Erbane Kadının sesi ve direnişi


Ortadoğu ve Mezopotamya’nın en kadim enstrümanlarından biri Erbane. Aşk ve acıyla bütünleşse de yaşadığımız zaman diliminde; en çok direnişi simgeliyor. Direnişle gelen coşkuyu ve bir de direndikçe güzelleşen kadını.
Urfa Kültür ve Sanat Derneği’nde erbane dersi veren Fatma Özen de, erbaneyi “kadının çığlığı ve direnişi” olarak tanımlıyor. Müzikte her enstrümanın bir duyguyu çağrıştırdığını söylüyor Fatma, erbanenin de aşkı, özlemi ve umudu simgelediğini belirtiyor.
Kadının sesi
Konuşmasında öğrencilerine ve Urfa kadınlarına da değinen Özen, “Aslında Urfa kadınlar açısından zor bir yer, bu nedenle Urfa kadınlarının kendilerini keşfetmeleri için sanata ve müziğe fazla yer ayırmaları gerektiğini düşünüyorum” diyor.
Erbane ile ilk kez bir kadın yürüyüşünde tanıştığını belirten Gülbahar Tokmak ise; “Kadın yürüyüşünde keşfettim erbaneyi, sonra bir kurs buldum ve başladım. Bir kere elime aldım zaten bir daha da bırakamadım. Daha sonra da erbanenin kadının sesi olduğu fark ettim.”
Bastırılan kadının sesi…
Urfa’ya Tekirdağ’dan eğitim için geldiğini söyleyen Dicle Girgin de erbaneyi burada tanıdığını ve çok sevdiğini söylüyor. Erbane çaldığında kendini çok daha Kürdistan’a ait hissettiğini vurgulayan Dicle, “Ben erbaneyi her vurduğumda içimden Kürtçe şarkılar söylemek ya da zılgıt çekmek geliyor” diyor.
Eğitim alan bir diğer erbane öğrencisi Leyla ise erbaneyi şöyle tanımlıyor: “Erbane, Kürt kültürünün bir sembollüdür. Savaşlar yaşanır ve erbane her şeye karşı direniş olur. Savaşın ortasında direniştir erbane.”
URFA
