Ekmek, yoksulluk, açlık ve çaresizlik tarafından yönlendirilen, toplumun en uç noktalarında faaliyet gösteren, çoğunlukla erkeklerden oluşan bir grubu tanıtır.

* Oasis: Bir zamanlar haber bülteninde bir uygarlık başarısı olarak kutlanan Belgrad'ın kapılarındaki zihinsel engelli çocukların evi şimdi metruk bir yere dönüştü. Oasis, aralarında beklenmedik bir aşk üçgeni oluştuğunda yeni keşfedilen özlem ve kıskançlık duygularıyla uğraşmak zorunda kalan üç gencin hikayesini anlatıyor.

* Ölümsüzler Kapısı: Yönetmen Alper Şen’in filmi, Güliver'in maceralı yolculukları, günümüzün göç haritasında bize neler anlatıyor? Macera ve bir sınırı aşmaya çalışmanın anlatılmaz şikayetleri hakkında bir video denemesi.

* Ojakh: Eduard'ın hikayesi Ermenistan'dan, ailesiyle birlikte on yıldır göçmen olarak yaşadığı İstanbul'a kadar uzanıyor: Bir yabancı, evinin dışında her zaman bir yabancı gibi hissedecektir; her zaman evini özleyecektir.

* Meteorlar: Türk ordusu, 2015 yılında Kürt kentlerini bombaladı. Gürcan Keltek, doğa çekimlerinden etkilenenlerin kaydettiği video dizilerini, oyuncu ve yazar Ebru Ojen Şahin'in şiirsel metinlerini, evleri yıkılan çocukların ifadeleriyle birleştiriyor. Savaş ve doğa hakkındaki çağrışımsal hikaye, bir güneş tutulması ve bir göktaşı dolusu ile sona erer. Belgeleme ile politik makaleyi ve dünyevi ve kozmos arasındaki bağlantıyı birleştiren deneysel bir siyah beyaz film.

* Hayalimdeki Sahneler: 1980'lerde Türkiye sinemasında “kadın filmleri” olarak bilinen yapımlarda kadın karakterlerin ilişkisini ele alıyor. Sadece dönemin etkili oyuncuları ve senaristlerinin değil, akademisyen ve eleştirmenlerden oluşan bir ekibin de yol gösterdiği yönetmen Metin Akdemir, bu “queer potansiyelini” inceliyor.

*Kadınlar Ülkesi: Şirin Bahar Demirel’in yönetmenliğini yaptığı film, belgesel, savaş, güvensizlik ve adaletsizlik nedeniyle ülkelerini terk edip Florida'ya yerleşmeyi seçen iki aileyi anlatıyor. Ana karakterler bu ailelerin kadınları ve çocuklarıdır. Dürüst konuşmalarda, Fatima ve Hulda yeni bir ev inşa etmenin ne anlama geldiğini anlatıyor. Eşyaları ve insanları geride bırakmak. Amerika'ya göç hikayesini ve kök salma çabalarını seyirciyle paylaşan yönetmenle özlemlerini, aidiyet ve suçluluk duygularını paylaşıyorlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.