Faşizm yozlaştırır
Forum Haberleri —

Faşizm
- Demokrasi kılığında kendisini meşrulaştırmak isteyen ve siyasi yozlaşma yaşayan oligarşik rejim varyantları yapısal çarpıklıklar bataklığında debeleniyor. Şu tarihsel hakikat asla unutulmamalı: Denenmiş temel yaşam ilkelerden biri de faşizmle etkileşime giren herkes mutlaka yozlaşacaktır!
- Önder Öcalan’ın somut toplumsal sorunlarla bağlantılandırdığı katılımcı demokrasiyi önceleyen vurgusuna rejim demagogları gasp ettikleri ve tekel oluşturdukları temsili demokrasi alanı etrafında dolanıyorlar. Bununla da Önder Öcalan’ın ısrarla vurguladığı müzakereci demokrasi ve pozitif entegrasyon seçeneğinin önü alınmak isteniyor.
TOLA WELAT
Türkiye rejimi çok fazla aktörün-faktörün dahil olduğu güncel bölgesel ve küresel denklemde Jeopolitik gerilimleri içe tahvil etmek istiyor. Rejimin faşizm histerisi ile istismar ettiği toplum eleştirel düşünebilme farkındalığını ve becerisini çoktan yitirmiş. Siyasi iradeden düşürülmüş Türk toplum yapısı siyah- beyaz kötürüm düşünce bataklığına saplanmış. Bugünün siyasi ikliminin fanatik kitle psikolojisinde politik öngörü oluşturabilme becerisi mücadele ettiğiniz zihniyete karşı aralıksız bir angajman gerektiriyor.
Toplumun barışa ihtiyaç duyduğu bu süreçte devletin despot dili demokratik uzlaşmalar üretmiyor kutuplaşma ve çatışma amaçlıyor. Gündeme yön veren devletin sosyal medya troller ordusu kamuoyunu sürekli manipüle ediyor. Zaten içte yeterince parçalanmış bir toplum var. Toplumsal çelişkiler ve ayrışmalar had safhada. Toplum her açıdan ahlaki bir yıpranma yaşamış ve tahrip olmuştur. Rejimin özel savaş politikaları toplumun gerçeklikle ilişkisini kesmiş ve toplumun duygusal bağlarını dahi dumura uğratmıştır
Dini toplumu sürüleştirmek için bir güdümleme aracına dönüştüren Siyasal İslamcılar toplumu derin bir karanlığa sürüklüyor. Toplumsal ortak zihnin anlam üretme yeteneği sakatlandı. Toplumu kuşatan ve sokaklarda atılan faşizm sloganları zihinsel bir teslimiyeti haykırıyor. Aşırı merkezi sağ ve muhafazakar Türk siyaset rejiminde insanlar kendine, topluma ve yaşama karşı ilgisizleşti. İnsanlar ruhsal değerlerini yitirirken cansızlaşıyor. Olup bitene pasif izleyici konumda kalanlar demokrasinin mezarını kendi elleriyle kazıyorlar.
Buna paralel toplumsal sorunlara kayıtsız ve ilgisiz vasat bir yığınsallık üzerinden de demokrasi ve siyaset gündemi teslim alınmak isteniyor. Bu örgütlü klik siyasal alanı adeta gasp ediyor. Demokrasi kılığında kendisini meşrulaştırmak isteyen ve siyasi yozlaşma yaşayan oligarşik rejim varyantları yapısal çarpıklıklar bataklığında debeleniyor. Bir yandan büyük toplumsal sefalet diğer yandan yarattığı ultra zenginler için özel iktidar alanları oluşturuyor. Faşizmin ölümcül cazibesine kapılanlar şu tarihsel hakikati asla unutmamalı: Denenmiş temel yaşam ilkelerden biri de faşizmle etkileşime giren herkes mutlaka yozlaşacaktır!
Despotik rejim hesap soran toplumun dip dalga devrimci duygusunu yalıtmaya dönük sinsi ve kirli politikalar devreye koymuştur. Bununla da toplumun ruhsal enerjisini depolitize etme yolunda mesafe kat etmiştir. Bu sayede her alanda polemikçi biçimsel demokrasi demagogları türemiştir. Önder Öcalan’ın somut toplumsal sorunlarla bağlantılandırdığı katılımcı demokrasiyi önceleyen vurgusuna rejim demagogları gasp ettikleri ve tekel oluşturdukları temsili demokrasi alanı etrafında dolanıyorlar. Bununla da Önder Öcalan’ın ısrarla vurguladığı müzakereci demokrasi ve pozitif entegrasyon seçeneğinin önü alınmak isteniyor.
Toplumun kendini demokratik temelde yeniden inşa etme ve yenileme kapasitesi hedefleniyor. Buna karşın faşizme karşı toplumsal öz farkındalık yaratacak olan toplu öznelerin demokratik iradesine anlam kazandırmak gerekiyor. Bunu hedefleyen Kürt halkının siyasi direniş arzusuna hepten saldırmalarının ana nedeni işte bu hakikattir. Kürt halkına siyasi bir yozlaşma dayatarak özgürlük mücadelesinin yarattığı devrime ve yarattığı değerlerine içten bir yabancılaşma görmeyi arzuluyorlar. Kürt siyaseti ve tabanı psikolojik bir yıkım ablukasına alınmış durumda. Bir arkadaşın vurguladığı gibi, “Bu süreçte karşıt açıklamalar da Kürt tarafı için bir ihtiyaç ve beklentidir. Hassasiyetleri önemsenmeyen, kırmızı çizgileri çiğnenmiş bir milletin, temsilcilerinin kendilerini temsil etmediği düşüncesine kapılması da önemli sonuçlar doğuracaktır.”
Bu yönelime karşı Kürt halkının ulusal iradesine ve temsiline aracılık eden Kürt siyaseti devrimci dilini, sesini ve duruşunu yitirmemeli, kendi yarattığı demokratik söylemi ısrarla üretmeli ve onu örgütleyerek toplumsal bir güce dönüştürmelidir. Kürt halkının demokratik özgürlüğü için verilen mücadele her dönemde halkı ayağı kaldırarak, yeni mücadele yöntemleriyle daha da geliştirmesini bilmiştir.
Kürt halkının devrimci mücadelesinin onur imgesi ve simgesi Önder Öcalan ve yarattığı Önderlik kurumuna saldırıyorlar. Seviyesiz saldırılarla Önderlik kurumunu aşındırıp itibarsızlaştırmak için her yol ve yöntemi deniyorlar. Kürt halkını provoke ederek sonuç almak istiyorlar. Bu saldırı dalgasına karşı durmak ve mücadele etmek ertelenemez bir görevdir. İdeolojik öz savunma seferberliği yaşamın her alanına anı anına cevap olabilmelidir.
Önderlik, paradigması ile Kürt toplumunu anlama gücüne kavuşturdu. Türkiye’de ki yapısal sorunların kaynağı ulus- devlet faşizmi ise Türk toplumunu anlam gücünden düşürdü. Bugün Önder Öcalan'ın demokratik kurtuluş manifestosu Kürt halkını etkin öznelere ve aktörlere dönüştürecek bir görüş etrafında topluyor. Kürt halkının bu gelişkin demokratik politik bilinci ve yüksek sorumluluk duyarlılığı düşünsel bir devrimi müjdeliyor. Bu vicdan ve zihniyet devriminin gelişmiş ideolojik özünü doğru anlamak ve uygulamakla mükellefiz. Paradigmayı yaşamsal bir enerji kaynağı ve güce ulaştırmak için onu savunmak şarttır.







