Sudan’da toplu katliam sistematik tecavüz!

Kadın Haberleri —

Sudanlı kadınlar

Sudanlı kadınlar

  • RSF’nin El Faşer’in kontrolünü ele geçirmesinden sonra, kadınlar ve çocuklar kendilerini etnik temizlik, toplu katliam, sistematik tecavüz ve açlık dolu ölüm yolculuğunda buldular.
  • Binlerce sivil, koyu tenli Afrika kökenli toplulukları hedef alan RSF vahşetinden kaçarken, arkalarında yanan köyler, toplu mezarlar ve çocuklarının gözü önünde işkence görmüş anneler bıraktı.

Sudan’ın kuzeybatısındaki Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El Faşer, Nisan 2023’ten Ekim 2025’e kadar tam iki yıl yedi ay boyunca ordu ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında amansız bir savaşın merkeziydi. Şehir, kuşatma altında açlık, susuzluk, ilaç kıtlığı ve keskin nişancı ateşiyle boğuşurken, RSF’nin Ekim ayındaki son taarruzuyla Sudan ordusu çekilmek zorunda kaldı. Kuşatma bitti, ama siviller için gerçek kâbus başladı. Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, çatışmaların başından beri bir milyondan fazla insan El Faşer’den kaçmak zorunda kaldı. El Faşer’de sivillere karşı toplu katliamlar, sistematik tecavüzler, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet, yağmalama, kundaklama, kuşatma, yiyecek ve ilaç kıtlığı gibi çok sayıda ciddi ihlal meydana geldi. Uluslararası Göç Örgütü (IOM), RSF’nin şehri ele geçirdiği 26 Ekim 2025’ten bu yana ise 81 binin üzerinde kişinin yerinden edildiğini, bunların çoğunun kadın, çocuk ve yaşlılardan oluştuğunu bildirdi. Yarısı çocuk olmak üzere 260 binden fazla sivil hâlâ şehirde mahsur, insani yardım alamıyor.

Gizlenen vahşet

IOM saha ekipleri, RSF’nin yollarda kurduğu kontrol noktalarında genç erkekleri etnik kökenleri nedeniyle (özellikle Masalit, Zaghawa ve Fur toplulukları) yakalayıp infaz ettiğini raporladı. Kadınlar ve çocuklar ise fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddetin hedefi haline geldi. Sudan Sosyal Refah Devlet Bakanı Salma Ishaq, RSF’nin şehre girdiği ilk günlerde gerçekleştirdiği katliamları doğruladı: “300’den fazla kadın hayatını kaybetti. En az 25 tecavüz vakası resmi olarak belgelendi, yüzlercesi soruşturma altında.” Sudalı Doktorlar Ağı, RSF’nin suçlarını gizlemek için sokaklardan ve mahallelerden yüzlerce cenazeyi topladığını, toplu mezarlara gömdüğünü ya da yaktığını açıkladı. Nujinha, yerinden edilmiş kadınların hikayelerini dinlemek için onları ziyaret etti. Bazı kadınlar korktukları için kamera karşısına çıkmadı.

 

 

Kanlar içinde yolculuk

Nujinha’dan Mervat Abdülkadir’e konuşan Kadınlardan Hanan Adam Ismail, RSF’nin El Faşer’i kontrol altına aldığı gün yaşadıklarını anlattı. Hasta bebeğini ve diğer çocuklarını yanına alarak tehlikeli bir yolculuğa çıkan Hanan Adam Ismail, RSF tarafından durduruldu. Çocuklarının gözleri önünde dövülen, hakarete uğrayan ve işkence gören anne, kanlar içinde yola devam etmek zorunda bırakıldı. Yakınlardaki küçük bir köye varana kadar yolculuğunu sürdüren Hanan Adam Ismail, burada 20 gün kalarak hem kendi yaralarını hem de çocuklarının yaralarını tedavi etmeye çalıştı. Zorlu süreçte, yaşadıkları travmaların etkilerini hafifletmek ve çocuklarına geleceğe dair umut aşılamak için büyük çaba gösterdi.

 

 

İnsanları ateşe verdiler

Sudan’ın kuzeyindeki Şakra köyünden kurtulan Manal İbrahim, RSF’nin köye düzenlediği baskını ve yol açtığı dehşeti anlattı. Manal İbrahim, RSF’nin sivillerin mallarını çaldığını, sakinleri zorla tahliye ettiğini ve ardından köyü ile geride kalan insanları ateşe verdiğini söyledi. Manal İbrahim, köyleri yandıktan sonra bile RSF’nin kaçanları takip ettiğini, her yaklaşılan köyde erkekleri tutuklayıp katlettiğini aktardı. Defalarca köyleri yok edilen grup, Kuzey Darfur’dan kuzey Sudan’daki Ad-Dabbah bölgesine ulaşmak için günlerce yiyeceksiz yürümek zorunda kaldı. Bu süreçte sahip oldukları her şeyi kaybeden sivil halk, yol boyunca dayak, hakaret ve işkenceyle yüz yüze kaldı.

Kuzey Darfur’dan Kuzey Eyaleti’ne yaklaşık bir ay süren yürüyüşle gelen Asma Ahmed, tanık olduğu ve yaşadığı dehşet nedeniyle ayakta durmakta ve konuşmakta güçlük çektiğini belirtti. El Faşer’den yerinden edilen diğer sivillerin de benzer zorluklarla karşı karşıya olduğunu ifade etti.

 

***

 

 

İnsanlığa karşı suçtur!

Nujinha’dan Rabia Abdullah’a Yemenli kadınlar, Sudan’daki kadınların yaşadıklarına büyük bir öfke ve dayanışma duygusuyla tepki gösterdi. Pek çok kadın, uluslararası toplumu El Faşer’deki sivilleri korumak ve katliamları durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırdı.

Sudan’da yaşananların karşıt taraflar arasındaki bir siyasi çatışma olarak tanımlanamayacağını dile getiren Yemenli kadın aktivist Amal El-Şumeyri, “Bu, tamamen suç teşkil eden, insanlığa karşı işlenmiş saldırılardır. Kadınlara ve çocuklara yönelik vahşet, önceki tüm savaşlarda gördüklerimizin ötesine geçti; artık buna savaş demek bile doğru değil, bu iğrenç suçların işlendiği bir felaket. Ne yazık ki Sudan’daki bu çatışma, uluslararası hukuku tamamen hiçe saydı ve en temel insan haklarını bile yok etti. Ama inanıyorum ki dünya, Sudan’da yaşananları asla unutmayacak” dedi.

 

 

Artık sessiz kalamayız!

“Sudan’da tanık olduğumuz suçlar ve ihlaller, kadınlara ve sivillere karşı işlenmiş iğrenç insanlık suçlarıdır” diyen aktivist Dalia Mohamed ise şu ifadelerde bulundu: “Kadınların ve çocukların yaşadığı korkunç sahneler karşısında artık sessiz kalamayız. Uluslararası toplumu, ilgili kurumları ve insan hakları örgütlerini kadınlara yardım etmek, onları korumak ve kurtarmak için derhal harekete geçmeye çağırıyorum. İhlal edilen kadınlar için adalet talep eden güçlü bir feminist ses yükselmelidir.”

Wahaj Kadın Bloku üyesi Amira Mohamed de, “Sudan’da işlenen suçlar tüm uluslararası standartları ve yasaları ihlal ediyor. Çatışan tarafları destekleyen ve finanse eden ülkeler de bu suçlara ortak oluyor” diye belirtti. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.