Dünyayı sarsan olay

Forum Haberleri —

PKK 12. Kongresi

PKK 12. Kongresi

  • Birinci Dünya Savaşı’yla oluşan küresel kapitalist hegemonya son elli yılını “PKK’ye karşı mücadele” siyaseti temelinde geçirdi. Söz konusu hegemonyanın ilk elli yılı da yine Kürt sorunu temelinde oluşturulan Kürdistan üzerindeki çatışmaya bağlı olarak geçmişti. Ama şimdi artık PKK yok.
  • PKK, 12. Kongre’de aldığı kararlarla bir yerde küresel kapitalist hegemonya sisteminin çivisini çekmiş oluyor. Dolayısıyla PKK’nin 12. Kongresi, tüm dünyayı sarsan bir olay haline gelmiş bulunuyor.
  • Şimdi Kürt soykırım sisteminde Kürtlere verilmiş olan rolü PKK artık oynamak istemiyor. Kürtler yüzyıllık tarihi değerlendirip derslerini çıkartarak, kendisine az ama başkalarına çok kazandıran bu çatışmalı durumdan çekilmek ve çıkmak istiyor.

FUAT ALİ RIZA

PKK, 5 ile 7 Mayıs tarihleri arasında yaptığı 12. Kongresi’nde örgütsel yapısını feshettiğini duyurdu. Yani resmi bir örgüt olarak artık PKK yok. Ama fiili durum elbette farklı. Çünkü PKK sadece bir bürokratik örgütsel yapıdan ibaret değil. Haydi yarım asırlık mücadele ile yaratılan zihniyet ve tarzın, ortaya çıkartılan Demokratik Uygarlık Paradigmasının Önder Abdullah Öcalan’a ait olduğunu söyleyelim. Ama PKK de bu düşünce ve ilkelerin uygulamaya konduğu, hayat bulduğu yerdi. PKK adıyla yürütülen 47 yıllık mücadele çok güçlü ve silinmez bir devrimci miras ortaya çıkardı.

PKK hep kendisinin bir Önderlik Hareketi olduğunu söyledi. Önder Apo da “PKK’nin şehitler partisi olduğunu” ifade etti. Önderlik ve şehitler gerçeği feshedilemeyeceğine göre, alınan bu tür kararlarla PKK’nin feshedilmesi zordur. Bu açıdan, feshedilmeyi tasfiye olma olarak anlayanların hayalleri boş gibi görünüyor. Tersine Apocu Hareket yeni bir çıkış ve daha güçlü bir başlangıç yapma arayışında olduğunu belirtiyor. Bunu başarır mı, başaramaz mı; elbette bunu önümüzdeki süreç gösterecek. Ama başarırsa şimdiye kadar kazandığı konumu kat kat aşacağı kesindir.

PKK 12. Kongresi’yle atılan adım böylesi olasılıklar içerse de PKK’nin örgütsel yapısını feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sona erdirme kararını yine de hafife almamak gerekir. Çünkü Birinci Dünya Savaşı’yla oluşan küresel kapitalist hegemonya son elli yılını “PKK’ye karşı mücadele” siyaseti temelinde geçirdi. Söz konusu hegemonyanın ilk elli yılı da yine Kürt sorunu temelinde oluşturulan Kürdistan üzerindeki çatışmaya bağlı olarak geçmişti. Ama şimdi artık PKK yok. Kürtler artık küresel kapitalist hegemonyanın istediği çatışmalı duruma son veriyor. PKK, 12. Kongre’de aldığı kararlarla bir yerde küresel kapitalist hegemonya sisteminin çivisini çekmiş oluyor. Dolayısıyla PKK’nin 12. Kongresi, tüm dünyayı sarsan bir olay haline gelmiş bulunuyor.

Peki şimdi ne olacak ve nasıl olacak? Çivisi çekilmiş olan dünya kendini nasıl yeniden yapılandıracak?

İşin püf noktası şimdi bu sorulardır ve bunlara cevap vermek öyle kolay da değildir. Olayın bu derin yanını bilmeyenler, bir süredir PKK’nin yaptıklarına magazinel yaklaşıyor ve hep psikolojik özel savaşa hizmet ediyorlardı. Ama artık gerçekler kendini iyice dayatıyor ve bu tür çevreler de dahil herkes derin derin düşünmeye başlıyor. Yoksa PKK, küresel kapitalist hegemonyaya bir oyun mu oynadı? Siyasetin arı kovanına benzeyen yapısına çomak mı soktu?

Şimdi Türkiye’deki iktidar kavgası nasıl sürecek? PKK ve Kürt çatışması olmadığına göre, belli ki son elli ya da yüz ve hatta son iki yüz yıldaki gibi olamaz. O halde geçmiş siyasi yapılanma ve tarzın, hatta zihniyet ve paradigmanın artık değişmesi gerekir. Çünkü ortada Apo ya da PKK veya Kürt primi artık yok. Oysa Türkiye’de iktidar olmak ve göbeğini şişirmek ne kadar da kolaydı!

Benzer şeyleri bölge ve dünya siyaseti açısından da belirtmek hatalı değil. Önder Apo’nun “Kürt kapanı” dediği öyle bir sistem kurmuşlar ki, Kürtler mücadele etseler de etmeseler de sonuç alamıyorlar ve soykırıma uğruyorlar. Kürt çatışması ise herkese bir şeyler kazandırıyor. Önder Apo ve PKK işte bu gerçeğin farkına derinden vardı ve Kürt halkının soykırımı üzerinden böyle ucuzca kazanma yöntemlerini sona erdirmek istedi.

Görünen o ki, PKK’nin örgütsel yapısını feshetmesi olayı, Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden çok daha fazla siyaset dünyasını etkileyecek. Geriye dönüp son 35 yılda yaşananlara bir bakalım. Dünya ideolojik boyutu çok daha derin olan yeni bir küresel savaş yaşar hale geldi. Birinci Dünya Savaşı sürecinde küresel hegemonik yapı kazanan kapitalist modernite sistemi, kendini Rus Devrimi ve Kürt soykırımı üzerine şekillendirmişti. 1917’den itibaren gelişme gösteren Rus Devrimi kendi iç çelişkileri sonucunda çözüldü. Kuşkusuz bu durumun dünya siyaseti üzerinde çok büyük bir etkisi oldu.

Şimdi Kürt soykırım sisteminde Kürtlere verilmiş olan rolü PKK artık oynamak istemiyor. Kürtler yüzyıllık tarihi değerlendirip derslerini çıkartarak, kendisine az ama başkalarına çok kazandıran bu çatışmalı durumdan çekilmek ve çıkmak istiyor. Peki başarabilirler mi? Kuşkusuz zorluk ve engelleri çok fazla, ama ders ve imkân da az değil. Bunu yaparken, bir yandan kendisine daha güçlü kazandıracak bir çıkış yapmanın koşullarını hazırlıyor ve diğer yandan da dünya sömürü siyasetinin çivisini çekerek mevcut ucuz politikacılığa son vermek istiyor. Kendisini değiştirerek, başta Türkiye ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyayı değiştirmek istiyor.

O halde PKK’nin yaşadığı ve herkese de yaşatmak istediği zihniyet ve siyaset değişimini iyi anlamak gerekir. Artık Kürtleri yok sayarak ve bu temelde ortaya çıkan çatışmalı duruma dayanarak çıkar sağlamak ve siyaset yapmak mümkün olmayacak. Herkes kendi şiddete dayanan gerçeğini yeniden değerlendirerek aşma arayışına girecek. Kürt varlığını ve demokratik haklarını kabul ederek soykırımcı zihniyet ve siyaset aşılacak.

Belli ki Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, elli yıl önce PKK’yi kurarak gerçekleştirdiği müdahaleden daha etkilisini şimdi PKK’nin örgütsel yapısını feshederek yapıyor. Bu temelde barışın ve demokratik toplum olmanın önünü açarken, sosyalizmi iktidar ve devlet paradigmasından kurtararak demokratik toplum paradigmasına bağlıyor. Böylece kapitalist modernitenin alternatifi olarak demokratik modernitenin temellerini döşemeye çalışıyor. Bu anlamda herkesi içine alan yeni bir mücadele süreci gelişiyor.

Peki başarılı olabilecek mi? Kuşkusuz önünde çok ciddi zorluk ve engeller var. Ama çok önemli bir zemin ve geçmiş mücadele birikiminin zengin dersleri de söz konusu. PKK mücadelesiyle ortaya çıkan Kürt birikimi bilinç ve örgütlülük olarak kendini ayakta tutar ve değişime açık olarak engelleri aşıp kendini yeniden yapılandırabilirse, 1990’ların başında yaşanan Kürt dirilişinden Kürt özgürlüğüne yürümek mümkün olacak. Bu da Türkiye’yi demokratikleştirerek, Ortadoğu demokratik birliğinin önünü açacak. Böylece kadın özgürlüğü temelinde yeni toplumsal yaşam ve demokratik sistem Kürdistan üzerinden tüm Ortadoğu’ya ve dünyaya yayılacak.

Açık ki çok iddialı ve aynı zamanda risklerle dolu bir girişim. Ama riskler yok edilebilir ve iddia başarıya ulaştırılabilir. Tabii bunun gerçekleşmesi de bizim elimizdedir. Bizler Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı doğru anlar ve başarılı uygularsak, o zaman başarı kaçınılmaz hale gelir. O halde yeni bir dünya yaratmak için güçlü bir yeni başlangıç yapmayı hem doğru anlayalım ve hem de büyük bir cesaret ve fedakârlıkla yeni adımlar atmayı bilelim!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.