Erdoğan’ın tedirginliği ve Rojava

Forum Haberleri —

.

.

  • Heveslendiği bu operasyonları top yekün bir saldırıya dönüştürmek için daha da yükleniyor. Suriye de kalıcı olabilmesinin önündeki yegane engelin Kürt ulusal hareketi olduğunun farkında.

ROBERT PEKÖZ
Kürt ulusal mücadelesi, kendi kimliğiyle sürece müdahil oluyor. Ortadoğu'da ve Türkiye'de çok derin ve çatışmalı bir süreç gelişiyor. Bu savaş kokusu tüm Kürdistan coğrafyasında görülüyor. Kürt ulusal hareketi ile hareket edenler de bu sürecin bilinci ile yürümek ve mücadele etmek zorunda. Hayatın tüm alanlarında yaşanan bu çatışmada hazırlıklı olmalı. Bu noktada yaşanacak bir çatışma çok daha karmaşık ve çok daha çeşitli olduğunu görmek durumunda çünkü Erdoğan Kürtlere karşı büyük bir savaş stratejisi içinde. 
Ulusal bilinçteki uyanış ve gelişme bir çok kesimden insanın Kürt Özgürlük Hareketine yakınlaşmasına ve odaklanmasına sebep oluyor. Hareket de bu ivme ile güçleniyor. Bu taze kan özgülük hareketini uzun vadede yenilmez kılacaktır.

Erdoğan'ın Kürtlere yeni bir saldırı, ya da savaşa başladığını görmemek, kötü niyetli bir okumadan başka bir şey değildir. Erdoğan konjonktürü elverişli gördüğünden Tel Rıfat ve Suriye’nin batısını doğusuna bağlayan ana karayolu M4’ü ve Minbiç’i kontrol altına alma isteğini açıkça beyan etti. Erdoğan yayılma hevesleri için Kürtlerin bölgede etkisiz hale getirilmesini istiyor. 

Diktatör yine aynı bilindik şiiri ‘bir gün ansızın gelebiliriz’ şarkısını yeniden tekrarladı. Bu demagojinin hazında bir kaç kez boğulan despot, hala yeni kötülükler arıyor. Şimdi eli silah tutabilecek her Kürt, silahlanmak zorunda. Kendilerine sosyalist solcu diyen çevrelerin de savaşta Kürtlere her alanda katkı sunmaya hazır olmalıdır.
Suriye’de Kürtler ve diğer etnik kimlikler yeni bir Erdoğan savaşı ile karşı-karşıya kalabilir. Dünyanın dikkatleri Rusya'nın Ukrayna işgali, globalleşen ekonomik krizle doluyken, kuyudaki kurbağa kadar bir vizyonu bile olmayan sabıkalı diktatör, Kürtlerle savaşa hazırlanıyor. 

İddialara göre: Erdoğan küresel güçlerden onay alırsa, Ortadoğu'daki tüm planlarını bozan Kürtlere ve Rojava’ya karşı saldırı yapmaktan çekinmeyecek. 

Kürt ulusal hareketinin İŞİD ve diğer cihatçı terör örgütlerine karşı gösterdiği direniş, kendi ana vatanını savunma noktasında gösterdikleri refleks, 21. yüzyılda örnek gösterilecek bir direniştir. Direnişin rüzgarı, Kürt ulusal bilincinde ana vatan’ı savunmak olarak karşılık buldu.

Erdoğan ise son birkaç aydır, işgalci ve yayılmacı emellerini yeniden güncelledi. Rusya'nın Ukrayna işgalinden sonra, ABD ve Rusya arasında doğan çelişkileri kullanmak üzere, Kürtlere karşı bir savaşı yeniden gündeme getirdi. Halen operasyonlar düzenliyor. Kimyasal silahlar kullanıyor.

Heveslendiği bu operasyonları top yekün bir saldırıya dönüştürmek için daha da yükleniyor. Suriye de kalıcı olabilmesinin önündeki yegane engelin Kürt ulusal hareketi olduğunun farkında.

TC’nin, özellikle Erdoğan’ın özlemlerinin önündeki engelin Kürt ulusal direnişi olduğu anlaşıldıkça, diktatördeki Kürt düşmanlığı bine katlanıyor. Erdoğan en azından Rojava’daki Kürt topraklarını işgal edip kalıcı hale gelmek istiyor. Bir taraftan da ‘Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duydukları’ yalanı ve demagojisine birilerinin inanacağını sanıyor.

Kürtler büyük bedenler ödeyerek, ana vatanlarını korudu. Rojava coğrafyasında kendi 'Cumhuriyetini' kuran Kürtler ve diğer etnik kimlikler, örnek bir örgütlenmeyle Ortadoğu coğrafyasına ışık oluyor. 

7 Milyondan fazla insanın yaşadığı bir coğrafyada kardeşliğin ruhu en güzel şekilde örüldü ve örülüyor. Kürtler, Kuzey-doğu Suriye ve Rojava coğrafyasında özerkliği azınlıkta kalan diğer halklar ile birlikte inşa ediyor.

21. Yüzyılın en kötü koşullarında, Rojava’da inşa edilen demokratik özerk deneyim, Ortadoğu'daki bütün despot faşist rejimleri ürküten bir noktada bulunuyor. Bu korku Erdoğan için çok daha fazla geçerli. Diktatör kendince Suriye ve Rojava Kürdistan'ını yok etme stratejisini kafasına koymuş durumda.

Rojava'da PYD'nin etkili bir güç olması, demokratik özerkliğin inşa edilmesine öncülük etmesi Türkiye gibi devletleri tedirgin ettiği gerçeğini anlamak zorundayız. Onlar tüm cihadist terör örgütlerine ve TC işgalciliğine karşı direnerek bir öz yönetim kurmayı başardı. Bu öz yönetim de Rojava coğrafyasında yaşayan diğer halkların birliğinde oluştu.

Tüm direniş gerçeği Öcalan'ın ürettiği değerler üzerinde inşaa olmuştur. Bu bir bütün olarak Kürt ulusunun birleşmesinde tarihi bir dayanak noktasıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.