Faşizme ortak olmayın

Forum Haberleri —

.

.

  • Görüldüğü gibi Türkiye’de normal olan, yolunda giden bir şey yok. Erdoğan bütün kurumların içini boşaltmış ve kendisine bağlamış. İçeride ve dışarıda kriz ortamı yaratarak ayakta kalmaya çalışıyor. Krizlerin en büyüğü ve elverişli olanı da savaştır.

ZEKİ AKIL
Erdoğan seçime savaş eşliğinde gitmek istiyor. Bu pek de bilinmez bir konu değildi. Türkiye onun yönetimi altında sürekli geriledi. Ağır aksak da olsa ülkede bazı demokratik kazanımlar elde edilmişti. Erdoğan AB’ye girme konusunda içeride ve dışarıda sözler verdi. Kürt sorununu çözeceğini söyledi. Geniş bir çevrenin desteğini aldı. Ancak yıllar geçtikçe Erdoğan söylediklerinin tersini yaptı. Bütün demokratik kazanımlar ortadan kaldırıldı. MHP ile birleşerek Türkiye’yi dolu dizgin bir faşizme götürdü. Ekonomi dibe vurdu. Türkiye’yi dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ülkeler kategorisine yerleştirdi.

Erdoğan seçimle geldi ama seçimle gitmek istemiyor. Türkiye’deki birçok çevre bunu tartışıyor. Oyunu kurallarına göre oynamıyor. Çünkü büyük suçlara bulaştılar. İktidar sayesinde elde ettikleri her şeyi kaybedecekleri korkusu yaşıyorlar. Bu açıdan savaşa sığınmak, iç savaş çıkarmak, OHAL ilan etmek gibi yollara başvuracakları varsayılıyor. Bu yollar içinde en kolay olan ve kabul göreni ise Kürtlere karşı savaştır. Çünkü bu konu muhalefetin de yumuşak karnıdır. İş Kürtlere geldi mi, muhalefet diye bir şey kalmıyor. Hepsi Erdoğan’ın arkasına sıralanıyorlar. Bu da Erdoğan için bulunmaz bir hazine. Muhalefeti ortadan kaldırmak ve anlamsızlaştırmak için Kürtlere saldırılarını artırıyor.

14 Nisan’dan beri Güney Kürdistan’a, Zap, Metine bölgelerine yeni bir saldırı dalgası başlattılar. Dünyada çatışma ve saldırıların en yoğun olduğu bölge. Yine dünyada kimyasal silahların en fazla kullanıldığı çatışma alanı. Bunu yapan ordu da NATO ordusu. Esat yönetimi Suriye’de kimyasal silah kullandı diye ABD başkanı Obama bunu kırmızı çizgileri olarak ilan etti. “Rejim kimyasal silahlar kullanırsa biz vururuz” dedi. Ama Türkiye kullanınca kimseden ses çıkmıyor. Bu silahlar kullanılması yasaklanmış silahlardır. Bu konuda Türkiye’ye bir uyarı, bir kınama bile yapılmış değildir. Bu da NATO ve ABD’nin Türkiye’ye destek verdiği, suç ortaklığı yaptığı anlamına geliyor.

PKK’yi terörist ilan etmek, kırk yıl boyunca Türkiye’yi desteklemek yetmiyor. Erdoğan şimdi Avrupa’ya Ankara kriterlerini dayatıyor. İsveç ve Finlandiya NATO’ya girecekse benim gibi Kürtleri yasaklayacak ve baskı kuracak diyor. Direkt bu ilkelerin iç işlerine, hukuki sistemlerine karışıyor. Bütün bu saldırganlık ve faşist dayatmalarına ABD ve NATO yetkilileri “Türkiye’nin güvenlik endişelerini anlıyoruz” diyerek taviz veriyorlar. Dünyanın en zalimane işini, Kürtler masada yokken, Kürtler üzerinde Kürt soykırımcılarıyla pazarlıklar yapıyorlar. Aynı şeyi Rusya da yapıyor. Görüldüğü gibi Kürtler söz konusu olunca içeride muhalefet kalmıyor, dışarıda da aynı şey geçerli. Bu yüzden Erdoğan büyük bir pervasızlıkla Rojava’ya, Suriye’ye saldıracağım, diyor.

Geleceğini, her şeyini savaşa bağlamış faşist bir hükümete içeride ve dışarıda savaş konusunda muhalefet olmayınca doğal olarak önü açılmış, desteklenmiş olur. Erdoğan içeride sıkışmış. Suudilerle, BAE ve İsrail dahil herkesle görüşüyor. İlişkilerini düzeltmeye çalışıyor. ABD ve Avrupa’yla ilişkilerini normalleştirme arayışında. Bütün bunlara rağmen Türkiye’ye para akışı, sermaye akışı olmuyor. Türk parası hızla değer kaybetmeyi sürdürüyor. Rusya ve Ukrayna’dan turist gelmiyor. Anketlerde AKP-MHP’nin iktidarının oy kaybetmesi sürüyor. Erdoğan dünyada güvenilmez, saldırgan birisi olarak biliniyor.

Görüldüğü gibi Türkiye’de normal olan, yolunda giden bir şey yok. Erdoğan bütün kurumların içini boşaltmış ve kendisine bağlamış. İçeride ve dışarıda kriz ortamı yaratarak ayakta kalmaya çalışıyor. Krizlerin en büyüğü ve elverişli olanı da savaştır. Bu açıdan Erdoğan savaş atına binmeyi tercih ediyor. Erdoğan ayrıca yarattığı bu krize ve oluşturduğu savaş makinasına, rant sistemine de mahkum olmuştur. Ergenekon ve MHP dışında var olamaz. Bu koalisyondan ayrılırsa onların hedefi olur. Çünkü onlarla ittifakı Kürtlerle savaş üzerinedir. Bunların dışında Suriye’de on binlerce silahlı çete örgütlemiş. SMO adını taktığı bu güçleri nasıl elde tutacak? On binlerce katili, DAİŞ ve El Kaide artığını doyurmak, elde tutmak kolay iş değil. Suriye krizini derinleştirerek, Kürtleri yerlerinden sürerek, kazanımlarını ortadan kaldırarak seçime gitmeye, “zafer” kazanarak yeniden iktidar olmaya çalışıyor. Ganimet ortamı yaratarak, elindeki çeteleri kullanarak Kürtleri ezmek ve Suriye yönetimi üzerinde pazarlık gücünü artırmaya çalışıyor. Dikkat edilirse Erdoğan normal koşullarda Türkiye’yi yönetemiyor. Halka söyleyecek bir yalanı kalmamıştır. Yirmi yıl sonra yönetimi altında Türkiye sürekli artan hayat pahalılığı ve anti demokratik baskılarla yüz yüze.

Erdoğan hem Türkiye hem de bölge halkları için büyük bir tehlike ve tehdit kaynağı haline gelmiştir. Kürtler için durum daha tehlikelidir. Çünkü onlar üzerinde yüz yıllık soykırım politikası uygulanıyor. Erdoğan Ukrayna ve bölgedeki krizi kullanarak Kürtleri yok etmek istiyor. Suriye ve Irak işgali, Osmanlı hayalleri de bölgeyi büyük bir felakete çekiyor. Bu açıdan bölge halkları ve dünya demokrasi güçleri, barıştan yana olan herkes bu faşist saldırganlara karşı harekete geçmelidirler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.