Êzîdî toplumunun acı kaybı

Forum Haberleri —

  • Mam Beşir’in şehadeti sadece Êzîdî toplumu için değil, özgürlük mücadelesi açısından da birçok yönüyle örnek alınması gereken büyük bir değerin kaybıdır. Mam Beşir, Êzîdxan’ın Mam’ı ve halk önderi olarak her daim halkın kalbinde  yaşayacaktır.

RAUF KARAKOÇAN

Êzîdî halkının önderlerinden Hasan Dutar (Mam Beşir) 14 Aralık günü Şengal’de şehit düştü. Mam Beşir’in şehadeti Êzîdî toplumu için yeri doldurulamayacak büyük bir kayıptır. Sadece Êzîdî toplumu için değil, özgürlük mücadelesi açısından da birçok yönüyle örnek alınması gereken büyük bir değerin kaybıdır. Kürt özgürlük mücadelesine katılma kararı verdiğinden, şehit düştüğü güne kadar dürüstlüğün, çalışkanlığın, fedakarlığın, mütevaziliğin, önderliğe, şehitlere, yoldaşlara, mücadeleye ve halka bağlılığın, gerçek bir yurtseverliğin gerçek bir temsiliydi. Kendisini her yönüyle devrime adayan militan bir duruşun sahibi oldu. Mam Beşir’in yaşamından çıkarılacak pek çok ders vardır.

İsmail Özden (Mam Zeki Şengalî) Hasan Dutar (Mam Beşir) Êzîdî toplumunun iki değerli Mam’ı ve önderi, ikisi de Êzîdî toplumunun kutsal mekânı sayılan Şengal de şehadete ulaştılar. Gerçek halk önderleriydi. Şengal’de bulunmaları ve Şengal de şehadete ulaşmalarının da ayrı bir anlamı vardı. Onlar sadece ferman yaşamış halkın yaralarını sarmak ve yardım etmek için Şengal’de değildi. Yaşamın umudunu yeniden ekmek için Şengal’e gitmişlerdi. Soykırıma uğramış Êzîdî toplumunun yaşadığı trajedinin acısını en derinden yüreklerinde hisseden iki yiğit devrimciydi. DAİŞ çetelerinin ölüm saçtığı bir dönemde halkının içinde bulunmayı kendileri için öncelikli bir görev olarak bildiler. Şengal’i özgürleştirmek ve yeniden yaşanır kılmak için son nefeslerine kadar kendi inanç topluluğunun içinde kalmayı yeğlediler. Eğer bugün Şengal’den bahsedilecekse ve Êzîdîlerin yeniden kendi kutsal topraklarına dönüp yaşamalarını devam ettiriyorsa Mam Zeki ve Mam Beşir’e, onların temsil ettiği ve içinde yer aldıkları Özgürlük Hareketine borçludur.

Êzîdîlerin iki Mam’ı, Êzîdî toplumunu ayağa kaldıran ve omuzlarında taşıyan iki tarihi sütun gibiydiler. Bu iki devrimci militanı daha iyi tanımak için, içinden çıkıp geldikleri inanç toplumunun gerçeğini bilmek gerekiyor. Tarih boyunca yaşadığı fermanların, katliamların, zulmün trajedi hikayelerini dinleyerek ve bizzat yaşayarak ömürlerini geçirdiler. Sırf inançlarından dolayı baskı görmenin, aşağılanmanın, ayrımcılığa maruz kalmanın, horlanmanın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdi. Türk devletinin baskıları ve yoksulluk, onları topraklarını terk etmek zorunda bıraktı. Gittikleri Avrupa’da bile topraklarından, kültürlerinden ve inanç değerlerinden asla kopmadılar. Düşmana inat gördükleri ilk umut ışığına doğru yöneldiler. Özgürlük mücadelesine katılmakta tereddüt etmediler. Bireysel kurtuluşlarını toplumsal kurtuluşta gören ve bunu en erkenden fark ederek Kürt özgürlük mücadelesine katılan ilk öncülerinden oldular. Sadece kendilerini değil ailelerini de yurtseverliğin ocağı haline getirdiler. Avrupa ortamında asimile olmayarak, Kürt dilini ve kültürünü yaşayarak en iyi sahiplenmesini ve korumasını bildiler. Kendilerinden ailelerinden büyük fedakarlıklarda bulundular. Aile sahipleri olmalarına rağmen mücadeleyi çocuklarından öncelikli gördüler.

Êzidxanın iki Mam’ı kutsal Şengal topraklarına baş koyarken, her türlü tehlikenin de farkındaydılar. Faşist Türk devletinin saldırıları sonucu şehadete ulaşan Mam Zeki’ye hiçbir tehlike geri adım attıramadı. Bildiği doğruların peşinden, özgürlük hayallerinin ardından inatla gitmeye devam etti. Mam Beşir de ha keza aynı yolu takip etmekten bir an olsun tereddüt etmedi. Ferman yaşamış Şengal’in kendilerine ihtiyacı vardı. Sadece Şengal değil, bütün Êzîdî toplumunun kendilerine ihtiyacı olduğunu iyi biliyorlardı. Dünyanın dört bir tarafındaki Êzîdîlere ulaşmayı başardılar. Avrupa, Rusya, Ermenistan ve Kürdistan’ın diğer parçalarındaki Êzîdî toplumuna bizzat ulaşarak, örgütlenmelerine öncülük ettiler. Êzîdî toplumunun birliği ve örgütlülüğü için gecelerini gündüzlerine katılar ve bunu büyük oran da da başardılar. Yaptıklarıyla iki halk önderi olarak tarihe geçmeyi fazlasıyla hak ettiler.

Mam Beşir’in kendi çocuklarına vasiyeti üç ilkedir, bunlar doğruluk, gerçeklik ve bağlılık temelinde olmuştur. Her koşul altında bildiği gerçeklerden, doğrulardan ve mücadeleye bağlılığından asla taviz vermedi. Rehber edindiği üç ilke kendisinin de yaşam felsefesiydi. Bu felsefeye sonuna kadar bağlı kaldı. İlerlemiş yaşına rağmen kendisinden beklenenin üstünde bir çalışma performansı sergiledi. Mücadele yaşamı boyunca halk çalışması içinde kaldı ve gerçek bir halk adamı oldu. Halkın her türlü sorununu kendi sorunu gibi ele alan ve çözmeye çalışan devrimci bir önderdi. Yurt sevgisi ve halk sevgisi kişiliğiyle özdeşleşmişti.

Her iki Êzîdî Mam’ı, Êzîdxan’da sonsuzluğa giderken, ardında bıraktıkları tarihi mirasla Êzîdî topluma yol göstermeye devam edeceklerdir. Bağlı kaldığı ilkeler, temsil ettikleri yaşam felsefesi, çalışma tarzı ve pratikçi yönleriyle hep örnek alınacak militan kişiliklerdir. Onlar Êzîdxan’ın iki değerli Mam’ı ve halk önderi olarak her daim halkın kalbinde sonsuzluğa dek yaşayacaklardır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.