Erdoğan faşizmi kendini güncelliyor!

Fehim IŞIK yazdı —

  • Türkiye’deki sistem ‘hukuka uydurulmuş faşizm’dir. Bu faşizmin imamı Erdoğan, ibrikçisi Bahçeli, tetikçisi Soylu’dur. Destekçileri de say say bitmez. Türkiye’de hukuk varmış gibi davranan AİHM’den, Maraş Katliamı’nın yıldönümünde baş katili anmak için eşini ziyarete giden CHP’ye kadar…

AKP-MHP rejiminde, ‘hukuka uydurulmuş faşizm’ var. 15 Temmuz darbe girişimini fırsata dönüştüren Erdoğan, bir müddet OHAL ile götürdü. KHK denilen Kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetti ülkeyi. Sonra alavere dalavere ile yapılan referandumla ‘tek adam rejimi’ni kurup OHAL’i kalıcılaştırdı. Şimdi de her şeyi kitabına uydurup faşizmi hukuk kılıfıyla süsleyerek, ülke gerçekten seçilmiş bir iktidar tarafından yönetiliyormuş gibi davranıyor.

31 Mart seçimlerinden önceyi hatırlayalım. Erdoğan meydanlarda açık açık, “Onlar kazanırsa biz yine kayyum atarız” diyordu. Öyle de yaptı. Utanmaz bakanı da kendi hırsızlarının çaldığını çırptığını kapatırken Meclis kürsüsünden de ‘Ohh ohh!’ diye böğürerek sözüm ona HDP’yi hedefe koyuyor.

İşte bu bakan şimdilerde kayyum rejimini tüm topluma yayarak kalıcılaştırılıyor. Yani böğüren bakan istediği STK’ye kayyum atayabilecek. Örneğin yarınki gün bir insan hakları kurumunu gasp edecek; gasp ettiği bu kurum aracılığıyla “Türkiye’de çıplak arama işkencesine rastlanmamıştır. Hapishanelerimiz dünyanın en iyi hapishaneleridir” raporları yazdıracak.

Şu yargı komedisine bakalım bir de...

Yasada onlarca yerde yargılanan lehine değerlendirilebilecek yazılı metin var. Adına yargıç denen Saray köleleri o onlarca maddeyi görmez, en köşedeki kıytırık bir sözcükten yola çıkarak istediği kişiyi arzuladığı keyfiyet üzerinden yıllarca hapiste tutabilir.

Bir de genelgeler üzerinden yaşama geçirilen faşizan yetkiler var. Örneğin kanun valiye 15 günde bir etkinlikleri yasaklama hakkı vermiş. Kürdistan kentlerinde valiler, rutin kararlarla yıllardır yasaklarını sürdürüyor.

Daha da ötesi var.

Bakın şu KHK ile işinden edilen onbinlerce insanın durumuna. Önce hukuk yolları kapalıydı. Sonra bir komisyon oluşturdular. Oradan alınan ret cevabı ile mahkemelere gidilebildi. İç hukuk yollarının tükenmesi için bir de Anayasa Mahkemesi’ne gidilecek derken AİHM’e gitmek yılları aldı. AİHM’de yıllar sonra verdiği ilk kararda uygulanan faşizmi görmeden, sanki gerçekten hukuk varmış gibi davrandı. Mağdurun bazı haklarının iadesine karar verdi ama yapılan işlemin hukuka aykırı olmadığını söyledi.

Yani içerde, dışarıda neresinden tutarsanız tutun rezil bir işbirliği var. Bu işbirliğinin ortakları yalan perdesinin arkasına saklanıp hukuka, kitaba uygun davrandıklarını söylüyor.

Bunun adı ‘hukuka uydurulmuş faşizm’dir.

Bu faşizmin imamı Erdoğan, ibrikçisi Bahçeli, tetikçisi Soylu’dur.

Destekçileri de say say bitmez. Türkiye’de hukuk varmış gibi davranan AİHM’den, Maraş Katliamı’nın yıldönümünde baş katili anmak için eşini ziyarete giden CHP’ye kadar, herkes aynı davranışı gösteriyor. Bu ülkede hukuk varmış gibi davranıyor.

Bugünlerde dikkat çeken bir şey var, onu da söyleyip bitirelim…

Şimdiye kadar hukuka uygun davrananlar artık açıkça soykırım tehdidi yapıyorlar. Diğer bir deyimle onlar kendilerini gözden geçirip, soykırım planlarını güncelliyorlar. Bunu iktidarın imamı da, ibrikçisi de, tetikçisi de açıkça da ilan etti.

Ama Türkiye’de, soykırımın hedefindeki ilk kesim olan sivil demokratik muhalefetin güncellenmiş bir planı yok gibi görünüyor.

Böyle bir planın olmaması faşizmin ekmeğine yağ sürmektir…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.