Ekin’in bedenin teşhiri savaş mesajıydı

Kadın Haberleri —

Ekin Wan (Kevser Eltürk)

Ekin Wan (Kevser Eltürk)

  • YJA-Star gerillası Ekin Wan’ın katledilmesi ve işkence yapılmış bedenin teşhir edilmesi üzerinden 7 yıl geçti. Kürt siyasetçi Tuba Hezer, Ekin Wan’ın bedeninin teşhir edilmesiyle yeni bir savaş sürecinin başladığı mesajının verildiğini belirtti.

Ekin Wan’ın (Kevser Eltürk) Mûş’un (Muş) Gimgim (Varto) ilçesinde katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçti. 

2015 yılında Tayyip Erdoğan’ın iktidarındaki Türk devletinin, Kürtlerin kendini yönetme hakkına yönelik başlatmış olduğu savaşta birçok ilde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Yasakların ilan edildiği süreçte Türk devletinin eline düşen YJA-Star gerillası Ekin Wan’ın işkence edilmiş bedeni 10 Ağustos’ta  çırılçıplak teşhir edildi. Wan’ın işkence edilmiş bedenin görüntüleri hafızalardan silinmedi.

Ekin Wan olayı yeni bir savaş mesajıydı

Gerilla Ekin Wan’ın bedenini teşhir edilmesi döneminde Wan (Van) HDP milletvekili olan ve dokunulmazlığı kaldırılarak milletvekilliği düşürülen Tuba Hezer, Jinnews’ten Zelal Tunç’a konuştu.

Ekin Wan’ın bedeninin teşhiri edilmesiyle yeni bir savaş sürecinin başladığı mesajının verildiğini belirten Hezer, son yedi yıldır Kürt halkına yönelik saldırılardan bu durumun daha net anlaşıldığını kaydetti.

Ekin Wan’ın işkence edilmiş bedenin teşhir edilmesi olayında dönemin Muş Valisi’nin olayı kabul ettiğini hatırlatan Hezer, “Valilik açıklamasında bu suçu kabul etmiş, ancak suçu işleyenlerle ilgili herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır. Aksine olayın üzeri örtüldü” diye belirtti.

.
Tuba Hezer

Kürt kadınına yönelik şiddet devlet eliyle yapıldı

Kürdistan'da kentlerin yıkılmasının Ekin Wan ile başlayan sürecin devamı olduğunu dile getiren Hezer, “İnsanların diri diri yakıldığı süreçleri yaşadık. HDP’ye yönelik yeni bir tasfiye siyaseti ile kayyumlar atandı, binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerine konuldu. Ekin’in çıplak bedeni yanında üç sivil giyinimli erkek varken, bunu Cizre’de iki kadının bedeninin teşhisi sırasında kamuflaj maskeli erkeklerin yer aldığını gördük. Kürt halkına, Kürt kadınına yönelik saldırı devlet eliyle açık bir şekilde yapılıyordu. Teşhir edilen, katledilen bedenlerle bu sürecin devamının geleceğinin de mesajı verilmişti” şeklinde konuştu.

Kürt kadının mücadelesinden korkuyorlar

Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan ve ölüme sürüklenen İpek Er’in durumunu örnek veren Hezer, “Söz konusu Kürt bir kadın olduğu için işlenen suç sabit olmasına rağmen Musa Orhan serbest bırakıldı. Devletin Kürt halkına yönelik tek bir amacı var; yok etmek. Demokrasi yoluyla Kürt sorununu çözmek yok. Yok saydıkları Kürt sorunu şu an iktidarın çöküşünü hazırlıyor. O gün Ekin Wan’ın teşhiri aslında kadın mücadelesinden korkmalarından kaynaklıydı. Çünkü erkekler şiddet uygulamanın suç olmadığını biliyor. O gün bir Kürt kadınının bedenini teşhir edilmesinin mesajı, bugün toplumun her yerinde yeniden veriliyor. Sadece Kürtlere yönelik değil, o günden bu güne tüm kadınlara yönelik cinsel şiddet politikası sürdürülüyor” dedi.

Kürt kadınları algıları değiştirdi

“Kürt kadını dünya tarihinde büyük bir algıyı değiştirdi” diyen Tuba Hezer, “Kadınlar savaş süreçlerinin mağduru, acizi değil mücadele edenidir” tespitini yaptı. Hezer devamla şöyle dedi: “Kürt kadınları bunu gösterdi. Rojava Devrimi ve Kobanê zaferiyle beraber sürecin değiştirip dönüştüreni olabileceğini gösterdiler. Bu, büyük bir öfke yarattı ve bu öfkeyi de erkek aklı egemenliğiyle bir saldırıya dönüştürmek istedi. Bir kadını bedeninden ibaret görerek, o bedeni teşhir ederek, kadını hiçleştireceklerini düşündü. Halbuki kadınlar artık devrim yapabilen, o kokuşmuş mekanizmaya meydan okuyan bunu çöküşe götürebilen bir irade olduğunu ortaya koymuşlardı. Bunu gördükleri için de, öfkeleri daha çok büyüdü ve o yüzden her geçen gün de bütün kadınlara saldırıyorlar.” 

Kürt kadınlarını yolundan edemediler

Türkiye siyasetinin iktidar eliyle büyük bir çöküş yaşadığını bunun temel sebebinin de Kürtlerin özelde Kürt kadınlarının mücadelesinden kaynaklandığını kaydeden Tuba Hezer, “Biz bugün bir kez daha Ekin Wan’ın bedenini teşhir edildiği güne gidelim. Gerçekten de o fotoğrafta teşhir olan bir Kürt kadını bedeni miydi? Yoksa teşhir olan devletin Kürt düşmanlığı mıydı? Kadın düşmanlığı mıydı? Bütün bu saldırıların Ekin Wan’ın bedeninin teşhir edilmesine kadar, kendisine zafer olarak hanesine yazılacak tek bir şey yoktur. Aksine 2 önemli durumu gördük. Birincisi hiçbir saldırı Kürtleri ve kadınları yollarından alıkoymadı. Kürtler mücadeleleriyle dünyada meşhur bir noktaya geldi. Artık halklar sadece dayanışma için değil mücadeleyi ortaklaştırma duruşunu ortaya koyuyorlar. Kırk yıllık mücadelesinde özgürlükle tanıştılar. Hiçbir savaş politikası onları bu yollarından alıkoyamayacak, özgürlükten onları koparamayacak. Ne yaparlarsa yapsınlar; artık bu çöküşün en yakıcı hallini yaşıyorlar” dedi.

Ekin Wan Kimdir?

Günlüğüne, ”Kürdistan’ın her bir kızı ve oğlu, / ateşten bir parçadır. / Onlar hakikatin yolcularıdır. / Sonsuz özgürlüğün sembolleridir” diye yazan Ekin, Wan, Wan'ın Ebex (Çaldıran) ilçesinin Navre (Sarıçimen) köyünde 1986 yılında dünyaya gelir. Ailesi bir süre sonra ekonomik nedenlerden dolayı İpekyolu ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’ne taşınır. Ekin’in henüz küçük yaşlarda başlayan kadın bilinci, ailesiyle yürüttüğü toplumsal cinsiyet tartışmaları ve erkek egemenliğe başkaldırmasıyla başlar. Daha fazla bilinç sahibi olmak isteyen Ekin, her anını kitap okuyarak, araştırarak geçirir. Fedakârlığı ve asiliğiyle tanınan Ekin’e mahallenin sokakları dar gelmeye başlar. 20 yaşına geldiğinde, Kürt özgürlük mücadelesini daha yakından tanıma fırsatı bulan Ekin 2008 yılında yüzünü dağlara dönerek gerillaya katılır. 

9 yıl süren görkemli bir direnişin ardından insanlık dışı bir şekilde katledilerek, bedeni teşhir edilen Ekin Wan için Türkiye’nin her yerinde kadınlar sokaklara çıkar. Kadınların tepkisi, devletin sessizliğini bozmasına yol açarken, yükselen tepkiler üzerine ilk açıklama Muş Valiliği’nden gelir. Durumun “kabul edilemez” olduğunu ifade eden valilik konu hakkında soruşturma başlatılacağını duyurur. Dönemin Muş Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ise işkencenin üstü örtülmeye çalışılarak, olayın kendi ekipleri tarafından yapılmadığı, Erzurum veya Van’dan gelen ekiplerce yapılmış olabileceği öne sürülür. Aradan geçen 7 yıla rağmen Ekin’e işkence eden polislerin açığa çıkmaması ve faillerin cezasız bırakılması kadın bedeni karşısında hüküm süren erkek yargının cezasızlık politikasını bir kez daha gözler önüne seriyor. 

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.