Feti Yıldız: AYM kararları kesindir

Feti Yıldız

Feti Yıldız

  • MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, AYM kararlarının kesin olduğunu hatırlattı.

Meclis Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinden söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, adalet ve devletin bekası arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Yıldız, "Toplumsal hayatın vazgeçilmez şartı hukuk düzenidir. Bize düşen görev, hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalarak onun hayata yansımasını sağlamaktır. Hukukun evrensel kurallarına uygun olması önemlidir, ancak bu kuralların bozulmadan uygulanması daha da önemlidir. Mutlak hakikatı bulmak bir hayaldir belki ama hukukun hedefi, hatasız adalet olmalıdır" dedi.

Bireysel başvuru düzenlemesi

AYM'nin ihlal kararları ve ceza davalarındaki uygulamalara ilişkin konuşan Yıldız, şunları söyledi: "Anayasa’da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapılabilir. Bunun için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Anayasa’mızın 153. Maddesi'nde AYM kararlarının niteliğine ilişkin hükümler olunur. AYM’nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanmaz. AYM bu kararları verirken kanun koyucu gibi yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde de hüküm kuramaz. İptal kararları Resmi Gazete’de yayımlanır, yürürlüğe girer ancak bazen de tehir edilir ama bu bir yılı geçemez.

AYM ve AİHM’in yerleşik içtihatlarında hukuki belirliliği sadece kanunla değil, mahkeme kararıyla da sağlanabildiği yönündedir. Dolayısıyla AYM, ihlalin sonlandırılması amacıyla yeniden yargılama yapılması, yargılamanın durma kararı verilmesi ve eğer kişi tutukluysa salıverilmesine hükmedilmesi yönünde kararlar içinde olabilir. Bireysel başvuru kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda, yani gelir ve maddi vakalar hakkında derece mahkemeleri ve temyiz mahkemeleri tarafından yapılan değerlendirmelere ilişkin inceleme yapılamaz. Bireysel başvuruyu yeni baştan düzenlemeliyiz. AYM’nin yükü ağır ve bunun için yeniden bir değerlendirme yapılması ve iş yükünün hafifletilmesi gerekir.

Tutuklama bir ceza değil

Bütün yargılama önlemleri gibi tutuklama da geçici niteliktedir. Tutuklama bir ceza değil, maddi gerçeğe ulaşmada ceza davasının yürütülmesinde ya da ileride verilecek bir olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Kişi özgürlüğü ve güvenliğini sınırladığı için çok dikkatli hareket edilmeli, bin düşünerek bir kere karar verilmelidir. Suçsuzluk karinesinin esas alındığı, şüpheden sanığın faydalandığı, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde doğal hakimlerin görev yaptığı, davaların makul sürede sonuçlandığı, delillerin vasıtasız olduğu, insana saygının olduğu, kurucu adaleti kuran, yargı denetimine bağlı olan, özelaktüel-geçici durum gözetmeyen, soyut şekilde uygulayan, insan onurunu koruyan ceza hukukunun bir cezalandırma hukuku değil, koruma hukukunu benimseyen devletler hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir.

Delilsiz ispat zandan ibaret kalır

Ceza yargılamalarında yanlış delille doğru sonuca varılmasının mümkün olmadığını defalarca söyledim. Delilsiz ispatla bir vaka anca zan ve tahminden ibaret kalır diye kürsüden altını bir defa daha çizmek istiyorum. Gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınmaması hukukumuz için büyük bir kazanımdır. Buna mecbur kalınmadan başvurulmamalıdır. Başvurulduğu takdirde savunma hakkına saygı gösterilmeli, sanığın gizli tanığa soru sorma hakkını mutlaka gözetmeliyiz." ANKARA

 

* * * 

Kavala'dan Yıldız'a destek

Osman Kavala, MHP’li Feti Yıldız’ın “Ceza Muhakemesi yanlış delille doğru sonuca ulaşılmasını reddeder. Delilsiz ispat, maddi vakaya uygun olsa bile zan ve tahminden ibarettir” çıkışına destek verdi.

Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde 1 Kasım 2017’den bu yana tutulan Osman Kavala, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın yanlış delil ve tutuklama rejimini eleştirdiği paylaşımına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Yıldız’ın açıklamasında “hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalmanın önemini vurguladığını” hatırlatan Kavala, “[Yıldız] yanlış delille doğru sonuca ulaşılamayacağını, bu tür delillerle yapılacak suç ispatlarının zan ve tahminden ibaret kalacağını hatırlatmıştır” dedi. Kavala, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uyarı Ceza Mahkemesi'nde yaşanan ağır insan hakları ihlallerine yol açan temel sorunla doğrudan ilgilidir. Evrensel hukuk ilkelerine göre bireyin insan haklarını korumakla yükümlü olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve AYM’nin ihlal tespitlerinin büyük bölümü, yanlış veya eksik delillerle yapılan tutuklamalar, verilen mahkumiyet kararlarıyla ilgilidir. Durumu daha vahim hale getiren, yerel mahkemelerin bu tespitleri dikkate almamaları, zan ve tahmin üzerinden verilmiş kararları gözden geçirmeyi kabul etmemeleridir.  Sayın Yargıtay Başkanı’nın ifade etmiş olduğu gibi, ihlalin giderilmesinde ayak diremek ihlali yaratan yargısal tasarruftan daha ağır bir hukuksuzluk yaratmakta. Anayasa hükümlerine aykırılık teşkil eden bu davranış, hukukun evrensel ilkelerinin daha esastan ihlali anlamına da gelmektedir.”

MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın, sosyal medya platformu X’te yaptığı 7 Aralık tarihli paylaşım şöyleydi: "Maddi hakikate ve adalete ulaşmanın yegane yolu, hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalmaktır. Ceza Muhakemesi yanlış delille doğru sonuca ulaşılmasını reddeder. Delilsiz ispat, maddi vakaya uygun olsa bile zan ve tahminden ibarettir. Bütün yargılama önlemleri gibi, tutuklama da geçici niteliktedir. Tutuklama bir ceza değil, maddi gerçeğe ulaşılmasını, ceza davasının yürütülmesini ya da ileride verilmesi olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını sınırlandıran çok ağır bir koruma tedbiri olması nedeniyle, tutuklama tedbirine sıkı şartlar altında, geçici çok dikkatli ve özen gösterilerek başvurulması gerekir. Ölümcül seyir izleyen hastalığı olanlar cezaevi koşullarında tedavi edilemez. Ağır hastalığı olanları,engelli ve yaşlı mahkumları sürekli cezaevinde tutulmak demokratik hukuk devletinin iş ve işlemi olamaz. Adaleti sağlamak bir söylem değil eylem meselesidir. Adaletin gerçekleşmesi gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir. Hakkı tespit ve teslim anlamında Hazreti Ömer’in Basra’ya hakim olarak tayin ettiği Emir Musa’ya yazdığı mektupta bu uyarıyı görürüz. Hazreti Ömer’e göre; Uygulanmayan bir hakkı söylemenin, icra edilmeyen bir hükmü vermenin faydası yoktur." İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.