Genç neonaziler nasıl örgütleniyor?
Kültür/Sanat Haberleri —

Neonazi gençler
- Almanya’da RTL ve Stern iş birliğiyle hazırlanan “EXTRA - Das Magazin” belgeseli aşırı sağın gençler arasında hızla yayıldığını gözler önüne serdi. Belgeselde aşırı sağcı gençlerin yalnızca bugünün değil, geleceğin de tehdidi olduğunu vurguluyor.
TİJDA YAĞMUR
Almanya’da aşırı sağın gençler arasında hızla yayılması, hem toplumda hem de güvenlik birimlerinde ciddi endişe yaratıyor. RTL ve Stern iş birliğiyle hazırlanan “EXTRA - Das Magazin” adlı belgesel, bir kadın gazetecinin, “Die Heimat” (eski adıyla NPD) partisinin gençlik kolu “Junge Nationalisten” (JN) adlı neonazi örgütüne sızarak gerçekleştirdiği tehlikeli gizli operasyonu gözler önüne seriyor.
“Isabelle” kimliğiyle aylarca hazırlık yapan gazeteci, genç kızları ve kadınları neonazi ideolojisine çekmeyi amaçlayan gizli bir toplantıya katılıyor. Niedersachsen’de “Heimathof” adlı bir arazide düzenlenen bu toplantıda, Hitler Gençliği’nin kadın kollarını andıran “Mädelbund” adlı bir oluşum kuruluyor. Belgesel, aşırı sağın sosyal medya aracılığıyla çocuklara ve gençlere nasıl ulaştığını, bu ideolojinin Almanya’nın çocuk odalarına kadar sızdığını ve “hızlı radikalleşme” olarak adlandırılan sürecin gençleri nasıl etkilediğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. İşte bu etkileyici araştırmanın detayları.
Gizli göreve hazırlık: Isabelle’in doğuşu
Gazeteci, operasyona başlamadan önce uzun ve titiz bir hazırlık sürecinden geçiyor. Neonazi kültürünü, giyim tarzlarını, kullandıkları dili ve davranışlarını öğreniyor. New Balance ayakkabılar, bomber ceketler ve belirli sembollerle süslü aksesuarlar gibi detaylar, onun bu gruba sızarken fark edilmemesi için hayati önem taşıyor. Sahte bir adres, yeni bir kimlik ve uydurulmuş bir geçmişle donatılan gazeteci, kendisini “Isabelle” olarak tanıtıyor. Bu kimlik, onun adeta “hayat sigortası” oluyor. Çünkü neonazi gruplar, özellikle “hain” ya da “siyasi düşman” olarak gördükleri kişilere karşı acımasız. En kötü senaryo, gazetecinin de kabul ettiği gibi, ölümle sonuçlanabilir.
Gazeteci, neden böyle bir riske girdiğini açıklarken, gençlerin neden yeniden aşırı sağa yöneldiğini anlamak istediğini söylüyor. TikTok gibi platformlarda neonazi içeriklerinin hızla yayıldığını, çocukların svastika (Hakenkreuz) şeklinde kurabiye pişirdiğini ve gençlerin bu ideolojiye nasıl çekildiğini sorguluyor. Ona göre, bu “kahverengi propagandanın” çocuk odalarına ulaşmasının ardındaki mekanizmayı çözmek, Almanya’daki aşırı sağın yükselişini anlamanın anahtarı. Bu nedenle, aşırı sağın ön saflarında yer alan JN’yi hedef alıyor.
İlk Adım: Kavalier Konseri
Gazetecinin ilk durağı, neonazi çevrelerinde popüler olan rapçi Kavalier’in (gerçek adı Dominik Raubbach) konseri oluyor. Kavalier, ırkçı mesajları parti müziği formatında sunarak özellikle gençleri cezbediyor. Konser, yalnızca davetlilere açık ve yeri son ana kadar gizli tutuluyor. Gazeteci, yalnız başına bu ortama girerken, meslektaşı Andrej Aden ve “Recherche Nord” ekibi dışarıdan destek sağlıyor. Konser, “Die Heimat” partisinin merkezinde düzenleniyor ve ortamda aileler, hatta 14 yaşındaki çocuklar dikkat çekiyor. Bir anne, 9. sınıf öğrencisi kızını bu konser için hasta göstererek okuldan almış. Kalabalıkta Hitler selamları veriliyor, Gigi D’Agostino’nun melodileriyle “Yabancılar dışarı” sloganları atılıyor. Ancak Kavalier’in şarkı sözleri, yasal sınırlar içinde kalarak yasaklanmaktan kurtuluyor.
Gazeteci, bu ortamda gençlerin nasıl bir topluluk hissiyle bağlandığını gözlemliyor. Kavalier gibi figürler, dışarıdan bakıldığında masum görünen müzikle gençleri çekiyor, ancak konserlerde açıkça neonazi sembolleri ve davranışları sergileniyor. Gazetecinin kimliği bu noktada sağlam kalıyor ve bu, onun daha derine inmesi için bir kapı açıyor.
Heimathof: Neonazi Eğitim Merkezi
Gazetecinin asıl hedefi, JN’nin Niedersachsen’deki “Heimathof” adlı arazisinde düzenlenen “Mädelbund” toplantısı. Bu arazi, JN’nin ülke çapında bir topluluk ve eğitim merkezi olarak biliniyor. Geçmişte, “Recherche Nord” tarafından belgelenen bir yaz gündönümü kutlaması, burada çocukların neonazi ritüellerine katıldığını göstermiş ve Almanya’da şok etkisi yaratmıştı. Ancak bu kez gazeteci, dışarıdan değil, içeriden bir bakış sunuyor.
Toplantıya katılmadan önce, gazeteci JN’nin Berlin’deki etkinliklerine katılıyor ve burada 15-16 yaşındaki gençlerle tanışıyor. Bu gençler, açıkça kendilerini nasyonal sosyalist olarak tanımlıyor ve bomber ceketlerle dolaşarak ideolojilerini sergiliyor. Bazıları, ailelerinin desteğini alıyor; bir annenin, kızının JN üyesi olmasıyla gurur duyduğu görülüyor. Gazeteci, Berlin’deki bir gösteride 13 yaşındaki bir kızın boks eldivenleriyle dolaştığını ve “Okulda kavgaya hazırım” dediğini duyuyor. Bu gençlerin radikalleşmesi, hem aile desteği hem de sosyal medya aracılığıyla hızlanıyor.
Heimathof’taki toplantı, gazetecinin en tehlikeli görevi. Kadınların pantolon giymesi yasak, bu nedenle uzun etek ve örgülü saçlarla “Alman kadını” imajına uygun bir şekilde hazırlanıyor. Araziye vardığında, JN’nin genç liderlerinden Lis Wagner tarafından karşılanıyor. Wagner, arazide yaşayan ve gururla bir gaz tabancası taşıyan bir neonazi. Gazeteci, arazide svastika sembolleri, SS marşları içeren şarkı kitapları ve Hitler’e övgüler düzen ritüellerle karşılaşıyor. Toplantının amacı, genç kızları ve kadınları neonazi ideolojisine çekmek ve sosyal medyada propaganda üretmek. Gazeteci, TikTok için videolar çekerken kendisini bu propagandanın bir parçası gibi hissediyor, ancak bu, kimliğini korumak için bir zorunluluk.
Hızlı Radikalleşme: Gençlerin dönüşümü
Belgesel, Brandenburg Verfassungsschutz (iç istihbarat) başkanı Jörg Müller ve gazeteci Andrej Aden’in analizleriyle, JN’nin gençleri nasıl radikalleştirdiğini derinlemesine inceliyor. Müller, “TikTok’laşma” olarak adlandırdığı bir fenomenle, gençlerin sosyal medyada güvenli bir alanda radikal içeriklere maruz kaldığını ve hızla ideolojik bir dönüşüm geçirdiğini belirtiyor. Aden ise, JN’nin 500 üyesiyle gelecekteki lider kadroları yetiştirdiğini ve bu gençlerin “inanç suçluları” olarak eğitildiğini vurguluyor. Bu gençler, siyasi rakiplere karşı şiddeti meşru görüyor ve nasyonal sosyalist ideolojiye sıkı sıkıya bağlı.
Gazeteci, toplantıda 17 yaşındaki bir kızın, “Artık bir şeyler yapmak istiyorum, aynı düşünen insanlarla bir topluluk arıyorum” dediğini aktarıyor. Bu sözler, gençlerin yalnızlık ve aidiyet arayışlarının neonazi gruplar tarafından nasıl istismar edildiğini gösteriyor. JN, gençlere kamplar, konserler ve topluluk hissi sunarak onları çekiyor. Ancak bu topluluk, militarist bir disiplinle yönetiliyor ve SS marşları, svastika sembolleri ve Hitler’e bağlılık yeminleriyle dolu.
Tehlike: Geleceğin seçmenleri
Belgesel, bu gençlerin yalnızca bugünün değil, geleceğin de tehdidi olduğunu vurguluyor. JN üyeleri, büyüdükçe seçmen olacak ve inanç suçlusu olarak otoriter bir devlete yönelimi destekleyebilir. Aden, “Saat 11:50 değil, 05:00 ve saat işliyor” diyerek toplumun bu tehlikeye karşı uyanması gerektiğini söylüyor. Sosyal medyada 12.000 beğeni alan Mädelbund videoları, propagandanın gençler üzerindeki etkisini kanıtlıyor. “Uyanmış Alman kadınları” gibi sloganlar, bu ideolojinin gençler arasında normalleştiğini gösteriyor.
Yasal zorluklar ve toplumsal uyarı
Almanya’da partilerin yasaklanması, Anayasa Mahkemesi’nin katı kuralları nedeniyle zor. JN, “Die Heimat” partisinin koruması altında faaliyet gösteriyor ve bu, yasal engeller yaratıyor. Gazeteci, JN’ye svastika sembolleri ve SS marşları hakkında sorular yöneltiyor, ancak yanıt alamıyor. Bu sessizlik, grubun ideolojik duruşunu gizleme çabasını yansıtıyor.
Belgesel, aşırı sağın çocukları ve gençleri hedef aldığını ve kahverengi propagandanın Almanya’nın çocuk odalarına kadar ulaştığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Gazetecinin cesur sızma operasyonu, bu tehlikeli hareketin iç yüzünü ifşa ediyor ve toplumun bu tehdide karşı harekete geçmesi için güçlü bir çağrı yapıyor. Aşırı sağın gençler üzerindeki etkisi, yalnızca Almanya için değil, tüm demokratik toplumlar için bir uyarı niteliğinde.