Faşizmi sandığa gömmek mümkündür

Forum Haberleri —

Erdoğan/Saray

Erdoğan/Saray

  • Türkiye halkları gerçekleri öğrendikçe Erdoğan ve faşizmle arasına mesafe koyacak. Ancak muhalefet ürkek ve çekingen davranıyor. Bahçeli ve Erdoğan bunu bildiği için onları baskılıyor, militarizmi ve savaşı öne çıkarıyor.

ZEKİ AKIL

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerle ilgili söylenmeyen şey kalmadı. Türkiye tarihinin en önemli ve kritik seçimlerinden birisi olacağı açık. Ve seçimin son haftasına girildi. Taraflar ve atılacak adımlar birçok yönüyle açığa çıktı. Bir yanıyla seçim gibi ama bir yanıyla da pek seçimlere benzemiyor. Seçimden ziyade savaş ve düşmanlığın ortalığa saçıldığı bir dönemden geçiyoruz.

AKP-MHP faşizmi devletin bütün olanaklarını kullanıyor. Basın büyük oranda tekellerinde. TRT tarihinde hiç olmadık düzeyde iktidarın borazanı olmuş. Aslında artık TRT diye bir devlet kurumu kalmış mı, bilinmiyor. İnsanların bilincinden çıkmış. A Haber, Erdoğan’ın kanalı gibi artık zihinlerde yer edinmiş. Daha önce değindiğimiz gibi partiler seçim meydanlarında yarışmıyor. Bir yanda muhalefet partileri diğer yanda da AKP-MHP ve devlet var. Devlet, iktidarın yani faşist blokun yanında seçime giriyor. Böyle olduğu için bütün muhalefet partileri büyük bir kaygı ve arayış içinde. Seçimler çalınacak mı, sonuçlar gasp edilecek mi diye kaygılıdırlar. Seçim güvenliği önemli bir soru ve bunun için nasıl önlemler alınabilir diye kafa yoruyorlar.

Erdoğan ve Bahçeli’nin Kürt düşmanlığı ekseninde seçim kampanyasını bir savaş atmosferine soktuğu açık. "Kandil, Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Batılı güçler Erdoğan’a karşı. Muhalefet Türkiye’yi satacak, batıracak! Erdoğan da batı dünyasına ve emperyalizme kafa tutan büyük lider!" Böylesine kof, ayrıştıran ve çatıştıran bir dil kullanarak halkta bilinç çarpıtmaya ve muhalefeti baskılamaya çalışıyorlar. ABD ve Avrupa basınında çıkan bazı makale ve değerlendirmeleri Batı’nın Erdoğan karşıtlığı diye pazarlıyorlar. Halbuki aynı basın organları önceki yıllarda Erdoğan lehine de birçok yazı yayınlamışlardı. O yazılar çok hoşlarına gidiyordu. Şimdi Erdoğan, Türkiye’yi karanlığa gömdü. Dışarıdan görülen Türkiye aydınlık değil, geleceğe dair umut vermiyor. Bu karanlıklar görülüp konuşulunca faşist güruh yaygara koparıyor.

Erdoğan ve Bahçeli Kürtlere karşı sürdürdükleri savaşta Türkiye’nin kaynaklarını tükettiler. Türk ordusu Irak ve Suriye topraklarında milyarlarca doları kötülük ve yıkım amaçlı kullandı. Sadece milyarlar dağa taşa saçılmadı. Binlerce insan toprağa düştü. Türkiye, dünya ve komşuları için bir tehlike kaynağı haline geldi. DAİŞ, El Nusra ve diğer silahlı gruplarla ittifak yaptı. Türkiye bugün dünyaya terör ihraç eden bir ülke haline geldi. DAİŞ, Türkiye’ye komşu olduğunda, sınır kapılarını ele geçirdiğinde Erdoğan ve ortakları hiç rahatsız olmadılar. Ne zaman ki, DAİŞ darbelendi ve sınırlardan kovuldular Erdoğan yaygarayı kopardı. Ve Kürt bölgelerine saldırdı. Şimdi de seçim meydanlarında ‘’Kılıçdaroğlu Suriye’den askerlerimizi çekecek ve sınırları PKK’ye teslim edecek’’ diyorlar. Askerlerin Irak ve Suriye’de kalması Türkiye’nin çıkarına mıdır? Bunun maliyeti nedir? Bu Kürt düşmanlığı Türkiye’nin iç sorunlarını hafifletiyor mu, Kürt sorununun çözümüne katkı sunuyor mu? Bu soruların sorulmasını ve tartışmayı engelliyor ve muhalefeti sıkıştırıyorlar.

Muhalefet de gerçek bir muhalefet olmadı, olamıyor. Erdoğan yoksulluk, yolsuzluk ve deprem felaketindeki sorumluluğunu, Türkiye’nin gerçek gündeminin tartışılmasını engellemeye ve gündemi saptırmaya çalışıyor. Muhalefet açıktan Suriye ve Irak’taki işgale karşı çıksa, bunun maliyetini Türkiye halklarına açıklasa ve demokratik ortamın zehirlenmesine katkısını ortaya koysa Erdoğan’ın işini bitirmiş olacak. Faşizmin yenilgiye uğraması için bütün koşullar bulunmaktadır ancak muhalefet ürkek davranıyor. İktidar bunu bildiği için onları baskılıyor, militarizmi ve savaşı öne çıkarıyor.

Erdoğan halkın iradesi ve oylarıyla iktidardan düşürülse dahi kabul etmeyiz diyorlar. S. Soylu seçimlerle darbe yapılacak diyor. Zıvanadan çıkmak buna denir. Seçim kararını kendileri aldı. Ayrıca kendileri de seçimle iktidara geldiler. Halk sandığa gidip oyunu kullansa ve iktidarı değiştirse bu hangi akılla darbe olarak nitelenebilir? Burada akıl ve kurallar, yasalar bir tarafa atılmıştır. Erdoğan’ın mutlaka iktidarda kalması gerekir. Yoksa "seçimler geçerli değildir, darbedir vb" deyip çamura yatacaklarını, niyetlerini açığa vuruyorlar. 7 Haziran seçimlerinde bunu denediler ve sonuç aldılar. Katliamlar eşliğinde Kasım’daki seçimleri aldılar.

Barzani, Erdoğan’ı desteklediğinde ve dışarıda kendisine destek verildiğinde gayet memnun oluyorlar. Ama eleştiren ve desteklemeyenler de düşmandırlar! Kandil neden konuşuyor, seçimlerde tutum belirtiyor, diye veryansın ediyorlar. Kandil, Kürt halkını ve demokrasiyi desteklemeyip de ne yapacak? Kandil’i yok etmek hedefi ve her gün bombalamak serbest de tutum almak mı suç? Özgürlük ve demokrasi isteyen, savaş bitsin diyen bütün güçler bu kanlı elleri yakalarından düşürmelidirler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.