Erdoğan, Avrupa ve IŞİD denklemi

Forum Haberleri —

.

.

  • IŞİD, Erdoğan ve çetesi tarafından sadece Avrupa ülkelerine karşı kullanılmamış Suriye’de, Libya'da, Karabağ’da kullanıldığı gibi Türkiye'de başta muhaliflere ve Kürtlere karşı da kulanılmaktan çekinilmemiştir.

DURSUN KAZAN
Avusturya saldırısının ardından Avusturya Başbakanı Kurz’un "Saldırganlar çok iyi silahlandırılmış, özel olarak eğitilmiş” demesi üzerine kim eğitmiş sorusu aklımızı, aklınızı kurcalıyor olabilir. Bu soruya verilecek cevap kısa ve nettir. Öyle aman aman bir araştırmaya gerek yok, zira çok kısa bir araştırmayla öğrenilmesi mümkün. Gerçek Suriye ve Türkiye'deki terör kamplarında SADAT ve IŞİD tarafından eğitilen teröristlerin Avrupa'ya yollandığı; uzun bir süre uykuya yattığı ve böylesi bir durumda ölüm koşucusu (amoklauf) olarak sokaklara salındığından başka bir şey değildir. Bu tür eylemlerin adım adım örüldüğü gerçeği herkesçe bilindiği halde bilmezden gelindi.
Avusturya basınında çıkan, "Viyana'daki (MHP ve AKP yandaşları olduğu herkesin malumudur) göçmen gençlerin kiliseye girerek sıraları tekmelediği" haberleri üzerine güvenlik önlemleri artırılmasına rağmen yeterli olmamıştır. Ülkücülerin ve AKP yandaşlarının Fransa ve Viyana'daki gövde gösterileri bu oyunun ön hazırlıkları ve küçük parçaları olarak okunmalıdır. Başbakan Kurz’un "Siyasi İslama karşı yürütülen mücadele kararlı biçimde devam edecek" söylemi AKP lideri tarafından önce dibine kadar kulanılmış sonra da saldırı için adeta işaret fişeği görevi görmüştür. Kimse yüksek sesle dile getirmese de bu cinayetlerin tamamının Erdoğan'ın hedef göstermesinin ardından başlamış olması tesadüf değildir.
Hatırlarsanız birinci ve ikinci Paris baskınlarının hemen öncesinde de Erdoğan Avrupa'yı ve Fransa'yı tehdit etmiş ve Erdoğan’ın "terörün Avrupa’yı da vuracağını" ifade etmesinin ardından karanlık terör örgütü her ne hikmetse bu çağrıyı emir telakki edip Paris'i kana boyamaya çekinmemiş ve onlarca masum insanı katletmişti. Uzun sayılacak bir sessizliğin ardından bir derste Muhammed'in karikatürünü öğrencilerine gösterdiği gerekçesiyle bir öğretmenin kafası kesilerek öldürülmesinin ardından, Erdoğan mal bulmuş mağribi edasıyla abandıkça abanmıştır. Sonuçlarını bildiği halde çekinmeden kiralık katilleri eleştireceğine, kınıyacağına katillere sahip çıkarak "İslamofobi üzerinden Peygamberimize hakaret ettiler hesabını verecekler" türü provokatif açıklamalarla adeta saldırıların yolunu açıp hedef göstermekten çekinmemiştir.
Erdoğan bu saldırgan tavrıyla ve söylemleriyle politik dengeleri gözardı ederek, dünya ölçeğinde radikal islamcı teröristler için başta Fransa olmak üzere Avusturya ve birçok Avrupa ülkesini hedef haline getirmiştir. Erdoğan'ın oynadığı oyunun yaratacağı tehlikeyi bilmiyor olması düşünülemez. Bu türlü çıkışların sonuçlarını çok iyi bilen Erdoğan, "İslam radikalizmi' üzerinden pirim yapacağını, bu tür eylemlerle Avrupa’yı köşeye sıkıştırıp cezalandıracağını ve bu suçun da IŞİD ve benzeri örgütlerin üzerine kalacağını çok iyi bilmekte. Erdoğan’ın bu açıklamalarının hemen ardından önce Paris şimdi de Viyana saldırılarının gelmesine tamamen rastlantı denmesinin eşyanın tabiatına aykırı olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Neden mi? Sorusu akıllara gelebilir. Şunu bilmek lazım, IŞİD’in üst düzey yöneticilerinin birçoğu Türkiye topraklarında barınmakta ve saklanmakta. Hatta birçok IŞİD militanı SADAT tarafından eğitilmekte ve birçok alanda kullanılmakta. Bu gerçek orta yerde dururken hırsızı başka yerde aramak en basit tabirle ahmaklık olacaktır.
IŞİD yöneticilerinin bu tür eylemleri bizzat Türkiye'de organize ettiği artık sır değildir. IŞİD, Erdoğan ve çetesi tarafından sadece Avrupa ülkelerine karşı kullanılmamış Suriye’de, Libya'da, Karabağ’da kullanıldığı gibi Türkiye'de başta muhaliflere ve Kürtlere karşı da kulanılmaktan çekinilmemiştir. (HDP Diyarbakır mitingi, Suruç ve Ankara’daki katliam olarak tanımlanan saldırılarda kullanılmıştır.) Erdoğan devlet adamı gibi davranmayı ısrarla reddederek çete lideri gibi davranmaktan hiç rahatsızlık duymamakta ve aynı tarzda olayları provoke etmekten çekinmemektedir.
Erdoğan’ın sorumsuzca tahrik eden açıklamalarının ardından saldırıların başlaması Erdoğan’ın ve çevresinin şu ya da bu biçimde 'İslamcı teröristler'e cesaret, hatta işaret verdiği gerçeğini su yüzüne çıkarmıştır. Bu süreci başka türlü açıklamak mümkün değildir. IŞİD’li teröristlerin Erdoğan'ın açıklamalarının hemen ardından harekete geçmeleri ve şuursuzca kan dökmeleri zaten başka türlü de açıklanamaz. Erdoğan’ın SADAT isimli çetesinin Suriye, Irak, Sudan ve Somali'de bu terör şebekelerini eğitip donattığı artık sır değildir. Erdoğan ve şürekasın bu gözü dönmüşlük ve şuursuzluklarının ardındaki sır perdesi aralanmadıkça bu saldırıların durmayacağı konusunda sanırım birçok insan hemfikirdir. Cinayetlerin ardından AKP yöneticilerinin saldırıları kınamaları zevahiri kurtarmaktan başka bir işe yaramadığı gibi iki yüzlülüğün daniskasından başka bir şey de değildir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.