Fransa Savunma Bakanlığı Türkiye'yi korumaya aldı

Yurt Dışı Haberleri —

 Sakine Cansız’ın kardeşi Metin Cansız

 Sakine Cansız’ın kardeşi Metin Cansız

 Sakine Cansız’ın kardeşi Metin Cansız: 10 yıl sonra aynı olay, aynı acı

  • Sakine Cansız’ın sürekli Almanya, Hollanda, Fransa ve Türk istihbarat örgütleri tarafından izlendiği ve rapor tutulduğuna dikkat çeken Metin Cansız, Sorgu Hakimi’nin kendilerine; “siz diyorsunuz Türkiye, Almanya istihbaratı ben kendi istihbaratımdan bile bilgi alamıyorum” dediğini aktardı. 
  • Bize 10 yıl boyunca bir hikaye anlattılar, 10 yıl sonra gelmişler bir katliam daha işliyorlar. Ve aynı hikayeyi anlatıyorlar. Bu katliam önceden hazırlanarak, tasarlanarak yapılan katliamın bir parçasıdır. Örtbas edilmeye çalışılıyor, bütün kaygımız budur.
  • Dosyanın üzerindeki gizliliğin kaldırılmasına ilk itiraz Fransa Savunma Bakanlığı’ndan geliyor. Örtbas etmek istiyorlar. Fransa bu cinayetleri örtbas etmeye devam ederse, aileler olarak tereddütsüz Türkiye’yi suçlamaktan vazgeçiyoruz. Suçlu Fransa’dır.

PERVİN YERLİKAYA / PARİS

Paris’te 9 Ocak 2013’te katledilen PKK’nin kurucularından Sakine Cansız’ın (Sara) kardeşi Metin Cansız, 23 Aralık’taki katliamı hatırlatarak “10 yıl sonra aynı acıyı tekrar yaşıyorum” dedi. 

Birinci Paris katliamının 10’uncu yıldönümüne girerken, 23 Aralık günü bu kez Fransa Demokratik Kürt Konseyi hedef alınarak üç Kürt aktivist daha katledildi. İlk suikastte hedef alınanların başında PKK’nin kurucu kadrolarından Sakine Cansız vardı. İkinci suikastte KCK Yürütme Konseyi üyesi Emine Kara (Evin Goyî) şehit düşen üç aktivist arasındaydı. 

Bu korkunç bir travma

On yıl sonra bir kez daha aynı duyguları yaşadığını anlatan Cansız, “10 yıl önce ablamlar katledildiğinde hissettiklerimden farklı bir şey değildi. O günkü acıları tekrar yaşadım. Şehadetinden bir gün önce Evîn arkadaş ile birlikte 9 Ocak Katliamı’nın 10. yıl anması ile ilgili planlamayı tartışıyorduk, hazırlıklarını yapıyorduk. Evîn, ‘10. yıl çok görkemli geçmeli’ diyordu. En ufak ayrıntılarına kadar kendisi ilgileniyordu. Bu duygu nasıl anlatılır bilmiyorum ama bize yaşatılan bu travma korkunç bir travma” şeklinde konuştu. 

’Tehlikelidir, yalnız gitme!’

Cansız, Evîn Goyî ile yaptığı son görüşmeye dair şu detayları paylaştı: “Birlikte oturduk, nasıl yapabiliriz, ne yapmalıyız bütün ayrıntılarına kadar bizi bilgilendirmeye çalıştı. 2 Ocak’ta bir araya gelip yapılacak hazırlıkların son kez üzerinden geçecektik. Katliamdan bir gün önce buradaydım. Evîn afişleri toplama ile ilgileniyordu. Ben ayrılırken ‘gidiyorum’ dedim, vedalaşmak istedim. Evîn, ‘Kiminle gidiyorsun, yalnız gitme’ dedi. Yalnız gitmek istediğimi söylediğimde ‘Tehlikelidir, buradan oraya yalnız gitme’ dedi. Takıldım ona, ‘Korkma Evîn Heval bize bir şey olmaz, vursalar sizi vuracaklar’ dedim.”

Bu da ‘sır’ olarak kalmamalı

“Kendi evimizde tekrardan yüreğimizi yaktılar” diyen Cansız şöyle devam etti: “10 yıl sonra bize bu acıyı yaşatanların gerçek yüzlerini açığa çıkartmak, Kürtlerin en iyi bildiği şeydir. Yaşamadığımız acı kalmadı, biz buna da alışığız, ama bize bu acıları yaşatanları açığa çıkartmak için ne yapmamız gerektiğini bilen bir toplumuz. Bu defa ne olursa olsun bunun da diğerleri gibi sır olarak kalmasını istemiyoruz. Bunun açığa çıkarılması için bütün halkın, sevenlerinin, arkadaşlarının bu davayı sahipleneceğine inanıyorum.”

Savunma Bakanı karşı!

Aradan 10 yıl geçmesine rağmen 9 Ocak Katliamı dosyasındaki “devlet sırrının” halen devam ettiğini belirten Cansız, şunları ifade etti: “20 Aralık’ta Paris’e Sorgu Hakimliği tarafından çağrıldığım için gelmiştim. Ama garip olan şey yeni bir tek şey yok. Bize anlatılan tabiri caizse bir hikaye. Bize 9 Ocak’ta yaşanan katliam ile ilgili bilgi vermek yerine, sansasyonel şeyler ortaya atarak bizim dikkatimizi farklı bir yere çekmek istiyorlar. Sorgu hakimi ile aileler olarak tartışmaya başladık. Bize elle tutulur bir şey sunmasını istedik. Dosyanın üzerindeki gizliliğin kaldırılmasına ilk itiraz Fransa  Savunma Bakanlığı’ndan geliyor. Bu bile başlı başına ilişkilerin nereye gittiğini ne bağlantıları olduğunu anlamak açısından bize iyi bir ipucu veriyor.”

‘Kendi istihbaratından bilgi alamıyorum’

Türk, Alman ve Hollanda istihbaratlarının bu ‘devlet sırrı’ denilen durumu elbirliği ile devam ettirdiğine dikkat çeken Metin Cansız; “Bize diyorlar ki elimizden gelen bu. İşin gerçeği bir önceki Sorgu Hakimi diyordu ki ‘Ben gidip duvara tosluyorum bir noktadan sonra. Hatta daha ileriye gidiyorum siz diyorsunuz Türkiye, Almanya istihbaratı ben kendi istihbaratımdan bile bilgi alamıyorum.’ Şu çok net anlaşılıyor güçlü bir el soruşturmanın ortaya çıkmaması için elinden geleni yapıyor. Dosyanın üzerindeki gizlilikte bunun en somut örneğidir. Bu gizlilik kalkarsa bazı bilgilere ulaşılabilinir ama buna da müsade etmiyorlar. Ben şundan adım gibi eminim. Ablam Almanya, Hollanda, Fransa’ya geldiğinde istihbarat tarafından izleniyor. Fransa’nın son bir ay izlenme raporlarını istiyoruz. Var vermiyorlar, göndermişler 8 sayfa bir önceki dosyada idi. Sadece iki paragraf var, bunun dışındaki her yer karalanmış” dedi. 

Dosya ile ilgili garip şeyler var

Davanın üzerinin örtülmek istendiğinin altını çizen Cansız, “Dosya ile ilgili garip şeyler var, çok ilgilendiklerini düşünmüyorum. Örtbas etmek istiyorlar. Biz başından beri özellikle Sakine’nin ailesi olarak ben, bu cinayetten Fransa’yı sorumlu tutuyorum. Diğer tarafı zaten biliyoruz, Türk devleti bu insanı vurduğunu zaten inkar etmiyor, buldukları yerde öldüreceklerine dair en ufak bir kuşkumuz yok” dedi. 

Birincil dereceden sorumlu

Fransa’nın katliamlardaki rolünün altını çizen Cansız şöyle konuştu: “Bu insanlar en doğal hak olan yaşam hakkını savunabilmek için buralara geldi. Bir sürü bedel verdiler, badire atlattılar, ölmediler. Evîn de bunlardan bir tanesi. DAİŞ’e karşı savaşmış o cehennemin içinden çıkıp buraya geliyor, fakat burada koruyamıyorlar. Fransa bu cinayetlerin birincil derece sorumlusudur. Sadece açığa çıkartılması meselesi değildir. Evet buda önemli ancak Fransa’ya rağmen bu cinayet burada işlenemez. 10 yıllık izlenimlerimiz bize bu şüphenin doğru olduğuna inandırıyor. Fransa bu cinayetleri örtbas etmeye devam ederse, aileler olarak tereddütsüz Türkiye’yi suçlamaktan vazgeçiyoruz. Suçlu Fransa’dır.”

Aynı senaryo tekrarlanıyor

23 Aralık’taki katliamın 10 yıl önce yaşanan ile sayısız benzerliği olduğunu kaydeden Cansız şöyle devam etti: “10 yıl önce de zanlı yakalandığı zaman bizimle tartıştıkları onun profili idi. Sansasyonel şeyler ortaya atarak bizi oyalamaya çalıştılar. (30-40 takım elbisesi varmış, yok babası CHP’li MHP’liymiş. Beyninde ur var.) Bunlar bizim asıl hedefimizi şaşırtmak için asıl olgudan uzaklaşmamız için öne atılan şeylerdi. Bugün de aynı şey. Adamın Fransız, deli v.s olması bizi ilgilendirmiyor. Burada önemli olan bir şey var. Kürtler hedef alınarak öldürülüyor. Evîn arkadaşın bilinçli hedef seçilerek öldürüldüğüne inanıyorum. 

Tek sanıklı dosya tutuyorlar!

Birkaç gün sonra diyecekler ki deliydi, yaşlıydı ölüydü bitti! Tek sanıklı dosya tutuyorlar. Ömer Güney’de de aynısını yaptılar. Biz kendilerine onlarca ilişki sunmamıza rağmen hiçbirisini ortaya çıkartmadılar. Tek sanıklı bir dava yürüttüler. Sanığı yok ettiler, ondan sonra dava düşüyor. Bu ırkçı saldırıyı bir siyasal cinayet olarak kabul etseler de tek sanıklı tuttukları sürece bizim için birinci davadan bir farkı yoktur. Şu anda yapmak istedikleri şey bu. Öfkemden köpürüyorum! Bize 10 yıl boyunca bir hikaye anlattılar, 10 yıl sonra gelmişler bir katliam daha işliyorlar. Ve aynı hikayeyi anlatıyorlar. Bu katliam önceden hazırlanarak, tasarlanarak yapılan katliamın bir parçasıdır. Örtbas edilmeye çalışılıyor, bütün kaygımız budur. 10 yıldır verdiğimiz mücadele, Fransa tarihinde elle tutulur tek vakadır. Umudumuzu yitirmek istemiyoruz. Ama 10 yıl sonra işlenen katliamda aynı yol izleniyor, bu bizi kuşkulandırıyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.