Geleneksel roller ve erkek yargı öldürüyor

Kadın Haberleri —

STAR Kadın Derneği üyesi Serap Güvenç

STAR Kadın Derneği üyesi Serap Güvenç

  • STAR Kadın Derneği üyesi Serap Güvenç, kadın katliamlarında  geleneksel rollerin, yargının, adalet mekanizmasının kadını yeterince koruyamamasının rolü olduğunu belirtti. 

AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca sürdüğü cinsiyetçi politikalar kadın ve çocuğa yönelik şiddetti arttırdı. Bakurê Kurdistan’da devreye koyudu özel savaş uygulamaları, kadın ve çocuğa yönelik suçlarda cezasızlık politikaları ise; kadın ve çocukları şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlarla yüz yüze bıraktı. 

Kadına yönelik şiddet olağanlaştı

Konuya ilişkin değerlendirme yapan STAR Kadın Derneği üyesi Serap Güvenç, Wan ve diğer kentlerde yaşanan kadın katliamlarına dikkat çekti. Kadın katliamların, “töre” adı altında gerçekleştiğini ve üstünün aile bireylerince örtüldüğünü dile getiren Güvenç, “Katliamların birçoğuna töre saikiyle kaftan biçiliyor. Kimileri cinsiyete bağlı eylemle tehdit etme, zorlama, keyfi olarak yine toplumsal baskı sonucu yaşanıyor. Birçok kadın katliamı bu nedenle, şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçmektedir. Kadınlar her gün tacize, tecavüze ve şiddetin birçok boyutuna maruz bırakılıyor. Şiddetin yaygınlaşmasıyla birlikte ise olağan bir sürece dönüşen bir noktaya ulaştı” dedi. 

En savunmasız kesim mülteci kadınlar 

Wan’ın, mülteci, göçmen, sığınmacılar için bir geçiş güzergahı olduğunu belirten Güvenç, dernek olarak özelde dezavantajlı kadınlar için proje yürüttükleri bilgisini verdi. Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi ile yine İran rejiminin kadın düşmanı politikalarından kaynaklı her yıl onlarca kadının sınırda tecavüz ve şiddetin birçok boyutuyla karşı karşıya kaldığını dile getiren Güvenç şöyle dedi: “Bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda sadece Afganistanlı, İranlı kadınların yer aldığı 100 kişilik bir kadın grubuna dil eğitimi ve temel haklarına ilişkin bir proje uyguladık. Bu proje kapsamında birçok mülteci kadına ulaştık. Kadınlarla birebir sohbet etme fırsatı bulduk. Bu kapsamda yine başvurucularımız oldu. Mülteci kadınların kentimizde yaşadığı sorunların başında ötekileştirme durumu vardı. Mülteci olmalarından kaynaklı erkeklerce rahat taciz edilebilecek kişiler olarak görülüyor. Ya da madde olarak erkeklerin onları düşürmeye çalıştığı, çocuklarıyla tehdit ettiklerini gördük. Örneğin insani bir yardımda dahi farklı, ahlaksız tekliflerde bulunmaları söz konusudur.” 

Suçlu askerlere bir şey olmuyor

“Üniformalı şiddeti” kapsamında derneğe yapılan bir başvurudan söz eden Serap Güvenç, “Gelen kadın bir askerle birliktelik yaşıyordu. Ancak sonraki süreçlerde sürekli askerin kendisine evlenme vaadiyle kandırdığını, telefon aldırdığını, para istemesi gibi durumlarla kadını düşürmeye çalışması ile karşılaştık. Bunu, Musa Orhan’dan biliyoruz. Maalesef bu tür başvurularda kişi devletten aldığı yetkiye dayanarak kadınları kandırıp daha sonra ‘bana bir şey olmaz’ zihniyetiyle çok rahat kadını her türlü istismara, şiddete maruz bırakabiliyor” diye belirti.

‘Gizlilik kararı’ olayı örtbas etmektir

Begiri’de çocuğa yönelik tecavüz dosyasının yargıya taşınmasıyla birlikte basına yansıdığını anımsatan Güvenç, devamla şunları kaydetti: “Dosyaya gizlilik kararı getirilmesinden kaynaklı olayın hangi aşamada olduğunu bilmiyoruz. Bu gizlilik kararlarının da çocuğun yararını taşıyan bir boyutunun olmadığını bilmiyoruz. Çünkü mevcut durumda çocuğa tecavüzde bulunan onlarca kişiden dördünün tutuklandığını duyduk. Kadın katliamlarının bu kadar yoğunlukta olmasının nedeninin bilinçli yürütülen politikalar sonucunda meydana geldiğini görüyoruz. Devletin Kürt kadınına düşmanca politikalarından kaynaklı gelişen şiddet söz konusu olduğunu biliyoruz. Bunlar artık açıklamalarla, dijital medya hesaplarıyla yapılan paylaşımlarla önüne geçilemeyeceğini iyi biliyoruz.” 

Sorunun ana kaynağına inmek gerek

Kadın ve çocuğa yönelik suçlarda toplumsal bir refleksin oluşması üzerinde duran Serap Güvenç, “Bunun başında kadın örgütlenmesi ve dayanışmasının acil olarak açığa çıkması gerekiyor. Bir sorunu çözmek için o sorunun ana kaynağını görmek gerekiyor. Kadın katliamlarının ana kaynağı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kör inançlar, gericilik ve bilinçsizliktir. Toplumda kadına biçilen geleneksel rollerin, yargının işleyişinden, yasaların yetersizliği, güvenlik kurumlarının, adalet mekanizmasının kadını yeterince koruyamamasından kaynaklanıyor. Katillere caydırıcı cezaların verilmemesi, iktidarın nefret dili, kadını eve kapatan, kadına sadece annelik fonksiyonlarının yüklenmesi ile söylemler, eylemler, kadın katliamlarının artışındaki temel nedenler olarak sıralayabiliriz” diye konuştu. 

ZELAL TUNÇ / JINNEWS 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.