Guterres’in gölgesi ve Êzîdîlere ihsan eylemek!

Forum Haberleri —

Êzîdîler, Şengal'e özerk statü tanınmasını istiyor

Êzîdîler, Şengal'e özerk statü tanınmasını istiyor

  • Êzidi halkı evlatlarının cenazelerini toprağa verirken bir saldırı haberiyle yeniden sarsılmışlardı. Tüm bunlar BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Êzidileri destekliyoruz” açıklamasının hemen öncesinde yaşanmaya başlanmıştı.

ŞOREŞ KERKÛKÎ

1 Mart’ta Irak ve Güney Kurdistan ziyaretine başlayan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bir kez daha “Êzidileri destekleyeceklerinin” beyanını verdi. Bu beyanın ardından Hewler’de “Şengal Anlaşması tamamen uygulanmalı” diye buyurdu.

Êzidiler 74 kez katliama uğradılar.

Tüm dünya devletleri bu katliamlara her zaman seyirci kaldı.

ABD, İngiltere ve İsrail’in oluşturduğu ve bir “Truva Atı” gibi Ortadoğu’ya sürdüğü IŞİD, katliamlar yaparken de sessiz kaldı.

Êzidilerin feryadını bir tek PKK savaşçıları ve Önderleri duydu ve yardımlarına koştu.

Êzidiler 3 Ağustos 2014 katliamından sonra Önder Apo’nun paradigmasını kendilerine bir kurtuluş yolu olarak gördüler ve esas aldılar.

Êzidiler kendi öz yönetimlerini inşa ederek öz savunmalarını örgütlediler.

Katliam esnasında ve katliamdan birkaç yıl sonrasına kadar Şengal’de ne Irak devleti ve ne de KDP peşmergeleri vardı.

Êzidiler belki yarı tok yarı açtılar ama Êzidilerin deyimiyle “mürteh” idiler. Korkuları ve kaygıları bir nebze de olsa kaybolmuştu. Çünkü yöneten kendileri, koruyan kendilerindendi.

Ama ne zamanki ABD ve BM, Êzidileri destekliyoruz dediklerinde ve bu minval üzerinde harekete geçtiklerinde Êzidilere yönelik katliamlar yeniden başladı, kaygılar ve korkular baş gösterdi.

Özellikle de BM öncülüğünde 9 Ekim 2020’de geliştirilen Hewler-Bağdat ittifakı sonrasında hem Irak, hem KDP ve hem de TC devletinin saldırıları yoğunlaşarak artmaya başladı.

BM Irak temsilcisi Jeanine Plasschaert’ın gözetiminde geliştirilen ittifak ve anlaşma sonrasında, Irak ordusu Şengal Özerk Yönetimi’nin kurumlarına saldırdı.

Yine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Bağdat’a ulaşmasından önce, 27 Şubat’ta YBŞ komutanlarından Pir Çeko ve Agir Cefri KDP’nin yerel ajanlarının verdiği istihbarat doğrultusunda TC’ye ait silahlı insansız hava araçlarıyla katledildi.

Êzidi halkı evlatlarının cenazelerini toprağa verirken bir saldırı haberiyle yeniden sarsılmışlardı. Bu kez de Şengal halkının kendi güvenlikleri için örgütlediği Asayiş yönetiminden Şerzat Şemo Qasim bir saldırı sonucu 28 Şubat’ta katledilmişti.

Analar öfkeliydi; “sonuna kadar çocuklarımızın davasına sahip çıkacağız” diyorlardı. “Ya şerefli bir ölüm, ya onurlu bir yaşam” diye haykırıyorlardı.

Tüm bunlar BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Êzidileri destekliyoruz” açıklamasının hemen öncesinde yaşanmaya başlanmıştı.

BM raportörü Pishko Shamsi, 3 Ağustos 2014 jenosidinden sonra Êzîdîler içinde yaptığı araştırma ve inceleme sonuç raporunda şu cümlelere yer veriyordu; “… yerel düzeyde Şengal için çok güçlü bir savunmanın olması gerekiyor. Şu anda Şengal Dağı’nda bazı yerel güçlerin oluşturduğu bazı yerel oluşumlar var. Kendileri Êzidî’dirler. Bunlar Şengal’in savunması ve güvenliği konusunda çok önemli bir rol oynayacaklar.”

Evet, Antonio Guterres Êzidileri destekleyecekse bu rapor temelinde desteklemeli, Êzidilerin başka da desteklenmeye, yardıma ihtiyacı yok.

Êzîdîlerin kimsenin yardımına ihtiyacı yok artık.

Çünkü Êzîdîler ferman tarihlerini çok iyi biliyorlar ve öz savunmalarını başka kimseye teslim edemeyeceklerinin tamamen farkındalar.

Çünkü Êzîdîler biliyor ki, öz yönetimleri olmadığı için tarihte hep fermanlar yaşamışlardı.

Êzîdîler artık kendi kendilerine yeter konuma ulaşmışlardır.

Êzidîlerin artık kimsenin yardımına ve desteğine ihtiyacı yoktur.

Sadece Êzîdîleri rahat bırakın yeter.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.