Düğmeye basılmış!

Kadın Haberleri —

Foto:Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu

Foto:Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu

  • Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platforumu Derneğine açılan kapatma davasının gerekçelerine değinen avukat Rukiye Leyla Süren, davanın hukuki değil, siyasi olduğunu söyledi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Derneği avukatlarından Rukiye Leyla Süren, derneğin kapatılması yönünde yapılan suçlamaları Jinnews Ajansı’dan Rozerin Gültekin’e değerlendirdi. 

Süren, haklarında açılan davayı derneğin kapısına bırakılan tebligattan öğrendiklerini söyleyerek, Aralık 2021 yılında haklarında açılan davanın 8 Mart sonrasında tebliğ edilmesinin tesadüfi olmadığını kaydetti. Süren, “3 yıldır süre giden bir işlem var ama biz maalesef dava açıldıktan sonra haberdar oluyoruz. Kadın hakları derneğine açılan bu dava tamamen bir taciz, rahatsız etme amaçlıdır” dedi.

Gerekçe: Aile yapısını parçalamak

“Nafaka Mağduru” denilen erkeklerin şikayeti sonucu kendilerine "Kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek”, “Kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçalamak” suçlamasıyla dava açıldığını dile getiren Süren, nafakanın gerçek mağdurunun kadınlar olduğun ifade etti. 

.
Rukiye Leyla Süren

Uzun zamandır hedefteyiz

Kadın cinayetlerini önlemek, “ölmek istemiyoruz” diyen kadınların haklarını savunmak için KCDP’nin yürüttüğü çalışmalara, kadın cinayetlerini durdurma çabalarına değinen Süren, “Bu sesi hiç kimse kısamaz. Kadına yönelik şiddet politiktir diyen bir derneğin şiddet uygulayanlar ve kadınların haklarını ihlal edenlerin hedefi olmasında şaşırılacak bir şey yok. Biz uzun zamandır hedefteyiz. Gönderilen şikayetlerde yapılan kelime hataları da aynı, yani tek elden düğmeye basılmış gibi” diye belirtti.

Üyeleri fişlenmiş

Davanın ilerleme seyirine de dikkat çeken Süren, yapılan hukuksuzluklara değinerek şöyle dedi: Polis tarafından hukuka aykırı bir biçimde dernek yöneticilerimizin ve arkadaşlarımızın adli sicil kayıtları ve katıldıkları bazı yasal etkinliklerin kayıtları dosyaya eklenmiş. Dosya hazırlanılırken arkadaşlarımızın kişilik haklarını ihlal edecek şekilde bir nevi fişleme yapılmış.

Dava katledilen tüm kadınlara açılmış

Türkiye’nin 2009 yılında AİHM’de görülen Nahide Opuz dosyasından mahkum olduğunu hatırlatan süren, 2009 yılından 2022 yılına kadar devletin herhangi bir adım atmadığını dile getirdi. Süren şöyle dedi: Geri dönüp baktığımız da Anayasaya aykırı şekilde kaldırılan bir İstanbul Sözleşmesi ve tam yıl dönümünde de kapatılmak istenen bir kadın mücadelesi derneğinin olduğunu görüyoruz. Bundan da hedefin sadece biz olmadığı sonucunu çıkartıyoruz. Bu dava kadın dayanışmasının, kadın mücadelesinin, kadın haklarının ve kendi hayatıyla ilgili bir karar almak istediği için öldürülen tüm kadınların aleyhine açılmış bir davadır. KCDP Türkiye’de kadınların uğradığı şiddetin sayılarını ilk rapor tutan dernek. Devlet bile tutmuyor. Her şeyin araştırması varken, devlet neden sayı tutmaz? Çünkü bir şeyin raporunu tutup istatistiğini, rakamını belirlerseniz o sorunu kabul etmemiz gerekir. Devlet bunu kabul etmek istemiyor. Devlet bu davalarla sorunun varlığını da duymak istemiyor.

Dava hukuki değil siyasi

“Nafaka Mağdur” erkeklerin şikayetinin yanısıra kapatma davasına gerekçe olarak dernek üyelerinin Sebahat Tuncel, Gültan Kışınak ve Figen Yüksekdağ’a ilişkin paylaşımlarının da yer aldığını belirten Süren şunları kaydetti: Paylaşımda yargılanması devam eden kişilerin dokunulmazlıklarıyla ilgili gönüllülerimiz mesaj paylaşmıştır. Burada hukuka aykırı hiçbir şey yok. Yani ifade özgürlüğü 18’nci yüzyılda kabul edilmiş bir şey ama 2022’deyiz ve hala bunu konuşuyoruz. İfade, lekelenmeme, dernek kurma ve üye olma özgürlüğü hiçe sayılıyor. Bu sebeple ben bu davanın hukuki dayanağının olmadığını, siyasi bir dava olduğunu düşünüyorum. Bu davada kullanılan bazı delillerin hukuka aykırı delil olduğundan dosyadan çıkartılması gerektiğini düşünüyorum.

‘Sizinle birlikteyiz’

Kadın hareketinin çok güçlü bir muhalefet olduğunu belirten Süren, etkin bir mücadele yürütmelerinden dolayı kendilerinin de hedef olarak seçildiğini söyleyerek, “Yaşamdan ötesi var mı? O kadınlar ölmeyi göze alıp sokağa çıkmışken biz bu davadan çekilebilir miyiz? Mümkün değil. Dünyanın her yerindeki kadınlardan ‘sizinle birlikteyiz’, ‘bu sefer siz asla yalnız yürümeyeceksiniz’ mesajları alıyoruz. Bu mesajlarla bir kez daha ne kadar doğru yolda olduğumuzu gördük. Biz asla yalnız yürümeyeceğimizi biliyoruz. Çağlayan Adliyesinde 1 Haziran günü yapılacak duruşmamız için tüm kadınları dayanışmaya çağırıyorum” dedi.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.