Farkli bir sinema şöleni

Kültür/Sanat Haberleri —

24 film, Altın Palmiye için yarıştı

24 film, Altın Palmiye için yarıştı

  • Cannes Film Festivali, bu sene 6-17 Temmuz tarihleri arasında dolu dolu bir programla film seçkisini sunacak. 24 filmin Altın Palmiye için yarıştığı festivalin jüri başkanlığını Amerikalı yönetmen Spike Lee üstleniyor.

 

Dünyanın önde gelen film festivali, Covid-19 pandemisi nedeniyle bir yılı atladıktan sonra tekrar geri döndü.

6-17 Temmuz'a kadar sürecek 74. Cannes Film Festivali'ne bu yıl Holywood yıldızlarından Matt Damon, Nicole Kidman, Sean Penn ve Timothee Chalamet'in katılması bekleniyor. 2019'da "Parazit" filmiyle Altın Palmiye Ödülünü kazanan Bong Joon Ho da bu yıl festivalin konukları arasında.

 

Yönetmenler, oyuncular en son 2019 baharında Cannes'te bir araya geldiğinde, sinema perdeleri yaklaşan kıyametin komik ama korkunç bir uyarısıyla açılmıştı. O yılın sonunda kıyamet, Jim Jarmusch'un sevimli zombi sürüleri şeklinde değil, yakında tüm dünyayı saracak, dört milyon insanı öldürecek, ekonomileri kapatacak ve dünya üzerindeki sosyal ve kültürel yaşama kilit vuracak olan ölümcül bir virüs biçiminde geldi.

 

Bu yıl farklı bir festival

Festival organizatörleri, bu yılki organizasyonun diğerlerinden farklı olacağını belirttiler. Katı protokoller ve Croisette'deki geniş bir test merkezi ile Covid-19'un kalıcı tehdidi sürekli hatırlatılırken, bir dizi çevre temalı film, bunun sırf yıldızları izlemenin zamanı olmadığı gerçeğini vurgulayacak.

 

Ancak Cannes, sonu gelmeyecek gibi görünen bir karantina ve sokağa çıkma yasağı döngüsünün ardından biraz rahatlamaya ve neşeye duyulan ihtiyacın ve pandeminin özellikle sert vurduğu bir endüstrinin gösterişli vitrini olarak kendi rolünün de son derece farkında.

 

'Sinema ölmedi'

Uzun süredir festivalin sanat yönetmenliğini yürütmekte olan Thierry Fremaux isyankar bir biçimde “Sinema ölmedi” diyordu.

Sinemaların kapalı olması nedeniyle, 'Büyük Ekran' ile çevrimiçi yayın platformları arasındaki mücadele, büyük ölçüde ikincisi lehine döndü. Cannes, sinema salonu deneyiminin koruyucusu rolünü oynamaya her zamankinden daha fazla hevesli. Ancak Netflix bir kez daha partide yok.

 

Altın Palmiye yarışı

2020'de perdelerin kapalı olmasının doğrudan bir sonucu, bu yıl benzeri görülmemiş bir film bolluğu var. Çok sayıda sanatçı, dünyanın en iyi film festivalinde prömiyer yapmak için bütün bir yıl bekledi. Bu filmler arasında Wes Anderson (“The French Dispatch”), Paul Verhoeven’in (“Benedetta”) yanı sıra, Marion Cotillard ve Adam Driver'ın başrollerini paylaştığı müzikal draması bu yılki göz alıcı perdeyi açacak olan Leos Carax (“Annette”) yer alıyor. 

 

Anderson'ın filmi tek başına 74. Cannes Festivali'nin kırmızı halı fotoğrafçıları için zahmete değer olmasını sağlıyor: Timothée Chalamet, Frances McDormand, Edward Norton, Bill Murray, Benicio Del Toro, Willem Dafoe, Adrien Brody Léa Seydoux ve Tilda Swinton, seyahat etmelerine izin verildiğini varsayarsak, kırmızı halıya bekleniyorlar.

 

Festivalde bu yıl 24 film Altın Palmiye için yarışacak. Bunlar arasında İran'dan Asghar Farhadi (“A Hero”), Çad'dan Mahamat-Saleh Haroun (“Lingui”), Tayland'dan Apichatpong Weerasethakul (“Memoriam”), Japonya’dan Ryusuke Hamagachi (“Drive My Car”), Rusya’dan Kirill Serebrennikov (“Petrov’s Flu”) ve Avustralya'dan Justin Kurzel (“Nitram”) öne çıkan isimler.

Diğer isimler arasında 2001 Altın Palmiye ödülünün sahibi İtalyan Nanni Moretti (“Three Floors”) ve acıklı “The Last Face”i eleştirmenlerce yerden yere vurulduktan beş yıl sonra Croisette'e dönen Sean Penn (“Flas Day”) yer alıyor.

 

Kadınların sayısı daha fazla

Cannes festival jürisine başkanlık eden ilk siyah film yapımcısı Spike Lee'nin başkanlık ettiği ana jüride kadınların sayısı erkeklerden bu kez daha fazla.

  

Bir kadın yönetmenin en azından bu yılki onursal Altın Palmiye ödülünü alması garanti: Jodie Foster, Martin Scorsese'nin "Taksi Şoförü" galası için 13 yaşında Cannes'da ilk kez sahneye çıkmasından 45 yıl sonra, festivalin açılış gecesinde ödülü aldı.

 

Cannes ekolojik bir tehlike

Bu yıl, iklim değişikliğine odaklanan yeni bir bölümde, Louis Garel'in Fransız aktör ve ortağı Laëtitia Casta'nın başrol oynadığı uzun metrajlı filmi “The Crusade” ile altı belgesel daha planlanıyor. Belgeseller, Aïssa Maïga'nın küresel ısınmanın Nijer'deki etkisi üzerine yazdığı “Above Water” ve Rahul Jain'in Yeni Delhi'deki hava kirliliğini ele alan “Invisible Demons”unu içeriyor.

 

Film dünyasının uçsuz bucaksız festivaller ve partiler sirkinin en gösterişli durağı olan Cannes Film Festivali, uzun zamandır ekolojik bir tehlike aslında. Ayrıca yakın zamanda geri dönüştürülmüş balık ağlarından yapılmış kırmızı halıları benimseyen Berlinale gibi diğer toplantıların da gerisinde kaldı.

 

Cannes organizatörleri bu durumu telafi etmek için ünlü kırmızı halılarının hacmini yarıya indirmeye ve geri dönüştürülmüş malzemelerden yapmaya söz verdiler. Ayrıca plastik şişeleri yasakladılar, bir elektrikli araba filosu kurdular ve karbon ayak izlerinin bir kısmını dengelemek için her festival katılımcısından 20 Euro katkı alacaklar.

 

Festivale katılanlar hiç şüphesiz 14 Temmuz'da Bastille Günü'nün çifte havai fişek gösterisini ve Hollywood'un aksiyon dolu gişe rekorları kıran filmi “Hızlı ve Öfkeli”nin son bölümünün galasını izlemek üzere şezlonglar içinde savaşacaklar. KÜLTÜR SERVİSİ

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.