Faşizm yol almaya devam ediyor

Forum Haberleri —

Erdoğan

Erdoğan

  • Erdoğan, tıpkı Hitler gibi gözlere soka soka faşizmi egemen kılmaya devam ediyor. Bütün kurumları ele geçirerek ve yasaları, anayasayı hiçe sayarak yürüyüşünü sürdürüyor.

ZEKİ AKIL

Erdoğan ve Bahçeli yönetimi kendi vatandaşlarına ve anayasalarına karşı kumpaslar kurmaya devam ediyorlar. Mecliste mevcut anayasaya uyacaklarına dair yemin ediyorlar ama ne anayasa ne de yasa tanıyorlar. Gezi eylemlerini kriminalize etmek için ellerinden geleni yaptılar. Gezi eylemleri Türkiye’nin gözü önünde oldu. Halkın katıldığı ve ülkeye yayılan en geniş kitlesel eylemlerdi. Ortada ne örgüt vardı ne de kimse örgütlemişti. Böyle olduğu için başta dava açamadılar. Yıllar sonra uyduruk gerekçelerle davalar açıp Osman Kavala gibi insanları hukuka olmadık külahlar giydirerek içeride tutmaya çalıştılar. AİHM ve yerel mahkemeler tahliye kararları vermesine rağmen talimatla Kavala bırakılmadı ve sonunda ömür boyu gibi bir cezaya çarptırıldı!

Ayın şey Can Atalay için de tekrarlandı. Zorla suç üretildi ve ağır cezalar yağdırıldı. Mahkeme ve Yargıtay talimatla bu cezaları onayladı. Ancak Anayasa Mahkemesi bu kararları bozdu ve tahliye edilmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin kararları bütün kurumlar ve bireyler için bağlayıcıdır. Bu bir anayasa hükmüdür. Hiçbir hakim veya mahkeme bunu tanımama veya uymama cesareti gösteremez. Bunun anayasal bir suç olduğu bilinir. Bu kararın Erdoğan ve Bahçeli’nin emriyle verildiği açıktır. Zaten böyle olduğunu Erdoğan onlar gizlemiyorlar. Ayrıca C. Atalay seçimlerde milletvekili seçilmiş. Hakkındaki davaların durdurulması gerekir. Dokunulmazlık hakkı kazanmış. Böyle örnek davalar ve mahkeme kararları da var. Ancak her şey Erdoğan onların duvarına tosluyor.

Kumpasları ve zorbalığı, hukuk tanımazlığı Erdoğan-Bahçeli bir yönetim biçimine çevirdiler. Muhalefet partilerinin ve demokratik çevrelerin hala bu gerçeği kavramamaları ve ona göre harekete geçmemeleri de bu faşist yönetimin istediği gibi hareket etmesini kolaylaştırıyor. HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını mecliste oyladıklarında anayasa aykırı olduğu halde CHP de evet oyu kullandı. Bu yüzden S. Demirtaş, F. Yüksekdağ ve diğer HDP milletvekilleri hala içeride. Ve yıllar sonra zoraki açılan Kobanê kumpas davası. O gösterilerde HDP’nin bir suçu olsaydı dava açmak için beş yıl beklemezlerdi. Zoraki belediyelere el koydular ve yerlerine memurlar atadılar. Belediye başkanlarının bir kısmı hala cezaevlerinde.

Erdoğan meydanlarda herkesin eşit haklara sahip olduğunu söylüyor. Kendisi gibi bu topraklarda doğup büyüyen Kürtler, sosyalistler ve demokratik çevreler lanetleniyor, dışlanıyor, ötekileştiriliyor ve terörist damgasıyla yargılanıyorlar. Erdoğan ve şürekası istediği gibi konuşuyor, milyarları istedikleri gibi harcıyorlar, paylaşıyorlar. Ama HDP’liler ve diğer muhalifler onunla eşit değiller. Onlara konuşma ve eleştirme, politika yapma hakkı verilmiyor. Seçimlerde de görülüyor. Erdoğan kesinlikle serbest bir seçimde kazanamaz ve iktidar olamaz. Devleti seçime sokuyor. Ergenekon, MHP ve mafya yapılanmalarıyla, hile ve tehditlerle ancak iktidarı alabiliyor. Bir hükümet, cumhurbaşkanı kendi halkına, vatandaşlarına tuzak kurar mı, onların can ve mal güvenliğini tehlikeye atar mı? Erdoğan iktidarda kalmak için savaş, yolsuzluk ve yalan üçgeninde çakılıp kalmış. Dolasıyla hem Türkiye halkı hem de komşu halklar için açık bir tehlike haline gelmiştir.

Erdoğan ve ittifakının emrindeki basın gerçek anlamda bir suç aletine dönüşmüştür. Ülkeyi militarize etmek için yalan ve gündem saptırma çalışmalarını öncü güç olarak sürdürüyorlar. Tıpkı Hitler Almanya’sı gibi "Türkiye silahını, gemisini, uçağını vb. yapıyor" diye savaş sanayisini göklere çıkarıyorlar. Büyük Türkiye imajını savaş ve silah üzerine kuruyorlar. Demokrasi, özgürlükler ve ekonomik refahı büyük Türkiye içinde görmüyorlar. Ölüm, işgal, yayılmacılık ve faşist bir rejim halka dayatılıyor. Müthiş bir algı operasyonu yürütülüyor.

DEM Parti parlamentoda altmışın üzerinde milletvekiline sahip. Onlar da AKP ve diğer partiler gibi seçime girmişler. Baskı, engelleme ve hilelere rağmen mecliste güçlü bir temsili var. Ancak bu partiyle muhalefet bir araya gelemiyor. Terörle iş birliği damgası yemekten korkuyorlar. Parlamentoda oturan ve kendileri gibi aynı haklara sahip olan DEM Parti düşman, terörist muamelesi görüyor. Siyasi ortam terörize ediliyor. Muhalefet de bu açmazı, tuzağı aşacağına gelip onların çizdiği sınırda duruyor. Yani Erdoğan’ın çizdiği sınırlar içinde politika yapıyorlar. Bu da gerçek anlamda politikasız kalmalarına, çözümler üretememelerine ve umut olamamalarına yol açıyor.

Erdoğan, tıpkı Hitler gibi gözlere soka soka faşizmi egemen kılmaya devam ediyor. Bütün kurumları ele geçirerek ve yasaları, anayasayı hiçe sayarak yürüyüşünü sürdürüyor. Demokrasi isteyenler ve muhalefet olduğunu söyleyenler bu gerçeğe göre konumlanmak zorundalar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.