Donmuş bir dünya: Kar Küreyici

Haberleri —

  • Karların içinde son surat yol alan, insanlığı kurtarma maksadıyla yola çıkmış bir tren: Snowpiercer (Kar Küreyici).

ZABEL MİRKAN

Snowpiercer, Güney Kore, Amerika, Fransa ve Çek Cumhuriyeti (şimdiki adıyla Çekya) ortak yapımı, 2013 vizyon tarihli bir Bong Joon-ho filmi. Snowpiercer, Fransız grafik roman sanatçıları Jacques Lob ve Jean-Marc Rochette tarafından 1982 yılında yaratıldı ve aynı yıl basıldı. Yaklaşık otuz yıl sonra İngilizceye çevrilen bu yapıt, şimdilerde Parazit filmiyle tanıdığımız Güney Koreli Bong Joon-ho tarafından beyazperdeye taşındı. Filmin kadrosunda ise Chris Evans, Tilda Swinton, Ed Harris ve John Hurt gibi usta isimler var. Bir radyo yayınıyla açılan film gerçekliği çok da ötemizde olmayan kıyamet senaryolu filmlerden biri. Her gün doğaya verdiğimiz zararın faturasını öderken, mevsim geçişlerini yaşayamaz, mevsimsel gıdaları tüketemez hale gelirken nedense hâlâ öncelikli gündemlerimizden olmayan küresel ısınmayla ilgili.

Dünya buzlarla kaplanır Küresel ısınmayı engellemek için atmosfere salınan CW7 maddesiyle gerçekleştirilen deney başarısız olunca dünya buzlarla kaplanır. Geriye kalan az sayıda insan Wilford’ın yaptığı, bir yılda tüm dünyayı sonlanmayan bir enerjiyle dönen büyük trenin, yani Snowpiercer’ın içerisinde yaşamaya başlar. Dünyanın çevresinde kesintisiz bir güçle dönen bu tren hayatta kalan insanların son sığınağı olur. Fakat güç bela yaşamın sürdüğü ve koca dünyanın bir trene hapsolduğu düzlemde, baki olan yine sınıfsal farklılıktır. Yine ezen ve ezilenler, yine iktidara karşı süren ve bu yolda hayatını dahi kaybeden insanlar vardır. Tren gerçek dünyadan farksız olarak dizayn edilir ve her vagon ayrı bir kesimin ihtiyaçlarını karşılar. Alt sınıfın vagonunda başlayan film, buradaki insanların yaşamına odaklanarak ilerliyor. Tren içindeki yaşamın 17. yılında, bu vagondaki insanlar başından beri hummalı bir çalışmada. Amaç lokomotife kadar giderek Wilford’dan kurtulmak ve yönetimi ele geçirmek. Kuyruk tarafının deneyimli ve yaşlı lideri Gilliam (John Hurt) bir yandan isyanı örgütlerken bir yandan da genç ve yol gösterici Curtis’i (Chris Evans) yeni lider olma konusunda teşvik eder.

Metaforlar güçlü kullanılmış Plan program yapıldıktan sonra isyan bir şekilde ilerleme kaydeder. Burada gördüğümüz ise son derece yakıcı ve bir o kadar da gerçek bir hikâye. Alt sınıfa mensup insanların diğer vagonlara geçişiyle lüks ve sefa içinde yaşayan, taze gıdalarla beslenen, kuaföre dahi gidebilen insanları görürüz. Daha önce izlediğimiz ise içinde ne olduğu dahi bilinmeyen barlarla beslenen yoksul insanlardır. Yönetmen sınıfsal farklılığın ne denli çarpıcı olduğuna vurgu yapmak için metaforları son derece güçlü kullanmış. Bu nedenle bazı yerlerde “kör göze parmak” metodlar işlettiğini düşündürse de geniş perspektiften bakıldığında iyi bir anlatım hattı çizildiğini görmek mümkün. Ve Parazit’in aksine daha sahici, daha gerçek bir dünya resmedildiğini… Bong Joon-ho distopya severler için bir sonraki sahnesini merak ettiren, eli güçlü eleştirel bir yerden sesleniyor.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.