Erdoğan batılıların sopası mı?

Fehim IŞIK yazdı —

  • “Ey Amerika! Ey Avrupa! Ey Mısır!” artık Erdoğan klasiği olmuştu. Bu tutumu yancılar da besliyordu. Belki de batılılar Erdoğan’ı sopa olarak kullanıp ‘çıbanbaşı’ olması muhtemel Arap devletlerini, İran’ı hizaya getirme hesapları yapıyordur?

“Komşularla sıfır sorun” diyerek iktidara gelen Erdoğan, son birkaç yıldır da hangi ülkeden söz ederse etsin sözlerine “Eyyyyyyyy!” diye başlıyordu.

“Ey Amerika! Ey Avrupa! Ey Mısır!” artık Erdoğan klasiği olmuştu. Bu tutumu yancılar da besliyordu. Prompter hatibini dinleyen yancılar, başlıyorlardı onun yaratmak istediği algıyı ekranlardan halka pompalamaya.

Bu durum, tersinden de geçerliydi. Bir gün önce bağırıp çağırdığına, hakaret ettiğine ertesi gün selam duran Erdoğan’ı, aynı yancılar yine onaylıyordu.

Erdoğan havanı döven, yancılar da hınk diyenlerdi. ‘Hınk’ sesini adına gazeteci, siyasetçi ya da akademisyen demekten utandığımız insanlar, medya demekten utandığımız mecralarda her gün insanların zihnine şırınga ediyordu.

Doğru, habire çark etmekten bu insanların başı dönüyordu ama yüzde astar da kalmayınca artık bu çark etmelerin onlar için bir anlamı yoktu.

Bu kısa hatırlatmayı yaptıktan sonra sadece şu son 3-5 günde Mısır’la yaşananlar boyutundan Erdoğan ilişkilerine bakalım.

Biliyorsunuz, geçtiğimiz gün Erdoğan’ın bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısır ile Türkiye arasında dışişleri bakanlıkları ve istihbarat yetkilileri arasında diplomatik düzeyde temasların başladığını açıklamıştı. Bu söylemi Erdoğan da onayladı.

Mısır’ın resmi haber ajansı MENA’ya konuşan bir dışişleri yetkilisi Çavuşoğlu’nu yalanladı. Mısırlı yetkiliye göre, Türkiye’nin başlattığı bir temas arayışı olduğu doğru, ancak Mısır’ın buna olumlu yanıt verdiği yanlıştı. Mısırlı yetkili bunu da “Mısır, kendisiyle normal ilişkiler kurmak isteyen Türkiye'den, uluslararası hukuk kurallarına, iyi komşuluk ve egemenlik ilkelerine uymasını ve bölgedeki Arap ülkelerinin içişlerine müdahale girişimlerini durdurmasını istiyor” sözleriyle açıkladı, kendi resmi haber ajansına.

Bu diplomatik sözleri, ilişkinin ne boyutta olduğunu anlamak için yorumlamak bir yana…

Sadece bir başlığın, “Arap ülkelerinin içişlerine müdahale girişimleri” başlığının açılımını yapmak yeterli…

Biliyorsunuz, Mısır’ın ilişkilerinde belirleyici olan temel öğelerden biri Müslüman Kardeşler örgütü.

Geçmişin bu ılımlı görünen örgütü, Mısır’da Mursi ile iktidar olduğunda Erdoğan ve şürekası adeta zil takıp oynamışlardı. Mursi, Müslüman Kardeşler’in lideriydi aynı zamanda. Bu dönemdeki ilişkiler açığa çıkardı ki Erdoğan’ın AKP’si de bu örgütün bir parçası.

Mursi’yi kendi genelkurmay başkanı, Abdülfetah el Sisi devirdi. Mısır’daki bu darbeden batı devletlerinin hoşnut olduğuna kuşku yok. Cihatçı çete yuvasına dönen radikal İslam’ın, Müslüman Kardeşler’in iktidar olduğu Mısır’da yeni bir nefes alanı bulmasını istemiyorlardı. Belki de Mursi kontrol edebilecekleri biri değildi. Bu nedenle Sisi’yi desteklediler.

Darbeye en büyük tepkiyi Erdoğan verdi. Mısır yönetimini düşman ilan etti. Diplomatik ilişkileri en alt seviyeye indirdi. Ardından neredeyse dünyadaki tüm Müslüman Kardeşler örgütü üyelerini Katar ve Türkiye’ye toplayarak, başta Mısır olmak üzere tüm Sünni Arap ülkelerine karşı beslemeye, eğitmeye başladı. Erdoğan bu güçleri, ayak bağı gördüğü Kürtlere karşı yürütülen savaşta da kullandı.

Mısırlı yetkilinin söz ettiği, “Arap ülkelerinin içişlerine müdahale girişimleri” tam da budur. Erdoğan artık Müslüman Kardeşler’i kontrol eden güçtür. Hatta bununla yetinmemiş, geçmişin ılımlı bilinen bu örgütünü şimdilerde “Milli Ordu” adı altında Ortadoğu’nun en azılı çete grubuna dönüştürmüştür. DAİŞ’ten El Kaide’ye birçok grubu bünyesine katan Erdoğan kontrolündeki bu yapılanma ile çeteler Libya’dan Ermenistan’a dünyanın birçok köşesine ihraç edilmiştir.

Bu, basit ve sıradan bir durum değil. Erdoğan’ın herkesi “Eyyyyyyy” diyerek hizaya getirmek istemesinin altında da bu gerçeklik vardır.

Elbet Erdoğan’ın bu çeteler üzerinden yapmak istediklerinin öncelikli hedefinde Amerika ve Avrupa yok. Ancak Erdoğan, bu çeteler üzerinden tüm Arap devletlerini tehdit ediyor. Mısır da, Suudi Arabistan da, Birleşik Arap Emirlikleri de, diğer Arap ülkeleri de bunun farkında.

Erdoğan’ın bu ‘u dönüşleri’ ile ne olur bilinmez. Radikal çeteleri kontrol eden bir Erdoğan’ı Arap devletleri nereye kadar kabullenir, bunun için de söz söylemek henüz erken. Ama Erdoğan’ın bu dönüşlerin altında bir hinlik olduğu, çok açık…

Bu hinlik, birilerinin iddia ettiği gibi radikal İslamcı örgütleri çeteleştirerek eritme siyasetinin bir parçası mı?

Belki de batılılar Erdoğan’ı sopa olarak kullanıp ‘çıbanbaşı’ olması muhtemel Arap devletlerini, İran’ı hizaya getirme hesapları yapıyordur?

Var bir oyun! Görünen o sadece Osmanlı’da değil, sermaye devletlerinde de oyun bitmiyor…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.