Görüşme isteğine, tahliye uzatma

Elazığ T Tipi Cezaevi

Elazığ T Tipi Cezaevi

  • Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutulan Necmiye Boz, Rêber Apo ile görüşme talebini dile getirdiği için infazı 6 ay uzatıldı.

DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan ve Muş Milletvekili Sümeyye Boz, Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutulan Necmiye Boz’un 11 Eylül’de infazını tamamlamasına rağmen infazının 6 ay daha uzatıldığını belirterek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verirken, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) başvuruda bulundu. 

İdare ve Gözlem Kurulu’na çıkarılan Necmiye Boz’a, “PKK hakkında ne düşünüyorsun?”, “Neden taraflı koğuşta kalıyorsun?”, “Abdullah Öcalan hakkında ne düşünüyorsun?” gibi sorular yöneltildiği belirtilen başvuru ve önergede, bu soruların iyi hal değerlendirmesi değil, ideolojik sorgulamalar olduğu kaydedildi. Elazığ T Tipi Hapishanesi’nde bugüne kadar hiçbir politik kadın tutsağın infazını doldurduğu tarihte koşullu salıvermeden yararlandırılmayarak, tümünün infazı sistematik olarak uzatıldığı ifade edildi. Vekiller, “Bu durum, bireysel bir özgürlük gaspı değil, kolektif bir hak gaspıdır” denildi.  

Barış ihtimaline saldırı 

Necmiye Boz’un, 8 Eylül’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme talebi dilekçesinin, Kurul tarafından “örgütle bağını sürdürdüğü” iddiasına gerekçe yapıldığı belirtilerek, “Oysa bu talep, barış ve demokratik çözüm için Türkiye’de ve dünyada sayısız siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum aktörünün dile getirdiği meşru bir barış talebidir. Bir barış çağrısının ‘örgütle bağ’ delili olarak sunulması, yalnızca hukuka değil, barış ihtimaline de saldırıdır” denildi.  

 

* * *

Yılmaz'ın durumu kötüleşiyor'

İHD, ÇHD ve ÖHD, "kuyu tipi" diye adlandırılan S, Y, R Tipi ile yüksek güvenlikli cezaevlerinin kapatılması istemiyle ölüm orucuna giren tutsak Serkan Onur Yılmaz'ın durumun giderek kötüleştiğine işaret ederek, Yılmaz'ın talebinin kabul edilmesini istedi. Antalya Adliyesi önünde konuşan ÇHD Antalya Şube Başkanı Irmak Yaman, Serkan Onur Yılmaz'ın başlattığı ölüm orucunun 323. gününe girdiğini hatırlattı. Irmak Yaman, Yılmaz'ın başka cezaevine sevk edildiğini, ancak bu cezaevlerinin kapatılması talebiyle ve Antalya'da kalan 8 tutsağın sevki için ölüm orucunu sürdürdüğünü dile getirdi. Yılmaz'ın sağlık durumunun kritik eşiği geçtiği, yürüyemediği, eklem bölgelerinde morarmalar olduğu ve yutkunmada zorluk yaşadığı paylaşılan Yılmaz'ın taleplerinin kabul edilmesi istendi.

 

* * *

Cezaevleri ihlallerle boğuluyor

Amed Barosu, ÖHD ve TUAY-DER'in cezaevlerine dair hazırladıkları üç aylık ihlal raporunda infaz ertelemesi, sağlık hakkının ihlali gibi birçok soruna işaret edildi. 

Amed Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi ve Amed Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Haziran-Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan 3 aylık cezaevleri hak ihlalleri raporunu açıkladı. Amed, Xarpêt, Erzingan ve Erzirom cezaevlerini kapsayan rapora dair, Amed Barosu’nda açıklama yapıldı. Metni okuyan Amed Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu üyesi Rihan Gök, cezaevlerinde sistematik olarak uygulanan baskı ve tecrit politikalarının, toplumsal barışa dair umutlara doğrudan saldırı olduğunu dile getirdi. Rihan Gök, “Hapishaneler, mahpusların yaşam hakkını ve onurunu hedef alan bir tecrit ve işkence mekanı rolünden halen çıkarılmamıştır” dedi.

Cezaevlerinde sistematik hak ihlallerinin yaşanmaya devam ettiğine dikkat çeken Rihan Gök, “Sağlık hakkının gaspı, keyfi infaz yakmalar, çıplak arama dayatmaları, kadın mahpuslara yönelen cinsiyetçi şiddet, Kürtçe yazışmaların engellenmesi, Sayın Abdullah Öcalan’a gönderilen mektuplara el konulması ve siyasi kimliği inkâr ettirmeyi hedefleyen idare ve gözlem kurulu sorgulamaları, Türkiye’nin hukuk devletinden ne denli uzaklaştığını göstermektedir. Oysa demokratikleşmenin ve kalıcı toplumsal barışın ön koşulu, hakikatle yüzleşmek ve geçmişin inkâr, şiddet ve imha politikalarıyla hesaplaşmaktır. Bu yüzleşme olmaksızın ne adalet, ne toplumsal güvenlik, ne de gerçek bir barış mümkündür. Bugün hapishaneler birer ‘sessizleştirme mekânı’ olarak kullanılırken, aslında toplumun tümüne yönelik bir itaat dayatması uygulanmakta ve demokratik toplumsal yaşam sistematik biçimde zayıflatılmaktadır” şeklinde konuştu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.