Evren gitti, Erdoğan geldi, O yine tutsak ve eylemde

  • Tecride karşı açlık grevi yapan Kazım Ateş, 12 Eylül’de de Türk cezaevlerinde açlık grevi yapan tutsaklardan biriydi.

 

12 Eylül askeri darbesi uygulamalarına bedenini ölüme yatırarak karşı koyan tutsak Kazım Ateş, şimdi de tutsak yeğeni Şakir Akkurt’la birlikte tecride karşı direniyor.

 Açlık grevine katılan tutsaklardan ikisi de Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Kazım Ateş (58) ve Akhisar T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan yeğeni Şakir Akkurt. 

33 yıldır cezaevlerinde

Daha 17 yaşındayken cezaevine giren Kazım Ateş, 58 yıllık ömrünün 33 yılını cezaevlerinde geçirdi. 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde insanlık dışı uygulamalarla hafızalara kazınan Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde 8 yıl tutuklu kaldı ve bu uygulamalardan nasibini aldı. Ateş, PKK’nin öncü kadroları Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz’ın yaşamını yitirdiği ve 38. yılını geride bırakan 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu’nda ise 60 gün boyunca direndi. Eylemin başarıya ulaşması sonrası kaldırıldığı hastanede aylarca tedavi gören Ateş, sonrasında Eskişehir Cezaevine sürgün edildi. 

Ateş, daha sonra sırasıyla Aydın, İzmir-Buca, Bursa, Konya, Maraş-Elbistan ve Bolu’daki cezaevlerine gönderildi. 2004’te Elbistan Cezaevi’nde tahliye edilen ve bir süre sonra tekrardan tutuklanan Ateş, 2009’a kadar yine tutuklu kaldı. Ateş, tahliye edildikten 6 yıl sonra eski dosyaları gerekçe gösterilerek Sason ilçesinde ”canlı kalkan” eylemlerine katılmaya gittiği sırada gözaltına alındı ve bir kez daha tutuklandı. 2015’ten bu yana Bolu E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Ateş, tecride karşı halen devam eden açlık grevinin başladığı tarihten bu yana belli aralıklarla eyleme katılıyor. 

Yeğeni de tüm eylemlerde

Ateş’in yeğeni Şakir Akkurt’un gözaltı ve tutuklama süreci ise 1992’te başladı. Akkurt, söz konusu yılda üç kere gözaltına alındı ve her gözaltı sürecinde yoğun işkencelere maruz kaldı. Akkurt, ilk gözaltı sürecinde 33 gün, ikincisinde 11, üçüncü ve tutuklandığı gözaltında ise 40 gün boyunca işkence gördü. Sonrasında yapılan yargılamada müebbet hapis cezasına çarptırılan Akkurt, sırasıyla Diyarbakır, Antep, Yozgat, Kocaeli-Kandıra ve Manisa-Akhisar cezaevlerine sürgün edildi. Şu an Akhisar T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Akkurt, 1996, 2000, 2012 ve 2018’deki açlık grevi eylemlerine katıldı. Akkurt, şu anda tecride karşı başlatılan açlık grevi eylemine katılıyor.  

Kardeşinin ve oğlunun yanında

Kardeşi ve oğlu açlık grevinde olan Enise Akkurt (62), yakınlarının direnişinin arkasında olduğunu vurguladı. Kardeşi Ateş’in 5 Nolu Cezaevi’nde eylemde olduğu dönemde kendisinin de cezaevi önünde 10 gün boyunca açlık grevine girdiğini aktaran Akkurt, MA’dan Fethi Balaman’a o dönemi şöyle anlattı:

“O cezaevinde uygulanan vahşete karşı kardeşim de açlık grevine girmişti. Açlık grevine girenlerden yaşamını yitirenler oldu. Biz de onlarla görüşmek istedik. Ancak ne görüştürdüler ne de içeriye ilişkin bilgi verdiler. O dönem biz de buna karşı 10 günlük bir açlık grevine girdik. Açlık grevi eylemleri bittikten sonra bize Kazım’ı gösterdiler. Bir deri bir kemik kalmıştı. Dişleri yoktu. Vücudunda işkence izleri duruyordu. Girdikleri açlık grevi eylemi onun ve binlerce tutuklunun yaşamını kurtarmıştı.”

 8. açlık grevi eylemi

Kardeşinin lise dönemlerinde devlet işkencesiyle tanıştığını ifade eden Akkurt, şunları söyledi: “33 yıllık cezaevi yaşamı boyunca her gözaltı ve tutuklama bir işkence. İlk alındığında zaten tırnaklarını, dişini çekip karanlık bir kuyuya atmışlardı. Siirt’e uzun süren bir işkencenin ardından Diyarbakır’a getirildi. Burada kaldığı 8 yıl boyunca da işkenceye maruz kaldı. 58 yıllık yaşamının 33 yılını cezaevinde geçirdi. Geçirmeye devam ediyor. Bu süre zarfında açlık grevleri eylemini bir direniş biçimi olarak benimsedi. Darbe döneminden bu yana 8 kez açlık grevine girdi. Şimdi de açlık grevi eyleminde. Diğer açlık grevlerinde olduğu gibi bu açlık grevi de kazanacaklar.”

Oğlu da 29 yıllık tutsak

Oğlu Şakir Akkurt’un da 1992 yılından beri cezaevinde tutuklu bulunduğuna dikkati çeken anne Akkurt, oğlunun da şimdiye kadar 5 kere açlık grevi eyleminde yer aldığını aktardı. Oğlunun da kardeşi gibi tecrit sistemini kabul etmediğini vurgulayan Akkurt, “Aile olarak sürekli devletin şiddeti altındayız. Kurtalan’ın Bêkent köyünde yaşarken evimiz sürekli jandarma tarafından basılıyordu. Biz de bundan kaynaklı Batman’a göç etmek zorunda kaldık. Ancak burada da peşimizi bırakmıyorlar. Gittiğimiz her yerde baskı ve şiddetleri eksik olmuyor. Onlara düşen işkence, baskı ve şiddet; Bize düşen ise direnmek. 40 yıldır biz onların şiddetine maruz kalıyoruz. Tek bir gün ne kardeşim ne de oğlum geri adım atmadı. Geri adım atmayacağız. Açlık grevinde sonuç alıncaya kadar direneceğiz” şeklinde konuştu.  BATMAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.