Güney Kürdistan krizi

Forum Haberleri —

  • Ulusal birliğe düşmanlık temelindeki siyasi rotasında, halka sırtını dönerek, sadece aile ve aşiret çıkarlarını esas alan KDP, içine girdiği kirli ilişkilerle Kürdistan özerk bölgesini yaşanmaz hale getirmiştir.

RAUF KARAKOÇAN

 

Güney Kürdistan’da halk sokaklarda. Öfke patlaması öyle bir noktaya varmış ki parti büroları, resmî kurumlar da dahil önüne ne geliyorsa yakıp tahrip ediyor. Bu öfke açlığa mahkum edilmiş toplumun öfkesidir. Güney Kürdistan krizi sadece ekonomik bir kriz değildir. Sadece günümüzün krizi de değildir. Ekonomik sorunlardan dolayı halkın öfkesi sokağa taşmış olsa da özünde yapısal sorunların vardığı son noktadır. Güney Kürdistan’da iktidarı elinde bulunduran güçlerden kaynağını alan bu kriz, Irak hükümetiyle yaşanan ekonomik sorunlara bağlanması gerçekçi bir gerekçe değildir. Güney Kürdistan’ın ekonomik kaynaklarını fütursuzca tüketen iktidar gücü bu krizin asıl nedenidir. Söz konusu sorunlar KDP’nin oluşumuyla ele alınması gereken bir zihniyet sorunudur.

Ulusal birliğe düşmanlık temelindeki siyasi rotasında, halka sırtını dönerek, sadece aile ve aşiret çıkarlarını esas alan KDP, içine girdiği kirli ilişkilerle Kürdistan özerk bölgesini yaşanmaz hale getirmiştir. Halkın açlıktan kırıldığı bu günlerde bile, Türk devletiyle birlikte PKK’ye karşı savaşa girmek için elinden geleni yapmaktadır. Kürdistan halkının çıkarlarına zarar verecek anlamsız bir savaşa ödenek bulmakta zorlanmaz ama memurların maaşını ödemez. Bölgesel yönetimin ekonomik kaynaklarını hanedanlığı için kullanarak tüketmekte tereddüt etmezken, halkın taleplerine gelince Irak hükümetin bütçe kısıtlamasını adres göstermektedir. Irak merkezi hükümeti bütçe kısıtlaması yapsa da halkın tepkisi Bağdat’a değil bölgesel yönetimedir.

Büyük bedeller ödeyen Başûr halkı, yönetimde kendisini ifade edemez hale gelmiştir. Barzani egemenliğine tabi kılınmıştır. Barzaniler, kendilerini vazgeçilmez görerek Başûrê Kurdistan’ı mülk haline getirmişlerdir. En ufak bir demokratik seçeneğe dahi fırsat tanımazlar. Dünya ve bölgede çok köklü değişimler yaşanırken yerinde mıh gibi çakılı kalarak, 1940’ların kafa yapısıyla, feodal, aşiret usulüyle, Başûr’u aile şirketi gibi yönetmesi toplumda infial yaratmıştır. Özgür bir önderlikten yoksun kalan Başûr halkı, sıradan ekonomik taleplerle sokağa inse de özünde çok köklü bir değişime ihtiyacı vardır. Kendi siyasal geleceğini mevcut yönetimle sürdürmesi her zaman için bir risk unsurudur.

Bölgesel Kürt yönetimi halkın çıkarlarını gözetmeyen hatalı ve yanlış politikalarla ulusal birliğe zarar verdiği kadar kendi bölgesine de zarar verir hale gelmiştir. Bölgesel Kürt yönetimi denilse de özünde KDP ve daha da minimize edersek Barzani ailesi, Bağdat yönetimi ile öncelikli sorunları hal edeceğine, önceliği PKK ile savaş ve Şengal’e müdahale olmuştur. Kerkük başta olmak üzere çok köklü siyasi, askeri ve ekonomik sorunlara odaklanması gerekirken, Türk Devletinin kendisine dikte ettiği Şengal anlaşmasını uygulaması akla ziyan bir yaklaşımdır. Rojava demokratik özerk yönetimini boğmaya çalışması, ENKS gibi ajan siyasi oluşumu desteklemesi, “Roj” peşmergesi adı altında oluşturduğu paralı savaşçıları Kürtlere karşı kullanması da ha keza bu yanlış politikaların başka bir boyutudur. Güney Kürdistan krizinin temel nedenlerini, KDP’nin yapısal oluşumunda, çağın gerisinde kalan önderlik tarzından, ulusal birliğe gelmeyen, Kürt düşmanlarına hizmet eden ilişki ve ittifaklarında aramak gerekir.

Başûr halkı birinci körfez savaşı sırasında (1990) daha KDP’nin esamisi okunmazken Ranya halkı öncülüğünde raperîne kalkmış ve şehirleri Saddam rejiminden almış yiğit bir halktır. Şimdi ise Saddam’ı aratmayan bir yönetimin boyunduruğu altında yaşamaya mahkûm olmuştur. KDP tarafından özgürlüğüne ket vurulan bir halkın yapacağı tek şey elbette ki bu tek parti yönetimine, hanedanlık diktasına karşı durmak olacaktır. Bu eylemlerde hedeflenmesi gereken en önemli konu: despotik yönetim anlayışından kurtulmak olmalıdır. Bu eylemler karşısında TV ekranlarına çıkıp konuşan KDP sorumluları, “bütün Kürdistan’ı tehlikeye atan eylemler” olarak yorumlamaktalar. Oysaki Güney Kürdistan’ı Türk devletine peşkeş çeken, ekonomik kaynakları semiren, ulusal birliğe asla gelmeyen, kirli ilişki ve ittifaklarıyla Kürdistan’ı tehlikeye atan kendileri değilmiş gibi suçu halka yıkmak da ayrı bir aymazlıktır.

Güney Kürdistan krizi özünde siyasi yönetim krizidir. Demokrasi sorunudur. Demokratik toplumun inşa edilmesidir. Yönetim krizini aşmak için mutlaka bu gerici feodal kafa yapısından, zihniyette tıkanmış yönetim anlayışından kurtulmak gerekir. KDP yönetimi, özelliklede Barzani ailesi güney Kürdistan için tehlike oluşturduklarının farkına varmalıdır. Halkın siyasi ve ekonomik taleplerine, kendini temsil etme ve örgütlenme hakkına saygılı olmalıdır. KDP’de, diktatör yönetimlerin akıbetine uğramak istemiyorsa ulusal birliğe gelmelidir. Aksi taktirde ektiği zulmün mahsulünü bu günkü sokak eylemlerinde toplayacaktır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.