‘Geri dönecek noktayı çoktan geçtik’

Kadın Haberleri —

Seqiz /Jîna Amînî'nin ölümün 40. günü

Seqiz /Jîna Amînî'nin ölümün 40. günü

  • Kürt hakları aktivisti Tara Fatehi, beş ayı bulan İran’daki direnişi değerlendirerek, “Bu gerçekten bir devrim ve insanlar değişim istiyor. En azından Kurdistan halkı adına konuşabilirim ve geriye dönüş olmadığını söyleyebilirim. Artık geri dönecek noktayı çoktan geçtik” dedi.

İran’da rejim karşıtı direniş beşinci ayında sürüyor. 

Kürt kadını Jîna Amînî’nin ‘uygun örtünmediği’ gerekçesiyle İran’ın başkenti Tahran’da gözaltında katledilmesi sonrası başlayın halk ayaklanmasına ilişkin Kürt hakları aktivisti Tara Fatehi, JINNEWS’ten Melek Avcı’ya konuştu.

Halkın talebi net: Bu rejim gitmeli

Son dört aydır İran genelinde süren eylemlerde rejimin, halka sert bir şekilde yöneldiğini ifade eden Fatehi, halkın pes etmediğini dile getirerek şunları belirtti: "Hükümetten çok orantısız bir tepki gördük ve ne zaman İran rejimi tarafından katledilen bir eylemci için cenaze töreni düzenlense, bu başka bir protestoya dönüşüyor. Rejim tarafından katledilen protestocuların 40. günü ya da yıldönümleri her seferinde başka bir protestoyu tetikliyor. Dolayısıyla protestolar sürüyor ve halk pes etmiyor. Halk taleplerinde çok net. Bu rejimin gitmesini ve yerine demokrasinin gelmesini ve İran halkının kendi geleceğini belirleyebilmesini istiyorlar. Bu talepler herkes için geçerli. Tahran'dan Kürdistan'a kadar İran'ın dört bir yanındaki milletler özgürlük ve demokrasinin ülkeye getirilmesini istiyor ve bu yoldan geri dönmeyeceklerini ısrarla vurguluyorlar. Biliyorsunuz, İran'da devrimin simgesi haline gelen slogan, Türkiye'deki Kürtlerden gelen ‘Jin, jiyan, azadî’ hareketidir ve neredeyse tam bir çember haline geldi. ‘Jin jiyan azadî’ hareketi kadınlardan çok daha büyük bir hareketi tarif eder. Kadın haklarını insan hakları olarak kabul eder ve kadınlar özgür olursa, herhangi bir topluma barış, demokrasi ve özgürlükler getirmek için daha iyi bir yerde olacağımızı kabul eder.”

Kürtlerin direnişi yeni değil

Katledilen Kürt kadın Jîna Amînî’nin bu direnişin sembolu olsa da Rojhilatê Kurdistan’daki direnişin yüzyıllık bir direniş olduğunu söyleyen Tara Fatehi, "İran'da bu Kürt halkı için, diktatörlüğe ve Tahran'a karşı onlarca yıllık süren bir mücadeleydi. Kürtlerin bildiği gibi, Kürdistan genelinde ve Kürdistan'ın farklı devletler tarafından işgal edilen diğer bölgelerinde, özellikle de Rojhilat Kürdistan'ında, Kürtler her zaman diktatörlüğe ve tiranlığa karşı savaşmışlardır. Kürtler bu rejimden önce de monarşiden doğan diktatörlüğü kabul etmiyorlardı. İran İslam Cumhuriyeti kurulduğundan beri Kürtler bu rejimi asla kabul etmedi, her zaman diktatörlüğüne, baskısına ve İran üzerindeki hâkimiyetine karşı durdular” dedi.

Tara Fatehi

Kürt ve kadınsanız baskı katlanıyor

İran rejiminin herkes için kötü olduğunu dile getiren Fatehi, bunun etnik kimlik ve kadın kimliği ile buluştuğunda daha katmerli bir baskı silsilesine dönüştüğünü kaydetti. Fatehi şunları kaydetti: “İran'da bir kadınsanız, ortalama bir erkeğin iki katı baskı altındasınız, eğer İran'da etnik kimliği olan bir kadınsanız, örneğin İran'da bir Kürt kadını iseniz, o zaman üç katmanlı bir baskıya sahipsinizdir. İslam Cumhuriyeti rejimi altında yaşıyorsunuz. Bu acımasız bir diktatörlük. Bu rejimin doğası gereği, İslam'ı halkına baskı yapmak için kullandığından özellikle kadınların gündeminde daha katı kurallar var. Örneklerden biri de bölgesel ölümlerin ön plana çıktığı zorunlu başörtüsüdür. Kadın, din ve üçüncü olarak kimlik. İran'da olduğu gibi siz bir etnik azınlıksınız ve bu nedenle İran'daki etnik ulusların hepsi etnik ve kültürel olarak baskı altında. Ana dillerinde eğitime erişimleri yok. Öğretmek için bile buna erişimleri yok. Sırf Kürtçe öğrettiği için İran'da çok sayıda Kürtçe öğretmeninin cezaevinde olduğunu biliyoruz. Bu rejim ilk iktidara geldiğinde Kürt kıyafetlerinin giyilmesi ve Kürt kültürünün ifadesi dahi kriminalize edildi. Bu nedenle, İran'da bir Kürt kadınıysanız, sadece kadın olduğunuz için değil, aynı zamanda etnik kökeniniz nedeniyle de birkaç kat daha baskı yaşıyorsunuz.”

Rejime karşı ortak bir duruş var

İran’da birçok grup ve etnik kimliklerin bir araya gelip direnişe geçmesinin önemine dikkat çeken Fatehi, “Bence, inançlarımız, ideallerimiz ve politik görüşümüz ne olursa olsun, herkes bu rejimin gitmesi gerektiği konusunda hemfikir ve İran'a demokrasi gelmesinin tam zamanı. Bu nedenle rejime karşı ortak bir duruş olduğunu düşünüyorum. Tahran'da çok benzersiz bir deneyime sahip olan bu etnik kimlikler için İran'ın geleceğinin neler getireceğini görmek ilginç olacak” ifadelerini kullandı.

Gitme zamanı geldi

43 yıllık İran rejiminin yarattığı kaosun reforme edilemeyeceğini dikkat çeken Tara Fatehi, “Son 43 yılda kesinlikle netleşen ama son dört ayda çok net olan bir şey var ki, bu rejim reforme edilemez. Bu rejimin kendisi, İran halkı ve açıkçası dünya için kendini kabul ettirecek hiçbir adım atması mümkün değil. İran İslam Cumhuriyeti'nin, bu rejiminin gitme zamanı geldi ve insanlar konuşmaya başladı” dedi. 

İnsanlar her gün bu rejimin İran halkına dayatmaya devam ettiği yasaların ve ülke çapında salmaya devam ettiği vahşetin sonuçlarıyla başa çıkmaya çalıştığını kaydeden Fatehi, “Bu insanlar ayağa kalkıyor ve 'artık yeter' diyorlar. Bu yüzden, en azından şimdi herkes için çok açık olduğunu düşünüyorum, artık hiçbir şey eskisi gibi değil bu rejimde reform yapılmaz. Gitmek zorundalar” vurgusun yaptı.

Tara Fatehi

Kimse diktatörlüğü ve zulüm kabul etmeyecek

İnsanların artık değişim istediğini, bu baskı ve zulüm sistemine geri dönmeyecekleri konusunda kararlı olduğunun altını çizen Tara Fatehi, son olarak şunları dile getirdi: "Bu gerçekten bir devrim ve insanlar değişim istiyor. En azından Kurdistan halkı adına konuşabilirim ve geriye dönüş olmadığını söyleyebilirim. Artık geri dönecek noktayı çoktan geçtik ve İran'da insanların artık bu rejimin tiranlığını ve diktatörlüğünü kabul etmeyeceğini düşünüyorum. İnsanlar değişim istiyor ve bu değişimi kazanıp tüm İran'a barış, demokrasi ve özgürlük getirene kadar pes etmeyecekler. Bence bu nokta çok önemli, çünkü bu sadece rejimin devrilmesiyle olmayacak. Rejimin devrilmesi, İran'a demokrasi getirmenin ilk adımıdır fakat rejim gittikten sonra yapılması gereken çok iş var. İnsanlar bu diktatörlüğü iktidara getiren önceki rejimin 1979'daki hatalarından ders aldı ve artık ülkeleri için daha iyisini istiyorlar. İran halkından hangi siyasi görüş gelirse gelsin diktatörlüğü ve zulmü artık kabul etmeyecekler ve özellikle Kurdistan halkı anavatanlarında bu tür bir baskıya artık katlanmayacak" diye konuştu.

MELEK AVCI / JINNEWS 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.