Fetö Tayö’ye karşı atakta, ya bize düşen?

Haberleri —


Evveli gün, Kandıra Cezaevinde tutsak HDP milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları ile görüşmeyi beklerken, yan görüş kabinlerinde de Fetö operasyonlarından tutuklular avukat görüşündeydi. İlk günlerdeki şaşkınlıklarının aksine, sanki günlerini bekliyorlar diye düşündürten ve sıradan olmayan dikkat çekici bir sakinlik vardı hallerinde. 

Yüz binlerce kişinin hayatını alt üst eden bir operasyona uğramış, bir savcının deyimi ile vezirken rezil olmuşlardı; işkence, tutuklama, işten atılma, malına mülküne el konulması da dahil her çeşit eziyete tabi tutulmuşlardı. Ama bırakın dünyayı yerinden oynatmayı, yanındakine sesini duyuracak bir tepkide bulunmamalarını ve görüş yerindekilerin sakinliğini anlamaya çalışırken, AKP milletvekili Şamil Tayyar’ın malum beyanları ve video kaydı düştü basına hem de aynı gün. 

Tayyar bu açıklamaları bir tv programında yapıyor ve endişesini saklamıyordu. Darbe sanıklarının ifadelerinde  cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin adını zikrettiklerini, bunların tutanaklara geçirildiğini, bu durumun ilerleyen zamanda yargılanmalarına neden olabileceğini, bu suretle AKP’nin altını oyduklarını ve en önemlisi bu durumun hükümet ve Adalet Bakanlığı tarafından öngörülememiş olduğunu anlatıyordu. 

Darbe davaları üzerinden AKP’ye ayrı bir kumpas kurulduğunu, yargıda bir direnç başladığını, yargıdan bir dip dalga geldiğini de söyleyen Tayyar, darbecilerin önemli oranda mali kaynağa sahip olduğunun da altını çiziyordu. 

Tayyar’ın sözleri, AKP için tehlike çanı gibi. Uzun zamandır her türlü suçu Fetö’ye atıp kurtulma yolunu seçen ve tek başına iktidar olma hırsına yenik AKP’nin, Fetö ile zıtlaşmasının faturasını ödeme zamanı yaklaşıyor belli ki. 

İktidarın “Ben yapmadım o yaptı” diyerek, işlediği suçlardan doğan sorumluluklarından aklanma çabası da artık istediği etkiyi yaratamıyor.  Hatta, MİT Kontrterör dairesi eski başkanı Mehmet Eymür dahi 15 Temmuz için kontrollü darbe tanımı yapıyor. Görünen o ki; iktidar, Ergenekonculardan başlayarak iktidar ortaklarının nefretini kazandığından yalnızlaşması yetmezmiş gibi, şimdi Fetö gibi de bir düşmanı var ve işler istediği gibi gitmiyor. Ya savaşacak ya da iktidarından vazgeçecek. Ergenekoncularla yaptığını Fetö ile de yapması şaşırtıcı olmaz, ancak AKP bu noktaya isteyerek gelmeyecek bu da net. 

Bu yüzden, durumu lehe çevirmek ya da konumlarını korumak için yoğun ve her tür kirli yöntemi de içeren bir çaba içinde olmaya devam edecekleri hatta bu tutumlarını bir tık yükselteceklerinin sinyallerini veriyorlar. Bu minvalde; Tayyar’ın çaresizlik içinde olduğunu düşündürten üslubunun bir noktada tehditkar bir hal alması ve “bu böyle gitmez, bu kumpası bozmak için önerilerimiz var ancak buradan söyleyemeyiz” diye devam etmesi boşa değil. 

Öte yandan; AKP’nin iktidar savaşında alacağı tutumun bize de önemli yansımaları olsa da, her halukarda bize düşenin hayırlı bir şey olmayacağına şüphe yok.  

Selahattin Demirtaş’ın ve Figen Yüksekdağ’ın tutuklu oldukları dosyadaki fezlekeleri hazırlayan savcılardan önemli bir bölümü, Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşmesine neden olan cezayı veren mahkeme heyetinin tamamı Fetö üyesi suçlaması ile ya görevden uzaklaştırıldı ya da tutuklandılar. Ancak Figen Yüksekdağ’ hakkında kararı onayan Yargıtay üyeleri, Milletvekilliğini düşürme kararı veren ve bu kararı teamüllere aykırı olarak uygulayanlar görevleri başındalar. 

Yani iki şey net; Biri AKP’nin gerileme dönemine girdiği. İkincisi ise; Fetö veya Tayö, tek başına ya da birlikte halka karşı duruyorlar ve durmaya devam edecekler. Dillendirilmeye başlanan erken seçim olasılığı ise üzerimizdeki baskının daha da şiddetleneceğini düşündürüyor. Önce can ve görünen o ki  barış, demokrasi, demokratik anayasa hayali için hayli erken. 

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.