Gücümüzü mücadeleden alıyoruz

• Sincan Kadın Cezaevi’nden boykot eylemine katılan tutsaklardan Ayşe Topçu, güçlerini mücadeleye bağlılıktan aldıklarını söyledi.

Ayşe Topçu gönderdiği mektupta, İmralı Cezaevi’nde avukat, aile, telefon, arkadaş görüşmeleri mektup gibi iletişim haklarının yıllardır yasaklı hale getirildiğini hatırlattı. Topçu, “Dışarıdan gelebilecek herhangi bir haberin önü kesilmiş; yani toplumla tüm bağları kesilmiştir. Yoktan bahaneler yaratılarak engellenmiştir. 39 aydır Sayın Öcalan’dan haber alınmış değil. Ayrıca 28 Nisan 2024'te İmralı'da tutulan Veysi Aktaş arkadaşımızın tahliye edilmesi gerekirken, infazı keyfi bir şekilde uzatılmış. Bu da hükümetin siyasi rehine politikasında ısrarını ortaya koyuyor” dedi.

Direniş bayrağı dalgalanacak

Topçu, tecridin hem cezaevlerine hem de dışarıya ciddi etkilerinin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Keyfi disiplin cezalarından tutalım insan onurunu kıracak türlü türlü işkencelere, hasta tutsakları olan yaklaşım ve son olarak hukuksuzca infaz yapmalarına kadar keyfi tutumlarla karşı karşıyayız. Böylesi koşullarda yaşıyoruz.  Bu koşullarda ısrar etmenin yegâne amacı; yıldırmak, sindirmek, pişmanlığı dayatmaktır. Tabii sistemin unuttuğu bir şey var; o da siyasi tutsaklara geçmişten devredilen direniş bayrağı. Bu direniş bayrağı, Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşana ve Kürt sorununun demokratik çözümü sağlanana dek dalgalanacaktır.”

Demokratik çözüm

Moral ve motivasyon kaynaklarının mücadeleye olan bağlılıktan geldiğini söyleyen Topçu, şunları ifade etti: “Devam eden bu eylemde ve diğer tüm eylemlerdeki amacımız ve istemimiz; Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne bir an önce kavuşması ve Kürt sorununun demokratik yolla çözümüdür. Değerli ailelerimize, halkımıza çağrımız; özgürlük ateşinin daha fazla harmanlanmasıdır. Sorun, hepimizindir. Bilinçli, vicdanlı, değerli ailelerimizden, kardeşlerimizden, dostlarımızdan, yoldaşlarımızdan isteğim; mücadeleyi büyütmeleri ve çevrelerini örgütlemeleridir.”